BAHANELER HAYRETMEZ O GÜN…..

   İnsanoğlu yaradılış maksadını, yaradanını, kimin kulu olduğunu unutunca önünde olana kul olmaya başlıyor. İnsanoğlu elbette sevdiklerini terk etmez. Ancak sevdiğin insanlar senin Rabbini terk ediyorsa onu sevmek ve onu savunmak için bahane üretmek İslam ahlakına yakışmaz.

BAHANELER HAYRETMEZ O GÜN…..
Mimar Gökhan Demir

BAHANELER HAYRETMEZ O GÜN…..

  Allah’ın kulu olan yaratanını asla hiç kimseye değişmez. İman ehli insanın sevgisi Allah’a dır ve yaratandan ötürü yaratılanadır. Yaratılan mahlûkat Allah’a şirk koşuyorsa, O’nun helal dediğini haram sayıyorsa, O’nun haram dediğini de helal sayıyorsa senin bu günahkârları türlü bahaneler getirerek savunman seninde onlar gibi olduğunu gösterir.

    Dünya hayatında çeşitli bahanelerle önce nefsiniz sizi ikna eder sonra sizde bu bahaneleri size yanlışları anlatan insanlara göstererek onları ikna etmeye çalışırsınız. Ama bu hakikati asla değiştirmez. Allah’ın kiramen kâtibin melekleri iş başındadır onlardan an dahi kaçmaz yazarlar ve hesap gününde önüne koyarlar. Allah’ın önünde hesap verirken o bahaneleriniz hasretmez size. Bahanelere sarılarak ihaneti, yalanı gizlemek Müslümana yakışan bir ahlak değildir.

   Allah (cc) "Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğip büker (doğru şahitlik etmez), yahut şahidlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Nisa suresi, 135. ayet) buyurmaktadır.

    Mahzumoğulları’ndan bir kadın hırsızlık yapar. Bir kısım ileri gelen Kureyşliler Hz. Muhammed’e bir aracı göndererek kadını affetmesini isterler. Bu işi Hz. Muhammed’in çok sevdiği bir kişi olan Üsame’nin yapabileceğini düşünürler. Sonra durumu iletmek üzere Üsame’yi Peygambere gönderirler. Üsame gelip durumu anlatınca Hz. Peygamber üzülür. Ayağa kalkarak şunları söyler: “Ey insanlar, sizden önceki insanlar aralarında varlıklı biri hırsızlık yaptığında ona dokunmazlar; zayıf biri hırsızlık yaptığında ise onun cezasını verirlerdi. Allah onları bu yüzden helak etti. Allah’a yemin ederim, değil o kadın, bu suçu işleyen Muhammed’in kızı Fatıma bile olsa onun da cezasını veririm." Babasına karşı bedirde savaşan Abdullah bin Süheyl sahabi iman gereği budur.

    Bizim insanımız bu hakikati gördüğü halde neden hırsızlık yapanı, yalan konuşanı, dün dediğini bugün inkâr edeni, emanete ihanet edeni destekler. Allah (cc) milletimizi düştüğü bu vahim karanlıktan çıkartsın gören körlerden eylemesin, zira tarih bu halde olan insanların akıbetleri ile doludur. Hiç kimseyi Allah’tan daha fazla sevmeyelim. Sevdiğimizi Allah için sevelim. Allah’a ve dinine uymayanları, yaptıkları ihanetleri insanlara din diye lanse edenlerin, peşinden giden toplumu Allah (cc) için ikaz edelim uyaralım.

    Bir insan nefsimizden önce vatan geliyor diyorsa o insan nasıl olurda vatanını açılımlar adı altında bölünmenin eşiğine getiren, binlerce vatan evladının şehit edilmesine sebep olan, bölücü hainleri sınır kapılarında bey gibi karşılayan, bölücü başına sayın diyen, şehitine kelle diyen insanın her dönemde destekçisi olur. Bu insanı türlü bahanelerle destekleyenler unutmayın biz insanız ölümlüyüz, birgün kabre gireceğiz ve Allah’a hesap vereceğiz. Milleti oylamak için uydurduğunuz o bahaneler mahşerde fayda vermeyecek. Ey yüce Türk milleti unutmayın partinizden, liderinizden evvel sizi yaratan Allah’a karşı sorumlusunuz. Size Allah (cc) hesap soracak, siz de Allah’a hesap vereceksiniz. Sizin lideriniz münafıklık yapıyorsa, Allah’ın haram kıldığını helal yapıyorsa, rüşvet verip alıyorsa, Müslümanların kanının akıtılmasına sebep oluyorsa Allah’a rağmen onu nasıl desteklersiniz? Bu suali Allah c.c. size sorduğunda bahane getirebilecekmisiniz. Allah (cc) rızası için bir tefekkürde bulunalım Allah’ın mı? Kuluyuz yoksa kuluna mı kuluz.