Paylaş:

Eyüp Sultan Camii, İstanbul'un fethinden sadece beş yıl sonra, 1458 yılında inşa edilmiştir.

Bu cami, Hz. Muhammed'in (s.a.v.) sancaktarı ve sahabesi Ebu Eyyûb el-Ensarî'nin gömüldüğü türbe ile birlikte bulunur.

Cami, dikdörtgen planda mihrabı çıkıntılı bir yapıya sahiptir ve hâlâ Klasik dönem Osmanlı mimarisi tarzına sadık kalmıştır.

Eyüp Sultan Camii'nin tarihçesi oldukça ilginçtir. İstanbul'un ilk Arap kuşatması sırasında burada öldüğüne inanılan Peyganberimizin arkadaşı ve sahabesi Ebu Eyyûb el-Ensarî'den (Türkçe: Eyüp Sultan) adını almıştır.

Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet tarafından 1458'de alana bir külliye inşa edilmiştir. Hocası Akşemseddin ile sohbet ederken, Ebu Eyyûb el-Ensarî'nin mezarının nasıl bulunacağını sormuş ve Akşemseddin, "Şu karşı yakadaki tepenin eteğinde bir nur görüyorum. Orayı kazacağız, bir beyaz mermer çıkacak. Eyüp Sultan orada olmalıdır" demiştir. Bu keşif sonucunda cami ve türbe inşa edilmiştir.

Caminin minareleri de tarihi bir öneme sahiptir. Sultan III. Ahmed, 18. yüzyılın başlarında caminin iki minaresini bugünkü haliyle yeniden inşa ettirmiştir.
Ayrıca, cami ve çevresi Osman Gazi'nin kılıcını kuşanmak üzere Cülûs Yolu'ndan geçerek gelen yeni Osmanlı padişahlarının saltanat törenlerinde rol oynamıştır.

Eyüp Sultan Camii, İstanbul'un tarihini ve manevi değerlerini taşıyan bir yapıdır. Günümüzde hala ibadete açıktır ve turistler tarafından ilgiyle ziyaret edilmektedir.