Paylaş:

Aylar sonra Göztepe maçında oynanan pozitif futbolun başrolündeki iki isim Kerem ile Halil Dervişoğlu’ydu.
Tam “doğru isimler bulundu” derken Fatih Hoca yine şapkadan tavşan çıkardı ve Trabzonspor maçında Halil’i keserek Babel’i sahaya sürdü.
Bu tercihle Galatasaray, izleyenlere işkence çektiren eski statik oyununa geri döndü.
İlk yarıda kaleyi bulan şut çekemeyen sarı-kırmızılılar rakibine de çok sayıda pozisyon verdi.
İlk devrede Trabzonspor’un gol bulamaması tamamen Galatasaray’ın şansıydı.
İkinci yarıda Terim, Halil’i oyuna alarak bir anlamda hatasını kabul etmiş oldu, ancak oyundan çıkacak isim bana göre Feghouli değil Babel olmalıydı.
Zira topsuz oyunda hiç olmayan, ayağına top bekleyerek oynayan, ağır ve kolay önlem alınabilen Babel, Kerem’e de istediği servisleri yapamıyordu.
Galatasaray, Halil’in girmesiyle topu önde tutmaya başlamışken Terim yanlış bir hamle daha yaparak Kerem’i önce sağa hapsetti sonra da oyundan aldı.
Maçın kör dövüşüne döndüğü anlarda Trabzonspor, Edgar Ie ile öne geçti.
Sonrasında Galatasaray’ın panikle yaptığı şuursuz atakları izledik.
Maçın son saniyelerinde Halil’in aldırdığı serbest vuruşta, Uğurcan klasına yakışmayacak şekilde topu sektirdi ve Galatasaray eşitliği sağladı.
Bu skor hem Fatih Terim’e hem de Abdullah Avcı’ya yazar.
Avcı, maçı nasıl koparamadığını ve Hatay’ın ardından Galatasaray karşısında da son saniyede gol yemesini iyi analiz etmeli.
Fatih hoca da son saniye golünün ardından “Biz bitti demeden bitmez”, “Bu derenin altından daha çok sular akar” gibi klişelere sığınarak umutlanmasın.
Zira, şampiyon olmak için rakiplerin puan kaybetmesinin yanı sıra sizin de kazanmanız gerekiyor.
Fatih hoca, herkesi her şeyi eleştiriyor ama asıl sorumlu kendisi.
Ligin en pahalı ve bana göre en kaliteli kadrosu Galatasaray’da ama ortada oyun namına bir şey yok.
Geçiyorum rakiplerinizi Hatayspor kadar, Alanyaspor kadar hatta Ankaragücü kadar iyi futbol oynayamıyorsanız şampiyon falan olamazsınız.