Paylaş:

TÜRK-AZ HABER / İMAN VE İNSAN

İslam Peygamberi (sallallâhu aleyhi ve âlih) Hz. Mehdî'nin (aleyhi's-selâm) zuhûrunun kesinliği hakkında şöyle buyurmuştur:

"Dünyanın sonuna bir gün dahi kalsa, Allah, zulüm ve kötülükle dolmuş olan yeryüzünü adaletle doldurması için, bizden bir kişiyi gönderecektir." 

Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve âlih) şöyle buyurmuştur: "Doğrusu, Ali Benden sonra ümmetimin İmamıdır ve (O'nun soyundan olan) Kâim Muntazar zuhûr ettiği zaman, yeryüzünü, zulüm ve kötülük ile dolu olduğu gibi adalet ve doğrulukla dolduracaktır.

Beni, Beşir (müjdeleyici) ve Nezir (korkutucu) seçene and olsun, O'nun Gaybet'inde kendini yitirmeyenler, bulunmaz ilaç gibi azdırlar."

Bu sırada Câbir kalkarak, "Ey Allah'ın Resûlü, evladın Kâim'in bir Gaybet'i mi vardır?" diye sordu.

"Evet, Rabbime and olsun, mü'minler imtihan olup kötülüklerden arınacak, inanmayanlar helak olacaklar! Ey Câbir, bu Allah'ın kullarından gizlediği İlâhî işlerden bir iş ve O'nun sırlardan bir sırdır, onda şüphe etmekten kaçının. Çünkü Aziz ve yüce olan Allah'ın işlerinde şüphe etmek küfürdür" dedi. 

Selman-i Farisî der ki: "Allah Resûlünün (sallallâhu aleyhi ve âlih) yanındaydık. Hz. Hüseyin'i (aleyhi's-selâm) dizlerinin üzerinde oturtmuş, onun göz ve ağzını öpüyordu.

Bu sırada şöyle buyurdu: Sen efendisin, efendinin oğlusun ve efendinin kardeşisin. Sen İmamsın, İmam'ın oğlusun, İmam'ın kardeşisin. Sen Allah'ın hüccetisin, Allah'ın hüccetinin oğlusun, Allah'ın hüccetinin kardeşisin ve sen dokuzuncusu Kâim olan, Allah'ın dokuz hüccetinin babasısın." 

Emîrü'l-Mü'minîn Hz. Ali (aleyhi's-selâm) buyurmuştur ki:

"Allah bir grup getirecek; onlar Allah'ı severler, Allah da onları sever ve onların arasında gâib (gizli) olan bir kişi İlâhî saltanata ulaşır.

O, vaad edilen Mehdî'dir (aleyhi's-selâm). O, hiçbir zorlukla karşılaşmadan yeryüzünü adalet ve eşitlik ile dolduracak, küçük yaşta ana ve babasından uzak düşecektir.

Müslümanların şehirlerini fethedecek, zaman O'nunla uyum sağlayacaktır. O'nun sözü duyulacak, ihtiyar ve genç herkes O'na itaat edecek, zulüm ve küfürle dolan yeryüzünü adalet ve eşitlikle dolduracak; o zaman O'nun İmameti kemâle erişecek ve hilafeti yeryüzünde yerleşecek ve yeryüzü Mehdî'nin varlığıyla bayındır ve mutlu olacak.

Fitneler, karışıklıklar ve yağmalamalar ortadan kalkacak, hayır ve bereketler çoğalacaktır. Ondan sonrası hakkında bir şey söylememe gerek yok." 

EHL-İ BEYT HADİSLERİNDEN ÖRNEKLER

Hz. İmam Sâdık (aleyhi's-selâm) buyurmuştur ki: "Kâim için iki Gaybet vardır, biri kısa müddetli, diğeri ise uzun müddetli. Birinci Gaybet'te, özel Ehl-i Beyt takipçilerinden başka hiç kimse O'nun yerini bilmeyecek ve ikinci Gaybet'te ise hususi dostlarından başka hiç kimse O'nun yerini bilmeyecektir." 

Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve âlih) şöyle buyurmuştur: "Mehdî Benim soyumdandır; ismi Benim ismim ve künyesi Benim künyem, şekli Benim şeklim, sünnet ve tavrı Benim sünnet ve tavrımdır.

Halkı Benim şeriatıma, dinime teşvik eder ve Rabbimin Kitabına davet eder. O'na itaat eden Bana itaat etmiştir ve O'na muhalefet eden Bana muhalefet etmiştir, O'nun Gaybet'ini inkâr eden beni inkâr etmiştir." 

İmam Zeynü'l-âbidîn (aleyhi's-selâm) şöyle buyurmuştur: "Bizim Kâim'imiz ile Allah'ın resûlleri arasında bir takım benzerlikler vardır. Nuh, İbrahim, Mûsâ, İsa, Eyyub ve Muhammed (sallallâhu aleyhi ve âlih) peygamberlerin her biri ile bir benzerliği vardır.

Nuh ile uzun ömürlü olmasında, İbrahim ile doğumunun gizli olması ve halktan uzak durmasında, Mûsâ ile korku hâli ve Gaybet'te yaşamasında, İsa ile halkın onun hakkındaki ihtilafa düşmesi, Eyyub ile beladan sonra kurtuluşun yetişmesinde, Muhammed (sallallâhu aleyhi ve âlih) ile de kılıçla kıyam etmesinde benzerliği vardır." 

İmam Sâdık (aleyhi's-selâm) buyurmuştur ki: "Bu emrin sahibi (Mehdî) için bir Gaybet vardır, Allah'a kulluk eden (o zaman) takvalı olmalı ve Allah'ın dinine bağlanmalıdır." 

Yine şöyle buyurmuştur: "Halk için öyle bir zaman gelecek ki, İmamları onlardan gizli olacak."

Zürare, "Halkın o zaman vazifesi nedir?" diye sordum ve şu cevabı aldım der: "İmam zuhûr edinceye kadar meşgul oldukları işe -dini görevlerine- sarılsınlar." 

Yine şöyle buyurmuştur: "Bu iş (İmam'ın zuhûru ve kıyamı), hiç kimsenin, 'Eğer biz olsaydık adaletle hükmederdik' diyememesi için halktan, millete hükmetmemiş hiçbir grup ve sınıf kalmayıncaya kadar gerçekleşmeyecektir. Sonra Kâim (aleyhi's-selâm) hak ve adalet üzerine kıyam edecektir." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)