‘Ey evlat bazı hataların var’

Ey evlat! Bazı hataların var. Çocukluk ve gençlik devrinde geçirdiğin günlerin sevdasındasın. Kırk yaşına yaklaştın yahut onu da aştın

<‘Ey evlat bazı hataların var’

"Ey evlat! Bazı hataların var. Çocukluk ve gençlik devrinde geçirdiğin günlerin sevdasındasın. Kırk yaşına yaklaştın yahut onu da aştın. Bu hâlinle bile çocukların oynaması gereken şeylerle oynamaktasın. Cahillere karışmaktan sakın.

Cahil gençleri bırak, ittika sahibi ihtiyarları bul. Kendini, Allah yoluna vermişlere koş. Onlardan biri sana gelecek olursa, iyi bak; hizmet et. Onlara karşı bir hastabakıcı gibi ol.

Halka karşı bir baba şefkati göster. Büyüklere evlat ol. Allah'a tâatı çoğalt. Onun tâatı, kulluktur ve hiç unutmamaktır.

Peygamber (s.a.a.v) Efendimiz şöyle buyurur: "Allah'a itaat eden O'nu daima anar. Namazı, orucu az da olsa, kurtulur. O'na isyan eden, unutur. Namazı, orucu çok da olsa kurtulamaz."

İman sahibi, Yaratan'ına itaat eder. Hak'la sabırlı olur. Yemesinde, içmesinde ve bütün hâllerinde Hak'la beraber kalır. Münafık ne yemesine ne içmesine ne giymesine ne de konuşmasına dikkat eder.

Ey evlat! İşlerini düşün. Nefsini hakikate erdir. Sende olmayan şeyleri ara. Aramazsan doğruluğuna kimse inanmaz.

Sevgiden mahrum yaşamaktasın. Ne Hakk'a uyarsın ne de O'nun işlerine razı olursun. Hâlin nice olur?

İrfan sahibi olmanın alâmeti nedir? Hikmet ve nur kısmından sende ne var? Allah'ın sevgili kulları ne ile bilinir?

Onları tanımak için gerekli işaretler vardır; onları da öğren. Her iddia sahibine, istediği teslim edilmez. Teslim edileceğini sanıyorsan yanlışın var. Şahit isterler. Mihenk taşına vururlar. Ayarını ölçerler. Bakırı altın diye satmak kabil olmaz. Her şeyi ehli bilir.

İrfan sahibinin birçok vasıfları vardır. Onun sağlam vasıfları arasında, sabırlı olmak, belâ geldiği zaman kahramanca karşılamak ve İlâhî hükümlerin hepsine boyun eğmek vardır.

Hele kader bahsinde hiçbir söz sahibi olmamak icab eder. Nefis, halk, vs. tesirini bir yana atıp Allah'a inanmak irfan sahibinin en bariz vasıfları arasındadır.

Ey evlat! Hem Hak sevgisi hem de diğerlerinin sevgisi... Bunlar bir arada olamaz. Hak Teâlâ buyurdu ki: "Hiçbir kişinin sine boşluğuna Allah iki kalp koymadı." (Ahzâb/4)

Kalbe dünya sevgisi ile âhiret sevgisi sığmaz. Halkla Halik bir arada olamaz. Biri girince öbürü çıkar, gider. Fani olan şeyleri bırakırsan sonsuz ve ebedî şeyler sana gelir. Malını ve nefsini yağma et ki, cenneti bulabilesin. Cenab-ı Hak şöyle ferman buyurdu:

"Allah, cennet karşılığı, iman sahiplerinin mallarını ve nefislerini satın aldı." (Tevbe/111)

Zâhid ol. Allah'tan gayri şeyleri gönülden ırak et, yolların açılır. Hakk'a yakınlık duygun sağlam olur. Dünya ve âhirette O'nun yakınlığına sahip olursun.

Hakk'a sevgi iddiası, kolay olmaz. İddia sahibi isen, Hakk'ın çizdiği yola dön. O yolun kıvrımlarından git. Kalbini kötü şeylerden temiz eyle. Orası Mevlâ'nın evidir.

Tevhid ve ihlâs kılıcı ile içine sızan kötülükleri dışarı at. Doğruluğa dayan, kalp kapını kimseye açma. Hanene yalnız Hak misafir olsun. Kalbinin hiçbir köşesinde O'ndan başkasına yer verme.

Hep oyuncakla oynamakta ve kabukla yetinmektesiniz. Bende oyuncak yok. Bende kabuk da yoktur. Her şeyin özünü benden isteyiniz. Oyuncak benim dükkânımda satılmaz.

Yanımda nifaksız ihlâs vardır. Hak, takva ister, ihlâs ister. Kalbinize nazar ettiği zaman bunları görmeyi diler. Dış halinizi görmek istemez. Kalbinizde saklı niyetinizi görmek diler. Bu hâle işaret olarak Allahü Teâlâ şöyle buyurur:

"Kestiğiniz kurbanların, kanı ve eti O'na varmaz; O'na varan şey, sizin takva halinizdir." (Hac/37).

Ey âdemoğulları, dünyada ve âhirette yaratılan şeylerin hepsi sizin için yaratılmıştır. Buna karşılık şükrünüz nerede? Takva hâliniz hani? O'na vardığınızın delili nerede? Hizmetiniz nerede? Kötü şeyleri kalbinize koymayınız. Yapılan işlerin ruhu olmalı; işlerin ruhu ise ihlâstır." (Abdülkadir Geylani Hazretleri, Fethur'r Rabbani eserinden)