Kur’an’ın hükümlerinin âlimi Hz. Ali’dir

İmam Rıza (a.s.) buyurdu ki: “Doğrusu Hz. Peygamber (s.a.a)’den sonra yol gösterici, mü’minlerin hücceti, Müslümanların rehberi, Kur’an-ı Nâtık, Kur’an’ın hükümlerinin âlimi, Peygamber’in kardeşi, halifesi, vasisi ve velisi Ali bin Ebu Tâlib’dir”

<Kur’an’ın hükümlerinin âlimi Hz. Ali’dir

TÜRK-AZ HABER / DİNİ

Abdulvahid bin Muhammed bin Ubdus el-Nişaburî hicri 352 yılının Şâban ayında Ali bin Muhammed Kuteybe'den, o da Fazl bin Şâzan'dan şöyle naklediyor:

Halife Memun, İmam Rıza (a.s)'dan kendisi için özet bir şekilde halis İslam'ı yazmasını istedi. Bunun üzerine İmam (a.s) ona şöyle yazdı:

"İslam'ın özü Allah-u Teâlâ'dan başka ilah olmadığına ve O'nun şeriksizliğine şehadet etmektir. O öyle bir ilahtır ki, tektir; Samed'dir (kullarının sığınağı, ihtiyaçsız, daimi), Kayyum'dur (her şeyi koruyan, ayakta tutandır), duyandır, görendir, Kadir'dir, Kadim'dir (ezelidir), Kaim'dir (ayakta duran ve müstakildir) ve Bâki'dir. O öyle bir Alim'dir ki, hiçbir şeye nispetle cahil değildir; öyle bir Kadir'dir ki, hiçbir şeye nispetle aciz değildir; öyle bir Gani'dir ki, hiçbir şeye muhtaç değildir; öyle bir Adil'dir ki, hiç kimseye zulmetmez. O, her şeyin yaratıcısıdır; misli, benzeri, zıttı, eşi ve dengi yoktur. İbadet, dua, rağbet ve korkudan maksat O'dur.

Şüphesiz Muhammed (s.a.a) kulları arasında O'nun kulu, resulü, emini ve seçilmişidir. O, elçilerin seyyidi (efendisi), peygamberlerin sonuncusu ve yaratılmışların en üstünüdür. O'ndan sonra bir peygamber yoktur, O'nun dini ve şeriatı değişmeyecektir. Muhammed bin Abdullah (s.a.a)'in getirdiği bütün şeyler haktır. O'nu, O'ndan önceki tüm resul, nebi ve İlahi hüccetleri tasdik ediyoruz.

O'nun sâdık ve aziz kitabını da tasdik ediyoruz. O öyle bir kitaptır ki ne önünden, ne de arkasın dan bâtıl ona yaklaşamaz. O, hikmet sahibi ve Hamîd olan Allah tarafından indirilmiştir. O kendinden önce gönderilen kitaplardaki her şeyi koruyandır (ihtiva etmektedir). O (Kur'an), baştan sona kadar haktır. Biz onun muhkem ve müteşabihine, husus ve umumuna, vaat ve vaîdine (müjdesine ve azapla tehdidine), nasih ve mensuhuna, kıssa ve haberlerine iman ediyoruz. Yaratıklardan hiç kimse onun mislini getiremez.

Doğrusu Hz. Peygamber (s.a.a)'den sonra yol gösterici, mü'minlerin hücceti, Müslümanların rehberi, Kur'an-ı Nâtık, Kur'an'ın hükümlerinin âlimi, Peygamber 'in kardeşi, halifesi, vasisi ve velisi Ali bin Ebu Talib'tir. O, Peygamber (s.a.a)'e nispetle Hârun'un Mûsa'ya nispetle sahip olduğu menzileye sahiptir. O; mü'minlerin emiri, muttakilerin imamı, nur yüzlülerin önderi, vasilerin en üstünü, nebi ve resullerin ilminin vârisidir.

O'ndan (Hz. Ali'den) da sonra cennet gençlerinin efendileri olan Hasan ve Hüseyin'dir. Sonra ibadet edenlerin ziyneti olan Ali bin Hüseyin'dir; onlardan sonra peygamberlerin ilmini tahlil edip açıklayan Muhammed bin Ali'dir; ondan sonra vasilerin ilminin varisi olan Muhammed bin Câfer'us Sâdık'tır; ondan sonra Mûsa bin Ca'fer-i Kâzım'dır; ondan sonra Ali bin Mûsa el-Rıza'dır; ondan sonra Muhammed bin Ali'dir; ondan sonra Ali bin Muhammed'dir; ondan sonra Hasan bin Ali'dir; ondan sonra da beklenilen ve kıyam edecek olan Allah'ın hücceti (Hz. Mehdî)'dir; (Allah'ın selamı onların üzerine olsun) bunların hepsinin vasi ve imam olduklarına şehadet ediyorum."

(bu bahis devam edecek...)