‘Yaptığın işlerin hiçbiri seni kibre düşürmesin’

Madem şu âlemde istediğini yapamıyorsun, o hâlde neden boş talepte bulunuyorsun? Bırak, olan kendiliğinden olsun

<‘Yaptığın işlerin hiçbiri seni kibre düşürmesin’

TÜRK-AZ HABER / DİN

"Madem şu âlemde istediğini yapamıyorsun, o hâlde neden boş talepte bulunuyorsun? Bırak, olan kendiliğinden olsun.

Hak Teâlâ'nın fiil tecellisi için niza (çekişme) yolunu tutma. Şerefin, şöhretin gider. Ama malın ve evladın bile elinden gitse üzülme. Hak Teâlâ'nın kader yüzüne bakarak tebessüm et.

Hak Teâlâ'ya yakınlık diliyorsan, gönül safası arzuluyorsan bunları yap. Kalp âleminin o canibe ermesi, bu yolda iyi yürüdükçe hasıl olur. Üzüntüde hayat yoktur. Dünyada iken iyi hâl sahibi olmak dileyen dediklerimi yapmalı.

Kederli hâlini gizle. İnsanlara daima güler yüzünü göster. İnsanlarla daima iyi geçinmeyi öğren. Peygamber (s.a.v) Efendimiz, iman sahibini şöyle anlatır: "Mü'minin sevinci yüzünde olsa da hüznü kalbinde yaşar."

Kederli hâlini kullara şikâyet edip kendine acındırmayı arzu etme. Hakk'ı kullara kesmeye kalkarsan O'nun gözünden düşersin. Ayrıca derdin de azalmaz.

Yaptığın işlerin hiçbiri seni kibre düşürmesin. Kibir ve kendini beğenme hâli, cümle işini fesada uğratır; yapanı helak eder. Yaptığı işlerde Hak Teâlâ'nın başarı verdiğine inanan kimsede kibir kalmaz ve o kişi kendini beğenmez. Yaptığı işlerin hiçbirini özüne mal etmez.

Bütün gayeni O'na yönelt. O rahmetini sana iletir. Ve yüce varlığa vüsul yollarını açar.

Hâlini sen kıymetlendir. Yalan hâlinle O'na varmak dileme. Gerek işinde, gerekse sözünde yalana sapmaktasın. Bu hâlinle gayen O olamaz.

Kulların övgüsünü bekleyen ve onların kötülemesinden çekinen Hakk'ı gaye edinemez.

Hak Teâlâ'nın yolu doğruluktan ibarettir. Allah yoluna girenlerde yalan bulunmaz. Onların bütün hâli doğruluktur. Doğruluk, ama içinde hiç kimseye gösteriş olmayan doğruluk!

Büyükler var ya... İşte onlar söze önem vermez; işe bakarlar ve işleri daima sözlerinden çok olur. Onlar Hak tarafından halka gönderilen vekillerdir. Hak Teâlâ'nın kullara halifeleridir. Herkese onlar sahip olur. Kullar darda kalınca onlara koşarlar. Allah Teâlâ onları seçmiş ve kullar arasından özetleyip çıkarmıştır.

Ey içi bozuk adam, onlara karışmak senin nasibin değildir. Bozuk hâlinle onlara karışmayı dileme. Bu öyle bir hâldir ki ne izbelere çekilmekle ne ele dedikodu ile elde edilir.

Allah'ım, bizi doğrulardan eyle. "Dünyada bize iyilik ver; âhirette iyilik ver ve bizi ateş azabından koru." (Bakara, 202)

İsimle büyük insanlara karışılmaz; onlar gibi süslenmek ve onlar gibi söz etmek yetmez. Hâlin böylesi ile yetinme. Sözde onlara uyup işte onlara muhalif olmak yakışmaz.

Sende safiyet yok; kederler dolusun. Halk her yanını sarmış. Hak her hâlinde senden elini çekmiş. İçinde sadece dünya sevgisi yaşar, öbür âlem yok. Her işin bâtıl. Hakikî hâl senden çok uzak.

İçin kara, dışın iyi, ama neye yarar? Söze gelince herkesi geçersin, iş olunca kaçarsın. Bazı işler de yaparsın, ama ihlâsın yok.

Kur'ân-ı Mübin'in emirlerine uymayan, Peygamber (s.a.v) Efendimiz'in sünnetine uymayan her iş boştur, makbul olmaz.

Bugünkü yalan hâlinle, belki kendini kullara beğendirirsin; fakat Hakk'ı nasıl kandıracaksın?

O kalpleri bilir. Böbürlenme; sikkeci görür. Aziz ve Celil olan Allah suretinden çok kalbine bakar. O elbisenin ötesinde olanı görmek diler, halkın arasında olduğun zamana değil, yalnız kaldığın zamana bakar." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethur'r Rabbani eserinden)