’Gadir-i Hum’da ne olduğunu yazan 220 Sünni âlim var’

Gadir-i Hum hadisesi İslam dünyası için çok önemli bir konudur. Hz. Muhammed'in veda haccı dönüşü Gadîr-i Hum denilen yerde konaklamış, öğle namazını kıldırdıktan sonra Hz. Ali'nin elinden tutup, "Ben kimin mevlâsı isem Ali de onun mevlâsıdır. Allahım, ona dost olana sen de dost ol, ona düşman olana sen de düşman ol!" demiştir. Bu konuyu ilahiyatçı yazar Ali Nezir'e sorduk

<’Gadir-i Hum’da ne olduğunu yazan 220 Sünni âlim var’

TÜRK-AZ HABER / DİNİ

Gadîr-i Hum olayı Ahmed b. Hanbel, Müslim, İbn Mâce ve Hâkim en-Nîsâbûrî gibi Sünnî muhaddislerin naklettikleri hadislerde de geçmektedir. Ahmed b. Hanbel'in naklettiği rivayete göre Hz. Peygamber veda haccından döndüğü sırada Gadîr-i Hum denilen yerde konaklamış, öğle namazını kıldırdıktan sonra Hz. Ali'nin elinden tutup, "Ben kimin mevlâsı isem Ali de onun mevlâsıdır. Allahım, ona dost olana sen de dost ol, ona düşman olana sen de düşman ol!" dedikten sonra Hz. Ömer Hz. Ali ile karşılaşmış ve, "Ey Ali! Sen her müminin mevlâsı oldun" diyerek onu tebrik etmiştir (Müsned, IV, 281).

Bu konu hakkında İlahiyatçı Ali Nezir'in görüşlerini aldık. Bu hadisenin sadece Şii kaynaklarda değil 200'ün üzerinde Sünni kaynaklarda da geçtiğini söyleyen Nezir bu kaynaklardan birinin de Nuhabu'l-Menâkıb, müellifinin de Ebu Abdullah el-Hüseyin bin Cüber olduğunu belirtti. İlahiyatçı yazar Ali Nezir şunları söyledi:

"Şeyh Allame Ebu Abdullah El-Hüseyin bin Cüber hicri yedinci yüzyıl âlimlerinden olup hayatı hakkında bilgi yoktur.

Cüber kelimesi üzerine Arap dili ve edebiyatçıları ihtilaf ettiler. Bu dil bilimcilerden Riyad, cim harfinin 'ha' harfi ile 'haber' olduğunu söylemiştir. Dil bilimcilerden büyük bir çoğunluk ise 'cim' harfi ile 'cüber' olduğunu söylemiştir.

Bazı dil âlimleri ise Ali bin Yusuf bin Cübeyr isminde olduğu gibi 'cüber' kelimesinin 'cübeyr' olarak okunması gerektiğini söylemiştir.

Bazı hadis ravileri (rical mucemlerinde) sözlük veya biyografilerinde 'cübeyr' bazılarında 'hayr' olarak gelen kelime 'cuber' olarak zikredilmiştir. Muhakkak ki doğruyu Allah bilir.

Hocası Necübiddin Ali Bin Ferec'dir

Şeyh Allame Ebu Abdullah El-Hüseyin bin Cüber'in kendisinden en çok istifade ettiği büyük İslam âlimi Necübiddin Ali Bin Ferec'dir. Necübiddin Ali Bin Ferec'te büyük âlim muhaddis İbn-i Şehraşub'un en önde gelen talebelerinden biridir.   

Şeyh Allame Ebu Abdullah El-Hüseyin bin Cüber'in yazmış olduğu ' Nuhabu'l-Menâkıb' eser de İbn-i Şehraşub'un 'Menâkıbü Âli Ebî Tâlib' adlı eserinin özeti gibidir.

Hicri yedinci yüzyıl âlimlerindendir

Şeyh Tahrani Envar adlı eserinde Şeyh Allame Ebu Abdullah El-Hüseyin bin Cüber hicri yedinci yüzyıl âlimi olarak yazmıştır.

Şeyh Allame Ebu Abdullah El-Hüseyin bin Cüber, kaleme aldığı Nuhabu'l-Menâkıb eserin 2. Cildinin 233. Sayfasında şöyle yazmıştır:

Eserinde Gadir-i Hum olayını 150 yolla rivayet etmiştir.

Tefsir-i Salebi'de Cafer bin Muhammed'in Maide suresi 67. Ayet-i kerimesinin inzali hakkında şöyle dedi;

"Ey Resul Rabbinden sana indirileni tebliğ et" ayeti kerimesi Ali Bin Ebi Talib (a.s.) 'ın fazileti hakkında nazil olmuştur. Bu ayeti kerime nazil olduğunda, Peygamber Efendimiz (s.a.a.), İmam Ali (a.s.) elinden tutarak;

"Ben kimin mevlası isem Ali'de onun mevlasıdır" diye buyurmuşlardır. 

Bu ayeti kerime ilgili Kelbi'nin, Ebi Salih'in, İbn-i Abbas'tan rivayet ettikleri isnad şöyledir;

Bu ayeti kerime, Ali bin Ebi Talib hakkında nazil oldu. Peygamber Efendimiz (s.a.a.) bu ayet nazil olduğunda, Ali (a.s.) elinden tutup;

"Ben kimin mevlası isem Ali'de onun mevlasıdır, Ey Allah'ım ona dost ol, ona düşman olana düşman ol. "

İbn-i Cerir, Ata, Sevri ve Salebi Tefsirlerinde "Bu ayeti kerime Ali bin Ebi Talib'in faziletleri hakkında nazil olmuştur" diye yazılıdır.

İbrahim Segafi, Hudri'den, Bureydetü'l-Eslemi'den, Muhammed bin Ali'den İsnadla bu ayeti kerimenin Gadir-i Hum gününde Ali (a.s.) için nazil olduğunu yazmıştır.

Gadir-i Hum'da İkmal ayeti kerimesi

Ebu said'il-Hudri ve Cabir Ensari şöyle dediler;

Ne zaman "Bugün din kemale erdi" Maide suresi üçüncü ayeti kerime nazil olduğunda Peygamber Efendimiz (s.a.a.); "Allah en büyüktür, din kemale erdi, nimet tamamlandı, Rab risaletimden ve Benden sonra Ali Bin Ebi Talib'in velayetinden razı oldu" diye buyurdular.

Natrazi hasaisinde Şevahidü't-Tenzil 1. C 201. S Menakib'ül-Havarezmi 135. Sayfa El- Müsterşid 468. S. Kaynaklarla bu hadisi şerifi yazmıştır.

Ayyaş, İmamı Bakır (a.s.) ve İmam-ı Sadık (a.s.)'dan nakille; 'Bu ayeti kerime Gadir-i Hum gününde nazil oldu' demiştir.

Yahudi'nin biri Hz. Ömer'e gelip; Böyle bir gün bizde olsa idi, biz o günü bayram olarak alırdık, dedi.

İslam âlimleri Gadir-i Hum olayının vukuunda ihtilafa düşmediler.

Muhammed bin Alak, Ahmet Belazuri, Müslim bin Haccac, Ebu Naim İsfehani, Ebu'l-Hasan Deregutni, Ebu Bekir İbn-i Merdiveyh, İbn-i Şahin El-Meruzi, Ebu Bekir Bâkâlani, Ebu Mesli el-Cuveyni, Ebu İshak Salebi, Ebu Said el-Harkuşi, Ebu Muzaffer Simani, Ebu Bekir bin Şeybe Gadir-i Hum olayını sahihi hadisi şerifler ile eserlerinde kaleme alan âlimlerden bazılarıdır."