ALLAH’IN MESCİDLERİNDE ZİKRULLAHA ENGEL OLANIN DURUMU.....

   Cenâb-ı Hakk şöyle buyurur: “Allah’ın mescidlerinde O’nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zâlim kim vardır! Aslında bunların oralara ancak korkarak girmeleri gerekir. (Başka türlü girmeye hakları yoktur.) Bunlar için dünyada rezillik, âhirette de büyük azap vardır.” (Bakara: 2/114)

<ALLAH’IN MESCİDLERİNDE ZİKRULLAHA ENGEL OLANIN DURUMU.....

  Bu âyetin tefsirinde Ömer Nasuhi Bilmen, “Tefsir-i Bilmen” adlı eserinde der ki: “Bu âyet-i kerime; mabetlerin harap olmasına sebebiyet veren, onlarda ibâdet ve itaatin yerine getirilmesine mâni olan kimselerin fecî âkıbetlerini ihtar etmektedir.

   Şöyle ki: (Allah Teâlâ’nın mescitlerinde) mukaddes mabedlerinde (onun) o Yüce Ma’bud’un mübârek (isminin anılmasını), O’na tekbir ve tesbihde bulunulmasını (engelleyen), böyle yüce bir ibâdete engel olan (ve o mescîdlerin) bakılmayarak, cemaatten mahrum bırakılarak (harap olmasına), içinde ibâdet ve itaat edilmeyerek boş kalmasına (çalışan kimseden daha zâlim) Müslümanların hukukuna daha çok tecâvüz eden (kim vardır?) Evet!.. Böyle bir şahıs, son derece zâlimdir. Büyük cezaları hak etmiştir. (Onlar için) öyle bir zulme cesâret, mabedlere karşı ne büyük bir hakârettir.

    Halbuki onların (o mescidlere korka korka) saygılı bir vazîyet almış olarak (girmelerinden başka selâhiyet yoktur.) Onlar ne hak ile o mabetlerin harap olmasına öyle cesaret edebiliyorlar? Artık (onlar için) bu engelleme ve tahribe cüretleri yüzünden (dünyada rezillik vardır), rezil ve rüsva olacaklardır. (Onlar için âhirette ise pek büyük bir azap vardır.) Onlar Cehennem’de azap göreceklerdir. Binaenaleyh İslam mabetlerinin muhafazasına, oralarda Allah’ı zikrin, salât ü selâmın devamına hizmet edilmesi bizim için mühim bir vazifedir.”