Döviz, faiz ve enflasyon ancak Milli Ekonomi Modeli ile düşer.....

  Kaynakların sınırlı görüldüğü kapitalist düzen için tarım ürünlerini elinde tutmak ve dünya insanlığını buna muhtaç etmek bir sömürü vasıtasıdır.Sınırlı olduğu iddia edilerek yapılan bir yanlış da yeraltı kaynakları için söz konusudur. Kaynaklar savaşının yapıldığı dünyada, var oluşundan beri hangi kaynak bitmiştir ki?

Döviz, faiz ve enflasyon ancak Milli Ekonomi Modeli ile düşer.....
Doc.FƏRİD EYVAZOV

Döviz, faiz ve enflasyon ancak Milli Ekonomi Modeli ile düşer.....

Ancak konunun ele alınışı, Tevhid değil de teslis gözlüğünden yapıldığında, az olduğu iddia edilen kaynaklara başkalarının eline geçmeden sahip olma hırsı ile karşılaşmaktayız.Globalizmin kuralları, ülkeleri ve sahip olduğu kaynakları ele geçirme üzerine kuruludur.Ülke vatandaşları ise kendi topraklarında dilenci konumuna gelmektedir.Dünyanın en fakir ülkesi Sierra Leona, dünyanın elmas madenleri bakımından en zengin ülkesidir. ABD'nin bugün ajanları ile karıştırdığı Nijerya, Yemen, Etiyopya, Tanzanya ve Burundi gibi ülkelerde zengin maden yataklarına sahip olmalarına rağmen; bu yatakları global maden firmalarına kaptırdıkları için yokluğa ve açlığa mahkumdurlar.

Maalesef aynı akıbet, hazine üzerindeki Türkiye için de geçerlidir. Yıllardır, ülkemizin petrol ve maden bakımından fakir olduğunu duyan bizler, yaptığımız araştırmalar neticesinde, ülkemizin 3 katrilyon dolarlık maden rezervine malik olduğunu tespit ettik.Yeraltı kaynaklarımız konusunda bize öğretilen her şey koca bir yalandır.Dünya bor rezervinin yüzde 67'si ülkemizdedir. Bor rezervinde dünya birincisiyiz. Yine altın rezervinde, Güney Afrika'dan sonra 6 bin 500 ton ile ikinci sıradayız. Toryum, trona, zeolit, pomza, bakır, krom, nikel, demir, taşkömürü, linyit, kurşun, çinko ve gümüş konusunda da Türkiye en ön
sıralardadır.

Türkiye'deki maden konusunun yeni yeni gündem edilmeye başlandığı yıllarda yaşanan şu hadise maden rezervlerinin gizlenmesi konusunda manidardır:"?İngiliz ortaklara ait olmak üzere, "Türk Boraks Madencilik A.Ş" adını almış, 6 Ocak 1956'da şirket adına Sultançayır bor maden imtiyazını tescil ettirmiştir.Şirket Kırca'nın Sarıcakaya bölgesinde yaptığı sondajlar neticesinde bor rezervini 10 milyon ton olarak beyan etmiş; 45 yıllık imtiyaz talep etmiştir. Şüphe üzerine MTA'nın yaptığı çalışmalarda Kırca bölgesinde 1 milyar ton rezerv ile dünyanın en zengin bor yatakları tespit edilmiştir.

"Bizler, 10 seneden fazla bir zamandır, Gümüşhane'deki altın rezervlerine dikkat çekiyoruz. Sadece Gümüşhane'deki altının Türkiye'ye 100 yıl bakacağının altını çiziyoruz.Ancak bu değerli zenginlikler globalizmin doğal sonucu olarak, maden arama ruhsatı verilen yabancıların çıkarmasına ve işletilmesine açılmış durumda.Rio Tinto, Cominco, Geomar, Anatolia Minerals, Eldorado Gold, Normandi, Yamas, Omya gibi yabancı firmalar maden arama ruhsatları almıştır. Yani madenlerimizi bu firmalar çıkarmaktadır.

Devletin, madenlerden aldığı vergi yüzde 15'ten yüzde 2'ye düşürülmüştür. Üstelik bizim gibi ülkeler, ihraç ettiği yeraltı kaynaklarını işlendikten sonra 100, hatta 1000 kat daha fazla para vererek tekrar satın almaktadır. Bize ait olan Milli Ekonomi Modeli tezimizde ise, madenler milletin malıdır ve milli servettir.Yabancılara ruhsat vermek şeklinde peşkeş çekilmesi yerine; devlet-millet ortaklığıyla işletilmesi gerekir. Yüzde 51'i devlete yüzde 49'u millete ait olacak bir düzenleme ile çıkarılması ve ülkemizde işlenmesi gerekir.Millete ait olan madenlerimizin elimizde kalması ve değerinin yine millet arasında paylaşımı isteniyorsa Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet tezlerimizin Türkiye'de hayata geçmesi şarttır. 

Prof. Dr. Haydar Baş'ın 14.05.2014 tarihli yazısından alıntıdır.