‘Başkasına, kalpten yardım dileyerek koşmayınız’

Bak, görmez misin, birçok harap yerler vardır, o yerleri, o yer ehlinin hatası bozmuştur. Hatalar ülkeleri harap eder, ehlini yokluğa gömer.

<‘Başkasına, kalpten yardım dileyerek koşmayınız’

TÜRK-AZ HABER / DİN

Bak, görmez misin, birçok harap yerler vardır, o yerleri, o yer ehlinin hatası bozmuştur. Hatalar ülkeleri harap eder, ehlini yokluğa gömer.

Böylece bir hata işlediğin an bünyen yıkılır. Çünkü orası da bir beldedir. Her ne zaman hata işlersen önce vücuduna bozukluk gelir, sonra dinî varlığına.

Hatalar seni kör eder, kötürüm kılar, kulaklarını tıkar, kuvvetin gider, aklına gelmedik çeşitli hastalıklara tutulursun. Hata fakirlik getirir; evin dağılır, dostuna, düşmanına avuç açarsın.

Yazık sana, ey münafık adam! Hakk'ı kandırma. O Aziz'dir, Celil'dir. Bir iş tutarsın, dıştan Hak için olduğunu gösterirsin; hâlbuki değil.

Halka gösteriş yapmaktasın ve bozuk hâlini saklayarak onların kapısında bükülmekte ve Rabb'ini unutmaktasın. Yakında dünyadan çıkacaksın, elin boş olacak.

Ey iç hastalığına tutulan, şifa ara; bu şifa ancak sâlih kulların yanında olur. Allah'ın iyi kulları senin derdine çare bulur. Onları ara, şifa ilâcını al ve kullan. Onu kullandığın an, sana devamlı afiyet gelecek ve ebedî sağlık bulacaksın.

Mânan düzelecek, kalbin sıhhat bulacak, sırrın mânalar taşıyacak, her halvetin Rabb'inle olacak. Bu hâllerde kalp gözlerin açılır; Hak Teâlâ'nın rahmet deryasına o gözle bakarsın; doğrusu erenlerden olursun.

O'nun kapısına anlayışla girenler zatından başkasına bakamazlar. Bir kalp ki, onda kötü icatlar yaşar, onun gözü Hakk'a nasıl bakar?

Ey cemaat! Uymayı biliniz, icat çıkarmayınız. Muhalefet iyi sayılmaz; iyisi uysal olmaktır. İtaat ediniz, isyan bayrağı çekmeyiniz. Şirk ehli olmak iyi değildir.

İhlâsa sarılınız. Hak Teâlâ'yı birleyiniz ve O'nun kapısından bir an bile ayrılmayınız. Her derdinizi O'na açınız. İhtiyacınızı O'ndan isteyiniz, her yardımı O'ndan dileyiniz.

Başkasına, kalpten yardım dileyerek koşmayınız. Her hâlinizde O'na tevekkül ediniz. Başkasına dayanmayınız.

Ve ey seçme kullar! Size gelince; varlığınızı O'na teslim edin. O'nun her tedbirine razı olun. Bir şey istemeyin, O'nu anmakla meşgul olun.

Hak Teâlâ geçmiş peygamberlere indirdiği bazı kitaplarda şöyle buyurur: "Bir kimse Beni anmakla uğraşır ve bir şey istemeye zaman ayıramazsa; ona verdiğim, durmadan ihtiyaç beyan edenlerden daha artık olur."

Bu yüce kelâmı işitmedin mi, ne kadar güzel. Ey O'nu anmakla uğraşan ve kalbini O'nun uğruna engin kılan, vergisine razı değil misin ki, o seninle oluyor.

Bu hâli şu kutsi hadis bize anlatır: "Ben, Beni ananlayım." Yine buyurur: "Ben, kalbi benim uğrumda mahzun olanlarla olurum.

Ey evlat! O'nu anman kalbini O'na yaklaştırır. Ve yakınlık evine girersin, misafiri olursun. Her misafire ikram edilir, bilhassa padişahın misafirine. Ne zamana kadar bu şahı bırakacak, bayağı mülk ve dünya sahipleri ile olacaksın?

Yakında onlar ile aran açılacak, mülk ve sahipleri gidecek. Yakında âhireti görürsün ve o zaman sanki dünya hiç yokmuş gibi, âhiret ise sonsuz olur.

Benden kaçmayınız; elimde dünyalık yok. Fakat yanımda çok zenginler var. Onlar hem sizden hem de şarkta, garpta bulunanlardan zengin. Ancak sizi istemem sizin için oluyor; iplerinizi bükmekteyim.

İcatçı olma, Allah'ın dininde olmayan şeyleri yapmaya çalışma. Elinde iki adil şahit olsun; biri Kitap, öbürü de Sünnet. Bunlar seni Rabb'ine ulaştırır. Ama sen bunu anlamadan icat çıkarmaktasın.

Elinde iki şahidin var: Biri zayıf aklın, öbürü de şahsî arzun. Şüphesiz bunlar seni ateşe iter; Firavun, Haman ve onların tebaasına katar.

Kaderi hüccet olarak ele alma; bunu kimseye kabul ettiremezsin. Sana en çok gereken ilim mektebine girmek, öğrenmek; sonra amel etmektir. Daha sonra da ihlâs. Bir şey ki, sana lâzım olduğu hâlde gelmiyor, onu ara.

Bütün gücünü ilme ve amele harca. İlmini ve amelini dünyaya harcama. Bu gücün, her zaman devam etmez, tükenir. Kuvvetini faydalanacağın şeylere harca.

Ey evlat! Kendini Hakk'ın rızasına ver. Gayretli ol; O'nun rızasına kavuşursun, senden razı olur. O senden razı olunca sever.

Geçim kederini kalbinden at. Allah rızkını gönderir. Bir şey seninse yormadan gelir. Bütün maksatları kalbinden çıkar. Bir gayen kalsın, o da Aziz ve Celil olan Hak.

Bunu yaparsan O, her derdine yeter. İstediğin, en çok yarayan şey olmalı. Himmetin dünyaya olursa onunla kalırsın, âhirete olursa âhiretle kalırsın; halkı istersen zaten onlarla berabersin, şayet arzun Hak Teâlâ olursa dünya ve âhirette O'nunla beraber olursun." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethur'r Rabbani eserinden)