Zâlim sultana hizmet olur mu?

İmam Kâzım (a.s) devrin halifesine hizmet eden Ziyad'a buyurdu ki: "Ey Ziyad! Ben yüksek bir yerden düşüp de parça parça olsam dahi, bu benim için, onların (sultanların) işlerinden birini bile üstlenmekten veya onların halılarının üzerine ayak basmaktan daha sevimlidir"

<Zâlim sultana hizmet olur mu?

İmam Ca'fer Sâdık (a.s)'ın yarenlerinden olan Ömer b. Muslim, bir müddet İmam (a.s)'ın yanına gelmedi. İmam (a.s) dostlarından onun ne durumda olduğunu sordu. Şöyle dediler: "O ticareti terk edip ibadete koyulmuştur."

İmam (a.s) bu sözü duyunca şöyle buyurdular: "Vay olsun ona! Acaba o, rızık kazanmak için çaba göstermeyenin duasının kabul olmayacağını bilmiyor mu?" Sonra şöyle buyurdular:

"Peygamber'in (s.a.a) ashabından bir grup kimse, 'Kim Allah'tan korkup sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu gösterir ve onu hesaba katmadığı bir yönden de rızıklandırır' (Talak, 2-3) ayeti nazil olduğunda, kapıları yüzlerine kapatarak ibadete yöneldiler ve 'Allah bizim rızkımızı üstlenmiştir' dediler. Peygamber (s.a.a) onların bu durumundan haberdar olunca, 'Kim böyle yaparsa, duası kabul olmaz. Bu yüzden siz, yaşamak ve ailenizin geçimini sağlamak için çalışıp çaba göstermelisiniz' buyurdular." (Bihar, c.22, s.131).

Harun Reşid'in düzeniyle ilişki içerisinde olan Ziyad b. Ebi Seleme şöyle diyor: Bir gün İmam Kâzım'ın (a.s) huzuruna vardığımda şöyle buyurdular: "Ya Ziyad! Duydum ki sultana (Harun Reşid'e) çalışıyorsun!"

Arz ettim ki: "Evet!"

Buyurdu ki: "Neden?"

Arz ettim ki: "Ben haysiyetli birisiyim, aile sahibiyim, onların geçimini sağlayacak malım da yoktur."

İmam (a.s) buyurdu ki: "Ey Ziyad! Ben yüksek bir yerden düşüp de parça parça olsam dahi, bu benim için, onların (sultanların) işlerinden birini bile üstlenmekten veya onların halılarının üzerine ayak basmaktan daha sevimlidir. Sadece bir durum bundan istisnadır, o durumun ne olduğunu biliyor musun?"

Arz ettim ki: "Fedan olayım, bilmiyorum."

İmam (a.s) buyurdu ki: "Bir mü'minin sıkıntısını gidermek veya borcunu ödemek dışında onlarla çalışmak doğru değildir. Ey Ziyad! Onlar için bir iş yapmayı üstlenen kimseye Allah'ın yapacağı en küçük şey, mahşer ehlinin hesabını görene dek onları ateşten bir çadırın içerisinde tutmasıdır. Ey Ziyad! Onların işlerinden bir işi üstlendiğinde, din kardeşlerine iyilik et. Zira yapmış olduğun bir iş (günah) karşısında, hayır bir iş yapmalısın. Allah-u Teâlâ yaptığın işlerin arkasındadır; onları görüp gözetir. Ey Ziyad! Kendini halkın üzerinde güçlü hissettiğinde, yarın (kıyamet günü) Allah Teâlâ'nın da senin üzerindeki güçlülüğünü hatırla. Şunu da bil ki, senin onlara (zalim sultan ve yöneticilere) yapmış olduğun iyilikler unutulup gidecek ama onun kötü sonuçları sana kalacaktır."

(Bihar, c.48, s.172).