ŞEHÂDET, ZİKİR EHLİNE MAHSUSTUR II

     Mesrûk’dan (radiyallahu anh); “Abdullah b. Mes’ûd’a, ‘Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın!’ (Âl-i İmran, 3/169) âyeti

<ŞEHÂDET, ZİKİR EHLİNE MAHSUSTUR II

hakkında sordum; şu cevabı verdi: ‘Biz de bunu Allah Resûlü’ne (sallallahu aleyhi ve âlihi) sorduk; şöyle buyurdu: Onların (şehitlerin) ruhları yeşil kuşların içindedir. Bu kuşların Arş’ta asılı kandilleri vardır. Cennet’e uçup istedikleri gibi gezip dolaşırlar, sonra geri dönüp kandillerine konarlar. Rab’leri onlara bir bakış bakar ve şöyle buyurur: ‘Bir şey arzuluyor musunuz?’ ‘Daha ne isteyeceğiz, Cennet’te istediğimizi yiyip gezip tozuyoruz, çok güzel bir hayat sürdürüyoruz.’ Allah aynı soruyu üç kere sorduktan sonra kendilerine devamlı sorulacağını anlayınca şöyle derler: ‘Ya Rabbi, Senden dilediğimiz şudur; ruhlarımızı bedenimize tekrar döndür de yine Senin yolunda savaşıp şehit düşelim.’ Allah da onların bundan başka dilekleri bulunmadığını görünce, onları o hâl üzere bırakır.’”  Ayrıca Tirmizî şunu da ilave etti: “Peygamberimize bizden selâm ulaştır ve bizim O’ndan râzı olduğumuzu, O’nun da bizden râzı olduğunu kendisine ilet!” (Müslim, İmâret no. 121, s. 1502 ve Tirmizî, no. 3011)

Düşman karşısına çıkan, dünya ile olan her türlü ilgisini kesmiştir, Allah sevgisi ve rızâsı uğrunda hayatını hiçe saymıştır. Bundan daha üstün bir şekilde Allah’a yönelmek düşünülemediği için, şehit olmanın derecesi yükselmiş ve üstünlüğüne dâir birçok âyet ve hadis gelmiştir. Cenâb-ı Hakk âyet-i kerimede şöyle buyurmaktadır. “Allah, mü’minlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) Cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. (Bu), Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’ân-ı Kerim’de Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah’tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O hâlde O’nunla yapmış olduğunuz bu alış-verişinizden dolayı sevinin. İşte bu, (gerçekten) büyük kazançtır.” (Tevbe: 9/111)

el-Mikdâm b. Ma’dî Kerb’den (radiyallahu anh); “Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Allah katında şehidin altı hasleti vardır. İlk önce bağışlanır; Cennet’te yerini görür; kabir azabından emin olur; Fezâ-i Ekber’den (Kıyâmet) emin olur; bir yakutu dünya ve içindekilerden daha kıymetli olan yakuttan kendisine taç giydirilir; yetmiş iki (ceylan gözlü) hûr ile evlendirilir; (kendisine) akrabalarından yetmiş kişiye şefaat etme hakkı verilir.” (Tirmizî, no. 1663)

 Eğer savaşırken niyet, insanların onun arkasından “ne güzel, ne kahramanca çarpışıyor” desinler ya da savaştan ganimet kazanmak gibi Allah rızası dışında başka niyet olursa; bu niyetlerle çarpışan, şehit olamayacağı gibi, niyetinin Allah rızâsından başka bir şey olması sebebiyle bunun cezasını da görecektir:

 “Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Kıyâmet Günü Allah, kulların arasında hükmetmek için inecek. Her ümmet diz üstü çökecek. İlk çağırılacak olan insan Kur’ân’ı ezberleyen kişi olacak. Ondan sonra Allah yolunda öldürülen kişi. Ondan sonra malı çok olan kişi. Allah, Kur’ân okuyana diyecek ki: ‘Peygamberime indirdiğimi sana öğretmedim mi?’ ‘Evet ey Rabb’im!’ ‘Peki sana öğrettiğimle ne yaptın?’ ‘Gece-gündüz elimden bırakmadım, devamlı okudum’ diye cevap verdiğinde Allah ona; ‘Yalan söyledin’ diyecek; melekler de, ‘Yalan söyledin’ diyecekler. Sonra Allah ona şöyle diyecek: ‘Sen filanca ne güzel okuyor desinler diye okudun. Nitekim de öyle oldu (dediler).’ Sonra malı çok olan adam getirilecek ve ona da soracak: ‘Sana bol mal vermedim mi, seni kimseye muhtaç olmayacak duruma getirmedim mi?’ ‘Evet ya Rabbi!’ ‘Peki o malı ne yaptın?’ ‘Akrabaya ikram ettim, sadaka ve zekâtlar verdim’ diye cevap verince Allah ona; ‘Sen de yalan söyledin’ diyecek, melekler de, ‘Yalan söyledin’ diyecekler. Sonra Allah şöyle buyuracak: ‘Sen verirken falan kimse amma da cömerttir desinler diye verdin. Nitekim de öyle denildi.’ Sonra Allah yolunda öldürülen (şehit) getirilecek ve ona da soracak: ‘Sen neden öldürüldün?’ ‘Senin yolunda savaşırken öldürüldüm’ deyince, Allah ona, ‘Yalan söyledin’ diyecek; melekler de, ‘Yalan söyledin’ diyecekler. Sonra Allah ona diyecek ki: ‘Sen, falan adam amma da kahraman ve yiğit bir adamdır desinler diye savaştın ve öldürüldün. Nitekim öyle de denildi.’ Ondan sonra Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve âlihi) benim dizlerime vurup; ‘İşte bu üçler var ya, üzerlerine Cehennem ateşi tutuşturulacak olan ilk insanlardır’ buyurdu.” (Bu hadisi Müslim, İmâret 152, s. 1513-  4 ve Nesâî, Cihâd 22, VI, 23-  4; İbn Cüreyc an Yûnus b. Yûsuf an Sül. b. Yesâr asl-ı senedi ile tahric etti)

Prof.Dr. Haydar BAŞ   Dua ve Zikir Kitabı sayfa : 421/436

Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir