‘Allah günahların çoğunu affeder’

İmam Ca’fer (a.s.) buyurdu ki: “Hiçbir taş isabet etmesi, ayak tökezlemesi yoktur ki, bir günahtan dolayı olmasın. Allah günahların çoğunu affeder. Allah kimin günahının cezasını dünyada çabucak verirse, bilin ki, ahirette bir daha ona ceza vermeyecek kadar büyüktür”

<‘Allah günahların çoğunu affeder’

TÜRK-AZ HABER / DİNİ

Ebu Sabah el-Kinanî rivayet eder:

Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık Aleyhisselam)'a, "Ey iman edenler! Samimi bir kalp ile Allah'a dönün" (Tahrim, 8) ayetinin anlamını sordum.

Buyurdu ki: "(Bundan maksat), kulun, bir günahtan tevbe etmesi, sonra bir daha bu günahı işlemeye dönmemesidir." (Usul-i Kâfi, c. 2, s. 697).

Ebu Bâsir rivayet eder:

Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık Aleyhisselam)'a, "Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün" (Tahrim, 8) ayetinin anlamını sordum.

Buyurdu ki: "Burada, bir daha geri dönülmeyen günaha işaret ediliyor."

Dedim ki: "Hangimiz bir daha günah işlemeye dönmez ki?"

Buyurdu ki: "Ey Ebu Muhammed! Allah, fitneye düşüp de tevbe eden kullarını sever." (Usul-i Kâfi, c. 2, s. 698).

Ebu Bâsir rivayet eder:

Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık Aleyhisselam)'a, "Onlara şeytan tarafından bir vesvese dokunduğunda hatırlayıp hemen gerçeği görürler" (A'raf, 201) ayetini sordum.

Buyurdu ki: "Burada, günah işlemeye niyetlenen kul kastediliyor. Sonra (Allah'ın emir ve yasaklarını) hatırlıyor ve beri duruyor. 'Hatırlayıp hemen gerçeği görürler' ifadesinde buna işaret ediliyor." (Usul-i Kâfi, c. 2, s. 702).

Misma b. Abdülmelik rivayet eder: Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki: "Emir'ül-mü'minin (Ali b. Ebu Tâlib Aleyhisselam), "Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. Allah çoğunu affeder" (Şuara, 30) ayetiyle ilgili olarak buyurmuştur:

"Hiçbir damar kısılması, taş isabet etmesi, ayak tökezlemesi ve odun yarması yoktur ki, bir günahtan dolayı olmasın. Allah günahların çoğunu affeder. Allah kimin günahının cezasını dünyada çabucak verirse, bilin ki, Allah Azze ve Celle, ahirette bir daha ona ceza vermeyecek kadar uludur, kerem sahibidir ve büyüktür." (Usul-i Kâfi, c. 2, s. 716).

Ali b. Riab rivayet eder:

Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık Aleyhisselam)'a, "Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir" (Şuara, 30) ayetiyle ilgili olarak sordum ki: "Sence Ali (a.s.)'ın ve ondan sonra Ehl-i Beyt'inin başına gelenler, kendi elleriyle işledikleri yüzünden miydi? Onlar tertemiz masumlar oldukları halde, bu ayetin kapsamına girerler miydi?"

Buyurdu ki: "Resûlullah (sallallahu aleyhi ve alihi) hiç günah işlemediği halde, bir gün ve gecede yüz kere tevbe eder, Allah'tan bağışlanma dilerdi. Allah dostlarına özel musibetler verir ki onlara, günah işlemedikleri halde sevap versin." (Usul-i Kâfi, c. 2, s. 722).