‘Ona Harun’un oğlunun ismini koy’

İmam Hasan doğduğunda Cebrail (a.s) nazil olarak şöyle dedi: "Ya Muhammed! Allah-u Teâlâ Sana selam ediyor ve buyuruyor ki: Ali sana nispetle, Harun'un Musa'ya nispeti gibidir; bundan dolayı bu oğluna, Harun'un oğlunun ismini tak"

<‘Ona Harun’un oğlunun ismini koy’

Umeys kızı Esma şöyle diyor: İmam Hasan ve İmam Hüseyin doğduklarında ben Hz. Fâtıma (a.s)'ın ebesi idim. İmam Hasan dünyaya geldiğinde Peygamber (s.a.a) gelerek, "Esma! Oğlumu Bana getir" buyurdular. Ben İmam Hasan'ı sarı bir beze sarararak O'nun yanına götürdüm. Resûlullah (s.a.a) o sarı bezi bir kenara iterek şöyle buyurdu: "Esma! Ben size, çocuğu sarı bezle sarmayın demedim mi?"

Ben hemen İmam Hasan'ı beyaz bir beze sararak Peygamber (s.a.a)'in yanına götürdüm. Peygamber (s.a.a) İmam Hasan'ın sağ kulağına ezan, sol kulağına ise ikamet okudu. Daha sonra Hz. Ali'ye, "Oğlumun ismini ne koydun?" diye sordu.

Hz. Ali (a.s), "Ya Resûlallah! Ben ona isim takmada Rabbimden öne geçmem" dedi.

Bu esnada Cebrail nazil olarak şöyle dedi: "Ya Muhammed! Allah-u Teâlâ Sana selam ediyor ve buyuruyor ki: Ali sana nispetle, Harun'un Musa'ya nispeti gibidir; bundan dolayı bu oğluna, Harun'un oğlunun ismini tak."

Resûlullah (s.a.a): "Harun'un oğlunun ismi ne idi?"

Cebrail: "Onun ismi Şeber idi."

Peygamber (s.a.a): "Benim dilim Arapçadır."

Cebrail: "Onun ismini Hasan bırak."

Bu yüzden Peygamber (s.a.a) ona Hasan ismini taktı. İmam Hasan (a.s)'ın doğumunun yedinci günü, Peygamber (s.a.a) iki alaca koç kurban kesti. Onlardan birinin budunu bir altın dinarla beraber ebeye verdi. Sonra İmam Hasan'ın saçını kesti, onun ağırlığında fakirlere sadaka verdi ve İmam (a.s)'ın başına heluk (zafaran ve diğer şeylerden yapılan güzel kokulu bir renk) sürdü.

Sonra şöyle buyurdu: "Bebeklerin başına kan sürmek, cahiliyet adetlerindendir." (Bihar, c.43, s.238).

* * *

Bir gün Hıristiyan bir kimse, İmam Muhammed Bâkır (a.s)'a hakaret ederek şöyle dedi: "Ente beqer/Sen sığır mısın?"

İmam (a.s) cevabında şöyle buyurdu: "Ene Baqır/Ben Bâkır/İlmi yarıp açıklayanım.

Hıristiyan: "Sen aşçı hanımın oğlusun."

İmam (a.s): "Aşçılık annemin mesleğidir."

Hıristiyan: "Sen zenci ve kötü dilli hanımın oğlusun."

İmam (a.s): "Eğer söylediğin bu lakaplar doğruysa, Allah onu affetsin; yalan ise Allah seni affetsin."

Hıristiyan adam, İmam (a.s)'ın bu yüce ahlakını görünce, Müslüman oldu. (Bihar, c.46, s.289).