İmam Cafer Es-Sadık.....

25 Şevval Ehl-i Beyt İmamlarından 6.sı Hz. İmam Cafer Sadık'ın (a.s) şehadet yıldönümüdür. Cafer nehir demektir. Cennetteki en berrak ve saf ve şirin nehrin adıdır. Hakikatlerin süzülüp aktığı hakikatler nehridir, İmam Caferi Sadık…

<İmam Cafer Es-Sadık.....

"Ehl-i Beyt İmamları Allah'ın nurunun kandilleridir. Tarihten bugüne Müslümanların gönülleri, bu Muhammedi nurun velayet kandilleriyle aydınlanmaktadır. Hepsi bambaşkadır… 

Her biri, aynı nurun birbirinden güzel tecellileridir. Onların yüceliğini anlatmaya söz yetmez. Onların iman, aşk ve çile dolu hayatlarını aktarmaya takat yetmez. Ehl-i Beyt'i sevmek, Yüce Allah'ın ve O'nun Resulü'nün emridir; imanın gereği, İslam'ın gerçeğidir. Ehl-i Beyt İmamlarının hepsi mana sultanlarıdır. 

İmam Caferi Sadık, kendinden önceki Ehl-i Beyt imamlarının devamı olarak, Muhammedi nurun, imanın, ibadetin, aşkın, ilmin, irfanın, Allah'a teslimiyetin ve şehadetin Resulullah'tan sonra velayet kandilleriyle adeta abideleşmesidir. Ehl-i Beyt imamları içinde İmam Caferi Sadık, Ehl-i Sünnet dünyasının gönlünde farklı bir hatırası vardır. O da İmam Azam Ebu Hanife'nin, İmam Cafer Sadık ile olan alakasıdır…" (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Cafer Es-Sadık, s.10)

İmam Cafer Sadık Hazretleri zamanının bütün ilimlerinde, eşsiz bir üstat olarak kabul görüp nam salmıştır. İlim ve irfanın doruklarında görkem ve heybetiyle belirginleşmiştir. Çeşitli akli ve nakli fenlerde birçok ilmi şahsiyetler eğitti. Bunların başlıcaları şunlardır: Zürare, Muhammed b. Müslim, Mümin-i Tak, Hişam b. Hakem, Eban b. Teğlib, Hişam b. Salim, Hüreyz, Hişam-i Kelbi Nessabe, Cabir b. Hayyan-i Sufi, Süfyan-ı Sevri, Hanefi mezhebinin reisi Ebu Hanife, Kadı Sekuni, Gazi Ebu'l-Bahteri onun öğrenciliğini yapmakla övünüyorlardı.

Hz. İmâm Cafer Sâdık; bilgileriyle, üstünlükleriyle pek büyük bir ün sahibi olmuşlardı. 

Mâliki mezhebinin kurucusu Mâlik bin Enes; "Üstünlük, bilgi, ibâdet ve takva bakımından, Hz. İmâm Cafer Sâdık'tan ileri birisini ne bir göz görmüştür, ne bir kulak duymuştur, ne de öyle bir kişi, birinin gönlüne, aklına gelebilir" demiştir.

Hz. İmâm Cafer Sâdık; tefsire, kelâma, fıkıha, fıkıh usûlüne v.s'ye dair yazmış oldukları 15 adet çok değerli eserleri vardır.

İmam Cafer Sadık Hazretlerinin yaşadığı dönem; Emevî ve Abbasilerin İslâm ümmetine, özelde Resûlullah'ın Ehl-i Beyti'ne karşı işledikleri zulm, terör ve katı uygulamalarının yaşandığı dönemdir. 

Halife Mansur, İmam Sadık'tan (a.s) büyük bir korku duyuyordu. Ona göre, yönetimine karşı patlak veren isyanların arkasındaki el, onundu. Bu yüzden İmam'ı dört kere Irak'a çağırdı, hayat koşullarını iyice zorlaştırdı ve İmam'ı yargıladı. Hâlbuki İmam'ın (a.s) şanı muhakeme olmaktan çok yüceydi. Bütün bu uygulamaların amacı, İmam'a sürekli bir kontrol ve gözetim altında olduğunu hissettirmekti. 

Mansur'un birkaç defa onu öldürmek istediği, ama her defasında yüce Allah'ın onun bu isteğine engel olduğunu belirtilmektedir. Böylece İmam Cafer Sadık (a.s) hayatının son dönemini ki bu, Abbasî yönetiminin temellerinin iyice sağlamlaştığı bir dönemdir, baskı ve terör altında geçirdi. Düşmanlık ve ardı arkası kesilmeyen takiplerin yaşandığı puslu bir dönemdi bu. Bütün bunlara rağmen İmam (a.s) büyük bir hikmetle, maharetle, güç ve kararlılıkla görevini ifa etmiştir.

Onun döneminde, Ümeyye oğulları tarafından yapılmayan zulümler Abbasiler eliyle yapıldı. Onun emriyle taraftarları grup grup yakalanıp, karanlık hapislerde işkencelerle hayatlarına son verildi. Bir kısmının başını kesip bir kısmını diri diri toprağa gömdürdüler. Bazılarını binaların temeline yahut duvarların arasında bırakarak saraylar yaptırdı.

Sonunda Medine'de Mansur'un emriyle zehirlenip şehit edildi. Hz. İmâm Cafer Sâdık'ın ömürleri 65 yıl sürmüştür. Kabirleri, Medine'deki Baki mezarlığındadır. Hz. İmâm; babalarının, atalarının yanına defnedilmiştir.

Allah şefaatlerinden mahrum eylemesin…