İmam Hadi’nin bazı dua ve münacatları

Başına bir olay geldiğinde veya mühim bir iş ile karşılaştığında ya da önemli bir hâcetinin giderilmesini istediğinde bu duayı okurdu

<İmam Hadi’nin bazı dua ve münacatları

TÜRK-AZ HABER / İMAN VE İNSAN

Zorluklar esnasında ettiği dua:

Başına bir olay geldiğinde veya mühim bir iş ile karşılaştığında ya da önemli bir hâcetinin giderilmesini istediğinde bu duayı okurdu.

Bu duayı etmeden önce çarşamba, perşembe ve cuma günlerini oruçla geçirir, sonra cuma günü sabahında gusül alır, bir yoksula sadaka verir ve dört rekât namaz kılardı.

Birinci rekâtta Fatiha Sûresi ve Yâsin Sûresi'ni, ikinci rekâtta Fatiha Sûresi ve Duhân Sûresi'ni, üçüncü rekâtta Fatiha Sûresi ile Vâkıa Suresi'ni, dördüncü rekâtta Fatiha Sûresi ve Mülk Sûresi'ni okurdu. Namazı bitirdikten sonra ellerini göğe doğru açar ve ihlâsla dua ederdi. 

Besmeleden sonra şöyle derdi:

"Allah'ım! Sana hamd olsun; öyle bir hamd ki, Sana en yaraşan hamd, Senin en râzı olduğun hamd, Senin için en gerekli hamd ve Senin katında en sevimli hamd olsun.

Sana hamd olsun; senin lâyık olduğun gibi, kendin için râzı olduğun gibi, bütün kulların içinde hamdına râzı olduğun kimselerin Sana hamdettikleri gibi.

Sana hamd olsun; bütün nebilerinin, resûllerinin ve meleklerinin Sana hamdettikleri gibi; izzetine, büyüklüğüne ve azametine yakıştığı gibi.

Sana hamd olsun; öyle bir hamd ki, diller onu vasfetmekten yorulsun, söz onun nihayetine ulaşamasın.

Sana hamd olsun; öyle bir hamd ki, rızâna ulaşmaktan eksik kalmasın ve övgülerinden hiçbirini dışarıda bırakmasın...

Allah'ım! Cömertliğin ve kereminle talebini Sana getirenleri, Senden isteyenleri, katındaki nimetleri arzulayanları yüz üstü bırakmazsın. Senden istemeyenlere ise buğzedersin. Ki Senden başka hiç kimse böyle değildir.

Ey Rabbim! Rahmetine ve mağfiretine olan ümidim, ihsanına ve fazlına olan güvenim, beni Sana dua etmeye, arzularımı Sana iletmeye, ihtiyacımı Sana açmaya yöneltti.

Hâcetlerimi Senden istememin önünde, katından hakkı ve doğruluğu, nurunu ve dosdoğru yolunu getiren, sayesinde kullarını hidâyete erdirdiğin, nuruyla memleketleri dirilttiğin, kerâmete has kıldığın, şahâdetle onurlandırdığın ve resûllerin ardının kesildiği bir zaman diliminde elçi olarak gönderdiğin Peygamberine teveccüh ettim...

Allah'ım! Sen kullarını kendine ilettin ve dedin ki: 'Kullarım Sana, Beni sorduğunda (söyle onlara): "Ben yakınım; Bana dua ettiği vakit dua edenin duasına karşılık veririm. O hâlde (kullarım da) Benim davetime uysunlar ve Bana inansınlar ki, doğru yolu bulalar.' 

Ve buyurdun ki: 'De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.' 

Yine buyurdun ki: 'And olsun, Nuh Bize seslendi. Biz de ne güzel icâbet edenleriz!' 

Evet, ey Rabbim! Sen ne güzel çağrılansın, Sen ne güzel Rabsin ve ne güzel icâbet edensin!

Ve buyurdun ki: 'De ki: İster Allah deyin, ister Rahman deyin. Hangisini deseniz olur. Çünkü en güzel isimler O'na hastır.' 

Allah'ım! Sana o isimlerinle dua ediyorum ki, onlarla Sana dua edildiği zaman icâbet edersin, onlarla Senden istendiği zaman verirsin. Sana yalvararak, Sana sığınarak dua ediyorum.

Gafletin teslim aldığı, ihtiyacın bitkin düşürdüğü kimsenin duasıyla Sana dua ediyorum.

Boyun eğmiş, günahını itiraf etmiş, mağfiretinin genişliğinden ve sonsuz sevabından dolayı Sana umut bağlamış biri olarak Sana dua ediyorum."

Sımsıkı tutunma duası

Bu duanın metni şudur: "Ey hazırlıklar yanında hazırlığım! Ey umudum ve dayanağım! Ey sığınağım ve mesnedim! Ey bir ve ey tek!

Ey, 'De ki; O Allah tektir!' Mahlûkatının içinde halk ettiğin ve mahlûkatından hiç kimseyi onlar gibi kılmadığın kimselerin hakkı için Senden istiyorum ki..."

Bundan sonra kişi ihtiyacını dile getirir. 

Münacatları

İmam Hâdî (a.s.) karanlık gecenin bağrında ürperen bir kalp, güvenen ve mutmain bir ruh ile Allah'a münâcat ederdi. Münâcatlarında söylediklerinden bazıları şöyle idi:

"İlâhî! Günahkâr biri kapına gelmiş, muhtaç biri Sana yönelmiş; çabasını boşa çıkarma, ona merhamet et, hatalarını bağışla...

İlâhî! Muhammed (s.a.a.) ve Âl-i Muhammed'e salât et. Dünyadan izim kesildiğinde, kullar arasında adım unutulduğunda, unutulup gidenlerden biri olduğumda bana merhamet et.

İlâhî! Yaşım ilerledi, derim inceldi, kemiklerim zayıfladı, zaman beni yıprattı, ecelim yaklaştı, günlerim tükendi, nefsanî isteklerim gitti; geride yorgunluğum, bitkinliğim kaldı.

İlâhî! Şeklim değiştiğinde bana merhamet et." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hadi eserinden)