DÂİM ZİKİR III.....

                      Ebû Saîd’den (radiyallahu anh); “Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: (Halk) sizin için deli deyinceye kadar Allah’ı zikredin!” (Ahmed, III, 68, 71)

<  DÂİM ZİKİR III.....

  Dâvud b. Sirhan rivâyet eder: “Ebû Abdullah (İmam Ca’fer es-Sâdık aleyhisselâm) şöyle buyurdu: ‘Resûlullah (sallallahu aleyhi ve âlihi) şöyle buyurmuştur: Kim Allah Azze ve Celle’yi çok zikrederse, Allah onu sever. Kim Allah’ı çok zikrederse, onun için iki berat (kurtuluş) yazılır; ateşten berat ve nifaktan berat.” (Ebû Ca’fer Muhammed b. Ya’kub b. İshak el-Kuleynî, Usûl-i Kâfî, c. 2, s. 797)

   Dâvud el Hammar, rivâyet eder: “Ebû Abdullah (İmam Ca’fer es-Sâdık aleyhisselâm) şöyle buyurdu: Kim Allah Azze ve Celle’yi çok zikrederse, Allah onu Cennet’inde gölgeler.” (Ebû Ca’fer Muhammed b. Ya’kub b. İshak el-Kuleynî, Usûl-i Kâfî, c. 2, s. 797)

  Harun b. Harice şöyle rivâyet eder: “Ebû Abdullah (İmam Ca’fer es-Sâdık aleyhisselâm) şöyle buyurdu: Kulun Allah Azze ve Celle’den bir isteği olur. Derken Allah’ı övmeye, Muhammed’e (s.a.a.) ve Âl-i Muhammed’e salât getirmeye başlar. Derken ihtiyacını unutur. Allah, o ihtiyacını istemeden bu ihtiyacını karşılar.” (Ebû Ca’fer Muhammed b. Ya’kub b. İshak el-Kuleynî, Usûl-i Kâfî, c. 2, s. 799)

  Ubeyd b. Zurâre şunu rivâyet eder: “Ebû Abdullah (İmam Ca’fer es-Sâdık aleyhisselâm) şöyle buyurdu: Kul çok istiğfar edince, (amel) sayfası parıldayarak yükselir.” (Ebû Ca’fer Muhammed b. Ya’kub b. İshak el-Kuleynî, Usûl-i Kâfî, c. 2, s. 804)

  İnanan için her ân kıymetlidir. Çünkü o ibâdet ettikçe, Rabb’ine kavuşacak, Cennet’te de makamı artacaktır. İmam Nevevî, “Riyâzü’s-Sâlihîn” adlı eserinde şunu nakleder: “Muaz bin Cebel diyor ki: Cennet’e girenlerin tek bir hasreti olur: O da dünyada iken Allah’ı anmaksızın geçen vakitlerdir.” Dâim zikir hâline dâir yanlış anlaşılan şu husus oldukça önemlidir: Dâim zikir hâli dünyadan el-ayak çekip sürekli ibâdet hâlinde olmak değildir. Nitekim Peygamber Efendimiz ashabına amellerde ölçülü olmayı tavsiye etmiştir.

    Enes (r.a.) şöyle demiştir: “Allah’ın Resûlü’nün zevcelerinden evine üç kişi geldi ve Resûli Ekrem’in ibâdetini sordular. Onlara Allah’ın Resûlü’nün ibâdeti bildirilince, onu kendileri için az buldular ve şöyle dediler:  ‘Resûl-i Ekrem’in yanında biz bir şey değiliz.’ Onlardan birisi, ‘Ben yaşadığım sürece bütün gece namaz kılacağım’ dedi.  İkincisi, ‘Ben, yaşadığım sürece iftar etmeyip oruç tutacağım’ dedi. Üçüncüsü de, ‘Kadınlara yaklaşmayacağım ve hiçbir zaman evlenmeyeceğim’ dedi. Az sonra Allah’ın Resûlü onların yanına geldi ve; ‘Şöyle şöyle söyleyenler sizler misiniz? (Söylediklerinize) dikkat ediniz! Allah’a yemin ederim ki; içinizde Allah’tan en çok korkanınız ve O’na karşı gelmekten en çok çekineniniz Benim. Buna rağmen Ben bazan oruç tutuyorum, bazan tutmuyorum. Namaz kılıyorum. Uyuyorum. Kadınlarla da evleniyorum. Kim Benim sünnetimden ayrılırsa, o kimse Benden değildir’ buyurdu.” (Muhammed bin Ca’fer an Humeyd an Enes tarikiyle Buhârî, Nikâh 1, VI, 116; Hammâd bin Seleme an Sâbit an Enes tarikiyle Müslim, Nikâh no. 5, s. 1020 ve Nesâî, Nikâh 5/6, VI, 60, tahrîc ettiler.)

Prof.Dr. Haydar BAŞ   Dua ve Zikir Kitabı sayfa : 455/468

Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir