Atatürk’ün yüzüne tükürdüğü vekil (Prof. Dr. Haydar Baş’ın kaleminden) .....

Bir milletvekili içeri giriyor, Atatürk'ün kulağına bir şeyler fısıldıyor. Mustafa Kemal birden kaşlarını çatıyor.

<Atatürk’ün yüzüne tükürdüğü vekil (Prof. Dr. Haydar Baş’ın kaleminden) .....

"Atatürk devrinde namaz kılan memurların işten atıldığı kesin olarak yalandır. Ordunun başı rahmetli Fevzi Çakmak, yardımcısı Orgeneral Asım Gündüz namaz kılarlardı.
 
Atatürk devrinde TBMM Başkanı olan Abdülhalik Renda, Cuma namazlarını Hacı Bayram Camii'nde kılardı.
 
Yıl 1930, Atatürk Fevzi Çakmak'la birlikte yurt gezisine çıkıyorlar, yolculuk trenle yapılıyor. Vagonda Atatürk, Fevzi Çakmak'la baş başa vermiş, memleket meselelerini görüşüyorlar.
 
Bir milletvekili içeri giriyor, Atatürk'ün kulağına bir şeyler fısıldıyor. Mustafa Kemal birden kaşlarını çatıyor, Fevzi Paşa'ya dönerek, 'Paşam, lütfen beni takip ediniz, arkadaş bir haber getirdi, birlikte inceleyelim' diyor.
 
Atatürk ile Çakmak, Cumhurbaşkanlığı Maiyet Erkânı'na ait vagona geçiyorlar. Atatürk, vagonun kapısını yavaşça açıyor ve Fevzi Paşa'ya gösteriyor.
 
Yüksek rütbeli bir subay kanepe üzerinde namaz kılmaktadır. Atatürk vagonun kapısını kapadıktan sonra milletvekilinin yüzüne tükürüyor ve Mareşal'e diyor ki: 'Paşam, bu adamın biraz evvel kulağıma gizli bir şeyler söylediğini gördünüz. Bu adam muhafız kıtasına mensup yüksek rütbeli bir subayın vagonda namaz kıldığını gammazladı. Bu adam namaz kılmayı kendi aklınca suç görüyor. Durumu size göstermek için sizi buraya kadar zahmet ettirdim.'
 
Atatürk ilk istasyonda milletvekilini trenden indiriyor ve gelen devrede milletvekili seçtirmiyor.
 
Bu satırların aciz yazarı Atatürk devrinde hem devlet memuru, hem de din görevlisi idi.
 
Camilerde minberde hutbe okur, kürsülerde dua yapardı. Neden bize baskı yapılmadı? İşimizden atılmadık…
 

 
Atatürk devrinde General Kerameddin Kocaman, resmi general elbisesi ile Teşvikiye Camii'nde Kur'an okurdu. Neden emekliye sevk edilmedi?
 
Cumhuriyetin ilk Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi'den defalarca dinledik. Börekçi bize şöyle demişti:
 
"Ata'nın huzuruna girdiğimde beni ayakta karşılardı. Utanır, ezilir, büzülür, 'Paşam, beni mahcup ediyorsunuz' dediğim zaman 'din adamlarına saygı göstermek Müslümanlığın icaplarındandır' buyururlardı."
 
 "Atatürk için dinsiz diyenler oldu. Bunu bir moda imiş gibi yayanlar oldu. Onun laik anlayışını, dinsiz gibi göstermekte fayda umanlar oldu fakat hakikat hiç de böyle değildi.
 
"Atatürk, laikti ve yobaz aleyhtarıydı. Size başımdan geçen bir vakıayı naklederek başlayayım: Bir gün Necip Ali, ona, 'Efendim Münir Hayri namaz kılar' dedi.
 
En yakın bir dostumun beni bu şekilde takdimini gören beni sevmeyenlerin yürekleri ağızlarına geldi. Şimdi kovulacağıma hükmedenler gülüştüler.
 
Atatürk'le aramızda şu konuşma geçti: 'Sahi mi?'
'Evet Paşam.'
 
'Niçin namaz kılıyorsun?'
 
'Hiç, namaz kılınca içimde bir huzur ve sükûn hissederim.'
 
Atatürk demin gülenlere döndü: "Bir gemide kalsanız ve batmak tehlikesinde olsanız hiçbir ümidiniz kalmasa, ne diye haykırırsınız? Herhalde yetiş Gazi demezsiniz, Allah dersiniz. Bundan tabii ne olabilir?" (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk eseri sh: 627) H: Akın Aydın