‘Şüphe yok ki, yaşamanız vasat bir insan yaşayışı değildir’

Ey gafil, senin hâlin nicedir? Her an isyan bayrağı çeker, Hakk'a muhalefet edersin. Sonra da her hâlinin emniyette olduğunu söylersin. Bu ne iştir?

<‘Şüphe yok ki, yaşamanız vasat bir insan yaşayışı değildir’

TÜRK-AZ HABER / DİN

"Ey gafil, senin hâlin nicedir? Her an isyan bayrağı çeker, Hakk'a muhalefet edersin. Sonra da her hâlinin emniyette olduğunu söylersin. Bu ne iştir?

Yakında ümitlerin boşa çıkacak, emin hâlini korku sarmış bulacaksın. Bu genişlik hâlin de kalmayacak, darlık olacak. Sağlığına güvendiğin için de bir garip hastalığa tutulacaksın.

İzzetin kaybolacak ve zillet gelecek. Tahtın çökecek, yüksekten alaşağı edileceksin ve zenginliğin elden gidecek, fakir olacaksın.

Sana şunu anlatmak isterim: Bilmelisin ki, dünyada Allah'ın azabından emin olduğun kadar öbür âlemde korku bulacaksın. Bu âlemde ondan çekinip hata işlemediğin kadar orada emniyet hâli bulacaksın.

Lâkin sizler hiçbir şey değilsiniz. Dünyanın kötü denizinde yüzmektesiniz. Gaflet uykusunun en alt köşesinde kalmaktasınız.

Şüphe yok ki, yaşamanız vasat bir insan yaşayışı değildir. Hayvanî bir yaşama hâline benzer. Yemek, içmek, kadın almak ve uyumaktan başka bir şey bildiğiniz yok. Hakiki kalp sahipleri yanında hâliniz aşikârdır.

Hırsla dünyaya sarılmanız, rızkınızı uygunsuz yollardan aramanız, sizi Hak yoldan perdeledi, O'nun kapısını göremez etti.

Ey hırs yüzünden rüsva olan! Neden böylesin? Yeryüzünde yaşayanlar bir araya gelse sana kısmet olmayanı veremezler. Hangi yiğit kısmetinde olmayanı sana takdir edebilir?

Hırsı içinden at, kısmetinde olan şey için hırs atına binme. Kısmetinde varsa hırsın boş, yoksa yine boş.

Aklı başında olan, elinden gideceği mukadder olan şeyi niçin zorla kapmayı düşünsün? Ve nasıl olursa olsun elinden çıkacak şey için uzun boylu yorulman neye yarar ki?

Yaratılmışı kalbine sokma, orası Yaratıcı'nın yeri olmalı. Kulların yaptığı iyiliği Hak'tan bil. Kullar kendiliğinden iyilik veya kötülük yapamazlar.

Onlar verme ve alma işinde yalnız Hakk'ın emrine tâbidir. Arzuları ile yapamazlar. Seni övüyorlarsa O'nun emriyle, seni kötülüyorlarsa yine O'nun kuvvetiyle... Verdiği iyi şey Allah'ın malıdır.

Onlardan gelecek bir ihanet yine O'nun izni ile oluyor. O dilemese kim, sana yakın olabilir ki?

Seni şerefle karşılayan olursa Hak'tan bil. Sana yüz vermeyen olursa, hataların için oluyor, yine Hak yaptırıyor.

İyilik ve kötülüğü Hak tarafından bil, hayrı ve şerri O'nun elinde say. Onlar zahirde kulların elinden geçer, hakikatte onları yaptıran Hak Teâlâ'dır.

Bu hâlleri benliğine sindirmek şerefi ile işin hakikatine erebilirsin. Kulları Hak tarafına davet edersin. Hak'la halk arasında bir sefir olursun.

Yolunu yitiren kulların elinden tutar, Yaratan'a götürürsün. Sen kendi varlığını Yaratan'a teslim eden bir kulsun artık. Cana bütün fâni eşya yokluk içinde görünür.

Hâlin güzelleşir, her şeyin aslını öğrenirsin. İsyankâr olanların cümlesini bir delilik içinde bilirsin. Bu bilgi ile onların durumuna çareler arar, şifa bulursun.

Bu arada onlardan göreceğin ezayı sabırla karşılarsın. Bilgisiz hâllerine gücenmezsin. Çünkü cahiller bilgisizdir. Akılları ermez. Bilgisi ve aklı olan Allah'a kulluk eder.

Akıllı olanlar, ibadet ve tâat yolunu tutanlardır. Cahiller ise, isyankâr ve delilerdir. İsyankâr, Yaratan'ın kuvvetini ve kudretini bilmez.

O yüzden isyan eder, şeytana uyar ve onun uygunsuz hâllerine tâbi olur. Hakk'a kafa tutar. Ona bilgi lâzımdır. Bilgisi olsaydı Hak Teâlâ'ya isyan etmezdi." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethur'r Rabbani eserinden)