Zulüm ehlinin hakemliğine başvurmayın (Prof.Dr.Haydar Baş’ın Kaleminden)......

'Sakın aranızdaki meselelerin çözümü için, zulüm ehlinin hakemliğine başvurmayın'.

<Zulüm ehlinin hakemliğine başvurmayın (Prof.Dr.Haydar Baş’ın Kaleminden)......

İmam Cafer (a.s) şöyle buyurmuştur; "Sakın aranızdaki meselelerin çözümü için, zulüm ehlinin hakemliğine başvurmayın. Ama aranızda bizim hükümlerimiz hakkında bilgi sahibi olan birine bakın ve onu aranızda hakem tayin edin." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Cafer eseri sh:95)



 
"Bir mümin, aralarındaki tartışmalı bir meseleden dolayı başka bir mümini, zalim bir kadının ya da sultanın mahkemesine götürürse ve o da Allah'ın (c.c) hükmünün dışında bir hüküm verirse, o mümin söz konusu günahın ortağı olur." Sh:95
 
Zalimlerle işbirliği yapmak
 

 
"Zalimlerin yardımcıları, kıyamet günü Allah (c.c) bütün kulları arasında hükmünü verinceye kadar ateşten çardakların altında beklerler." Sh:96
 
İmam Cafer'in, Mansur'a cevabı
 
Halife Mansur, İmam Cafer'e (a.s) karşı esnek bir yaklaşımı esas aldı. Onun faaliyetlerinden istifade etmenin amacını güttü. İmam Cafer'e (a.s) şöyle yazdı;
 
"Niçin diğer insanların etrafımızı sardığı gibi sende, bizi sarmıyorsun?"
 
İmam Cafer (a.s) ise ona şu karşılığı vermiştir;
 
"Senden korkmamızı gerektirecek bir dünyalığımız olmadığı gibi sana umut besleyebileceğimiz bir maneviyat ve dindarlıkta görmüyoruz sende.
 
Ne gelip seni kutlayacağımız bir nimet içindesin, ne de kendini, gelip sana teselli vermemizi gerektirecek bir musibet içinde görmektesin. Bu durumda neden seni ziyaret edelim ki?"
 
Mansur mektuptaki kınamayı ört bas etmek için "Gelip, bizi nasihatte bulun" dedi. İmam şu cevabı verdi;
 
"Dünyayı seven sana nasihat etmez. Ahireti düşünende sana gelmez."
 
Bunun üzerine Mansur şöyle demiştir; "Hiç şüphesiz o, bu sözleri ile benim için dünyayı isteyeni, ahireti isteyenden ayırt etti. O kuşkusuz ahireti isteyenlerdendir." Sh:172 
 
İyiliği emir ve kötülükten nehy
 

 
"Ancak şu üç hasleti üzerinde taşıyan kişi iyiliği emreder ve kötülüğü yasaklar. Emrettiğini ve nehyettiğini bilen. Emrettiği ve nehyettiği şeyle ilgili olarak adil olan. Emrettiği ve nehyettiği şeylerden farklı bir tutum takınmayıp, sözünün arkasında duran kişi." Sh:277
 
Süfyan-ı Sevri anlatıyor
 
"Bir gün Cafer-i Sadık'ın huzuruna gittim ve "Senden sonra her zaman muhafaza edeceğim bir tavsiyede bulun" dedim.
 
"Tavsiyemi tutacak mısın Ey Süfyan" dedi. Ben, "Evet, Ey Resulullah'ın (sav) evladı" dedim.
 
Buyurdu ki; "Ey Süfyan! Durmadan yalan söyleyenin kişiliği olmaz. Kıskanç kimse rahat yüzü görmez. Çabuk bıkan, usanan insanın kardeşliği olamaz. Cimri insanla dostluk kurulmaz. Ahlaksız insanında şerefi olmaz." Sh:339
 
Hayırlı ve şerli bir iş hakkında
 

 
İmam Cafer (a.s) buyurdu ki; "Hayırlı bir iş yapmaya karar veren kimse, onu bir an önce yapsın, ertelemesin.
 
Çünkü bazen kul, bir iyilik işler, Allah Tebareke ve Teala bunun üzerine; "Seni bağışladım ve artık senin aleyhine olan hiçbir şeyi yazmayacağım" diyebilir.
 
Kimde bir kötülük yapmaya karar verirse, onu yapmasın. Çünkü kul bazen bir kötülük işler, Allah sübhanehu bunu görünce ona şöyle diyebilir; "İzzetim ve Celalim hakkı için bundan sonra seni ebediyen bağışlamayacağım." (sh:430)