‘AKP kendinden giden oyları toparlamak için uydu partiler kurdu’

Prof. Dr. Eyercioğlu, "İktidar partisi kendisine asla oy vermeyecek, kendisine küsmüş, kendisinden kaçan seçmenleri toplayacak başka kamplar oluşturuyor ama onları bypass yaparak kendilerine yönlendiriyor" dedi.

<‘AKP kendinden giden oyları toparlamak için uydu partiler kurdu’

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu Türkiye'nin dünyada algı yönetiminin en başarılı olduğu ülkelerinden biri olduğunu söyledi.

Seçmenin kendisine dayatılan seçenekler arasına sıkıştırıldığını ifade eden Eyercioğlu AKP'nin kendisinden kaçan oyları toparlamak için muhalifmiş gibi görünen uydu partiler kurduğunu söyledi.

Prof. Dr. Eyercioğlu yenimesaj.com.tr'ye Türkiye'nin siyasi tablosunu analiz etti.

İşte o  Eyercioğlu'nun açıklamaları;

"Algı yönetimi Türkiye'de çok başarılı oluyor. Türkiye belki de dünyadaki birçok ülkeden daha fazla algı yönetiminin başarılı olduğu ülkedir. Siyaseten önümüze seçenekler konuyor. Medyanın pompaladığı toplamda iki tane seçenek var. Siz bakmayın şu anda Meclis'te 4 -5 partinin bulunmasına, aslında iki tane cephe oluşturuluyor ve birileri bu tarafta, diğerleri bu tarafta…

"52-48 düzeni.."

Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Sayın Hüseyin Baş, ' 52 - 48'e mahkum edilmiş bir ülke' diyor. İki seçenek var aslında diğerleri de bypas kapısı. Herhangi bir partiyi alın Meclis'te bu iki kutuptan bir tanesinin ya beraberinde hareket ediyor ya uydusu konumunda hatta bunlar artık öyle bir hale geldi ki özellikle iktidar partisi kendisine asla oy vermeyecek, kendisine küsmüş, kendisinden kaçan seçmenleri toplayacak başka kamplar oluşturuyor ama onları bypass yaparak kendilerine yönlendiriyor.

"İstanbul'da 45 aday var ama…"

Mesela İstanbul Büyükşehir için 45 tane aday olmasına rağmen medya şu anda iki tane adayın etrafında olayı döndürüyor ve bununla beraber aslında bir iki ismi daha gündeme getirerek bu iki adayı güçlendirmeye, desteklemeye çalışıyor. Adeta şöyle bir iklim oluşturuluyor; bu iki adaydan birine oy vermezseniz karşısındaki aday gelecek yani ikisinden biri gelecek. Siz ikisini de sevmiyor olmanıza rağmen en çok hangisini sevmiyorsanız o zaman öbür tarafa oy vermek zorunda kalıyorsunuz yani sınırlı seçenek içerisinde mahkum edilmiş bir oy kullanma sistemi. Onun için Türkiye'de algıyı yönetmek siyaset açısından ya da iktidar açısından çok büyük kolaylık sağlıyor.

"Sadece falancı gitti filanca geldi ama sistem aynı yürüyor"

Medyayı ele geçirmişsiniz, medya patronları aynı zamanda büyük şirketlerin sahipleri ve dolaylı olarak hükümetle dirsek teması içerisinde ve Onlarla beraber hareket ettiğiniz sürece siz de hayatınızı ve bugün bulunduğunuz mevkii idame ettirebileceksiniz. Halkın önüne siz bu seçenekleri koyuyorsunuz hangisini seçerse seçsin sonucunun değişmeyeceği bir sistem oluşturuldu Türkiye'de. İktidar tarafına da koşsanız, muhalefet tarafına da koşsanız bir şey değişmiyor. Bunu İstanbul'da da görüyoruz; değişiklik oldu, bir şeyler değişir diye umduk ama ne umduk ne bulduk, çok bir şey değişmedi sadece falancı gitti filanca geldi ama sistem aynı yürüyor.

"Her belediye kendine yakın kesime yardım ediyor"

Her belediye kendi hinterlandında bir gruba sosyal yardımda bulunuyor. Sosyal yardım herkesin hakkı, bütün vatandaşlara eşit olarak ulaştırılması gereken bir şey bu. En azından birileri bundan feragat edecekse 'benim buna ihtiyacım yok' derse seçenek onun elinde olması lazım fakat siz gidiyorsunuz belli kesimlerden size yakın olan kısımlarda belli aileleri belirliyorsunuz ve bunlara sosyal yardımda bulunuyorsunuz. Peki bu sosyal yardımın ulaşamadığı insanların hakları ne oluyor, bunlar vatandaş değil mi, bunlar vergi ödemiyor mu? Bunların bu sosyal haklardan faydalanma hakkı neden gasp ediliyor? Onun için ister iktidar kesiminde olsun ister, ana muhalefet kesiminde olsun bizim önümüze konulan seçeneklerin tamamı aynı sistem üzerinden adaletsiz bir yönetimi devam ettiriyorlar.

"Parlayan yıldız BTP"
Türkiye'nin çıkışı bu değil. Türkiye eğer bir şeyleri değiştirmek istiyorsa bu alternatiflerin dışındaki alternatiflere yönelmek zorunda. Eğer tablonun diğer kısmına bakılırsa orada parlayan bir yıldız var. Yıllardan beri Türkiye'ye projeler sunan hatta projeleri dünyada uygulama sahası bulmuş ve dünyada bu projelerle güç sahibi olmuş, söz sahibi olmuş ülkelerin olduğu yani ispatları bulunan projelerle Bağımsız Türkiye Partisi gibi bir parti orada duruyor."