Gazi Mustafa Kemal namaz kılardı -1.....

Atatürk namaz kılardı. Bu O'nun aldığı İslam terbiyesinin bir yansımasıydı.

<Gazi Mustafa Kemal namaz kılardı -1.....

Bazıları Mustafa Kemal'in savaşlarda hafızlara Kur'an okutmasını, askerlerini savaş meydanına gönderirken "Allah Allah" diyerek onlara güç vermesini, el açıp dua etmesini istiklal mücadelesinde yapılmış bir takiye diye yorumlar.
 
Yine bazıları illa ki, "dinsiz bir Atatürk" ortaya çıkarabilmek için namaz kıldığı anıları kaleme alırken bile namazdan uzak bir insan anlatmaya çalışırlar.
 
Atatürk namaz kılardı. Bu O'nun aldığı İslam terbiyesinin bir yansımasıydı. Eğer, Mustafa Kemal dinsiz idiyse, askerî okullarda dahi namaz kıldığı ile alakalı anılar neyle izah edilebilir?
 
"… Birkaç gün daha geçti, vakitsiz kimseyi ürkütmek istemediğimden cumaları selamlık resminde Yıldız'ın Sultan Ahmed yapısı camiinde bende, ordu komutanları sıfatıyla hazır beklemekteydim.
 
Bir gün namazdan evveldi bir sabah Başkumandan Vekili Enver Paşa, İzzet Paşa, Vehip Paşa Balkan Muharebesi'ni idare etmiş büyük kumandanlarla namaz vaktini bekliyorduk. Namazdan sonra Naci Paşa, zat-ı şahanenin özel salonunda beni görmek istediğini bildirdi."
 
Atatürk dindardı
 

 
Ve o dindar Atatürk'ün "Selanik Askerî Rüştiyesi 4. sınıfında okutulan Tarih-i İslam dersinden 45 üzerinden 43; Harp Okulu 1. sınıfında okutulan "Akaid-i Diniyye" dersinden ise 45 üzerinden 42; Harp Okulu 2. sınıfta okutulan "Akaid-i Diniyye" dersinden ise 45 üzerinden 45 aldığı ortadadır.
 
Ancak çocukluğundan itibaren İslam terbiyesi ile büyüyen ve emir ve yasakları bilen bir genç bu yüksek notları alabilir.
 
Falih Rıfkı Atay, Çankaya eserinde bakın hangi anıyı kaleme almıştır: "Çocukluğunu ve gençliğini yakından bilen Kılıçoğlu Hakkı bana yazdığı mektupta der ki:
 
Ailece pek yakındır. Zübeyde Molla'yı ikinci defa kocaya veren benim büyük kaynatam Şeyh Rıfat Efendidir. Mustafa Kemal tatillerde Selanik'te sılaya geldiği vakit büyük kaynatamın tekkesine gelir, ayin günlerinde dervişler halkasına katılarak, 'Huuuu, Huuuu' diye kan ter içinde kalıncaya kadar döner, dururmuş."
 
Atatürk'ün hayatında her dönemde namaz kıldığıyla alakalı anılara rastlamaktasınız.
 
O, bazılarının işine geldiği şekliyle anlattığı gibi, dini, namazı bir istismar aracı olarak kullanmamış, Allah'a kulluğu her devir ve şartta yerine getirmiştir.
 
Mesela, Padişah Vahdettin ile son görüşmesi dahi bir Cuma namazı sonrasına rastlar: "… Mayıs'ın 15'i Cuma'ya tesadüf eylemişti. Padişah'a 3. Ordu Müfettişi'nin vedası tabiyatıyla camide oldu.
 
Namazı müteakip huzura çağırılan Mustafa Kemal'in bir saatten fazla Padişah'la konuşması herkesin dikkat nazarını çekti.
 
Vahdettin, İzmir işgalinden dolayı teessürler izhar etmiş fakat Samsun ve havalisinde bir an evvel sükûnet teminine uğraşılması aksi halde orası da işgal edilebilir demiş ve 'Bütün kabahatler İttihat ve Terakki'nin…' (diye eklemiştir).
 
(...) Atatürk camiden ayrılır ayrılmaz, 'Çok alçak bir adam! Çok mel'un! Millet memleket mahvoluyor, o yalnız kendini düşünüyor' diyordu."
 
Yine Millî Mücadele'nin ilk günlerinde, bayram namazını kılışını Kılıç Ali şöyle anlatır:
 
"Millî Mücadele'nin ilk günleriydi. Memleket içeriden dışarıdan düşmanların tazyiki altında bulunuyordu. İşte o günlerin birinde Mustafa Kemal Paşa ile bayram namazını kılmak için yanımızda bazı arkadaşlarda olduğu halde Ankara'da Hacı Bay ram-ı Veli Camii'ne gitmiştik. Cami hınca hınç dolmuş, halk cami dışında sokaklarda hasır, kilim, hatta paltolarını sererek üzerlerinde namaz kılmaya hazırlanmıştı…" devam edecek (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk eseri sh: 627) H: Akın Aydın