Resulüllah’ın dilinden Hz. Ali -5.....

Benden sonra yeryüzünde yürüyen en iyi insan Ali b. Ebi Tâlib’dir

<Resulüllah’ın dilinden Hz. Ali -5.....

112- "Ali, insanların en iyisidir."

113- "Benden sonra yeryüzünde yürüyen en iyi insan Ali b. Ebi Tâlib'dir."

114- İmam Câfer-i Sâdık'tan rivayet edilir ki: "Bizi sırat-ı müstakime hidayet et"  ayetindeki sırat-ı müstakimden maksat Ali b. Ebi Tâlib'dir.

115- Ebu Hamza Sumali'den rivayet edildiğine göre, İmam Câfer-i Sâdık'a, "Bu benim dosdoğru yolumdur. O halde onu izleyin"  buyruğunun tefsiri sorulduğunda şöyle dedi: "Vallahi o Ali'dir; O, hem mizandır, hem de sırat…"

116- Resulüllah (s.a.v.), Ali'ye hitaben, "Sen ümmetimin dünyada da, ahirette de en iyisisin" buyurdu.

117- Resulüllah şöyle buyurdu: "Rabbim, Bana ne fazilet verdiyse, bir benzerini Ali'ye de tahsis etti."

118- İbn-i Abbas'ın rivayetine göre Resulüllah şöyle buyurdu: "Ali b. Ebi Tâlib, Allah Teala'nın yaratıklarının en üstünüdür. Ben hariç."

119- "Ali, âlemlerin erkeklerinin en üstünüdür."

120- "Ali, Allah indinde ümmetimin en üstünüdür."

121- "Hiç kimse Ali'nin kazandığı fazileti kazanamamıştır. O, (yol) arkadaşını hidayete götürür. Ve helâk olmasına engel olur."

122- Resulüllah, Ali'yi eleştiren bazı sahabeye hitaben şöyle buyurdu: "Ne istiyorsunuz Ali'den... Ne istiyorsunuz Ali'den? Hiç şüphesiz Ali Bendendir, Ben de O'ndanım; O, Benden sonra her mü'minin velisidir."

123- İbn-i Mesud'un rivayetine göre Resulüllah şöyle buyurdu: "Ali b. Ebi Tâlib, Bana nispetle bedenimdeki ruhum gibidir."

124- Resulüllah Hz. Ali'ye hitaben buyurdu ki: "Ya Ali, Sen Bendensin, Ben de Sendenim. Senin etin, Benim etime, Senin kanın, Benim kanıma karışmıştır.

Allah ile kulları arasında Benden sonraki bağ ve vesile Sensin. Kim, Senin velayetini inkâr ederse kendisiyle Allah arasındaki bağı koparmıştır. Cehennemin derinliklerine düşecektir."

125- İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre Resulüllah, Abdurrahman b. Avf'a hitaben şöyle buyurmuştur:

"Ey Abdurrahman, siz Benim ashabımsınız ama Ali b. Ebi Tâlib Bendendir. Ve Ben de, Ali'denim. Kim, Ali'yi başka biriyle kıyaslamaya kalkışırsa Bana cefa etmiştir. Kim Bana cefa ederse, Bana eziyet etmiş olur. Ve kim Bana eziyet ederse, Rabbimin laneti onun üzerine olacaktır."

126- "Ali Benim özümdür."

127- "Ali, Benim köküm ve Câfer (Tayyar) de dalımdır."

128- İbn-i Abbas, Resulüllah'ın şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: "Ali, Bana göre bedenimdeki başım gibidir."

129- Enes b. Mâlik'ten rivayet edildiğine göre Resulüllah şöyle buyurdu: "Her peygamberin mutlaka ümmetinde bir benzeri olur, Benim benzerim de Ali'dir."

130- "Allah gökleri yaratmadan iki bin yıl önceden beri Cennetin kapısında şöyle yazılıdır: Muhammed Allah'ın Resulü'dür, Ali, Resulüllah'ın kardeşidir."

131- Zeyd bin Ali, İmam Zeyne'l-Abidin'den, o da İmam Hüseyin'den, o da Emirü'l-mü'minin'den nakletmiştir ki, Resulüllah şöyle buyurdu:

"Ya Ali, Allah-u Teala Bana bir kardeş ve vasi tutmamı emretti. O halde Sen Benim kardeşim, vasim ve ehlim üzerindeki halifemsin.

Hem hayatımda, hem de vefatımdan sonra, Sana uyan Bana uymuştur. Senden yüz çeviren, Benden yüz çevirmiştir. Seni inkar eden Beni inkar etmiş olur.

Sana zulmeden, Bana zulmetmiştir. Ya Ali, Sen Bendensin, Ben de Sendenim. Ya Ali, Sen olmasaydın, nehir ehliyle savaşılmazdı."

Hz. Ali diyor ki; "Ben, ya Resulallah, nehir ehli de kimdir?" diye sorunca; şöyle buyurdu: "Onlar öyle bir topluluktur ki, okun yaydan çıkıp gittiği gibi İslam'dan çıkarlar."

132- İbn-i Abbas'tan rivayetle Resulüllah şöyle buyurdu: "Hiç şüphesiz, Allah (c.c.), Benimle Ali arasında kardeşlik bağı oluşturdu.

Yedi göğün fevkinde kızımı O'na nikahladı, mukarreb meleklerini de buna şahit tuttu ve O'nu vasi ve halife tayin etti.

O halde, Ali Bendendir, Ben de O'ndanım. O'nu seven Beni sevendir, O'na düşman olan, Bana düşmandır. Hiç şüphesiz melekler O'nun muhabbetiyle Allah'a yakınlaşmaktadırlar."

133- Sağlam senetli bir rivayetle İmam Câfer-i Sâdık'tan nakledilen uzunca bir hadisin sonunda şöyle geçmektedir: Allah Resulü, Ümmü Seleme'ye hitaben şöyle buyurdu:

"Ey Ümmü Seleme, dinle ve şahit ol ki; bu Ali b. Ebi Tâlib dünyada da Benim kardeşimdir, ahirette de.

Ey Ümmü Seleme, dinle ve şahit ol ki, bu Ali b. Ebi Tâlib dünyada da Benim sancağımı taşıyandır, ahirette de.

Ey Ümmü Seleme, dinle ve şahit ol ki, bu Ali b. Ebi Tâlib, Benden sonra Benim vasim ve halifemdir. Vaadlerimi yerine getirendir ve Havz-ı Kevser'imi koruyan (ona layık olmayanları oraya yaklaştırmayan) kimsedir.

Ey Ümmü Seleme, dinle ve şahit ol ki, Ali b. Ebi Tâlib, müslümanların efendisi, muttakilerin imamı, yüzü akların önderi ve nâkisler (biatını bozanlar), mârıklar (dinden çıkanlar) ve kâsıtlar (zalimler) ile savaşacak kimsedir."

Ümmü Seleme diyor ki, ben, "Nâkıslar kimlerdir Ya Resulallah?!" diye sorduğumda, şöyle buyurdu:

"O kimselerdir ki Ali ile Medine'de biatleşir ama Basra'da biatlerini bozarlar."

"Peki, kâsıtlar kimlerdir?" dediğimde şöyle buyurdu: "Muaviye ve onun Şam ehlinden olan yandaşları."

"Mârıklar kimlerdir?" dediğimde ise, "Nehrevân ashabıdır (Hariciler)" buyurdu."

134- Ebu Said Aksa, İmam Hüseyin'den, o da Emir'ül-mü'minin Hz. Ali'den şöyle nakletmiştir: Resulüllah buyurdu ki:

"Ya Ali, Sen, Benim kardeşimsin, Ben de Senin. Ben nübüvvet için seçildim, Sen imamet için.

Ben tenzil sahibiyim, Sen ise tenvil sahibisin. Ben ve Sen bu ümmetin babalarıyız.

Ya Ali Sen Benim vasim, halifem, vezirim, vârisim ve evlatlarımın babasısın.

Senin yolundan gidenler Benim taraftarlarımdır. Sana yardım edenler Bana yardım edenlerdir. Senin dostların, Benim dostlarımdır. Ve Senin düşmanların Benim düşmanlarımdır.

Ya Ali, Sen yarın (mahşer gününde) havzın başında Benim arkadaşım olacaksın. Ve Sen Makam-ı Mahmud'da da Benim arkadaşımsın.

Sen dünyada Benim sancaktarım olduğun gibi ahirette de Benim sancaktarım olacaksın.

Hiç şüphesiz Seni seven saadete kavuşur ve Sana düşman olan bedbaht olur.

Melekler, Yüce Allah'a Senin muhabbet ve velayetinle yaklaşır. Allah'a and olsun ki, gökte Seni sevenler, yerdekilerden daha fazladır.

Ya Ali, Sen Benim ümmetimin emini ve Benden sonra olanların üzerine Allah'ın hüccetisin; Senin sözün Benim sözüm, Senin emrin Benim emrim, Senin itaatin Benim itaatim, Senin engel olman Benim engel olmam, Senin sakındırman Benim sakındırmamdır. Ve Sana karşı gelmek Bana karşı gelmektir.

Senin hizbin Benim hizbimdir. Ve Benim hizbim ise Allah'ın hizbidir. "Kim Allah'ın Resulü'nün ve iman edenlerin velayetini kabul ederse (bilsin ki) hiç şüphesiz gâlip gelecek olanlar Allah'ın hizbidir."

135- "Hiç şüphesiz Benim kardeşim, vezirim ve vasim Ali b. Ebi Tâlib'dir."

136- Câbir b. Abdillah ve Said b. Müseyyir'den şöyle nakledilmiştir: Resulüllah ashabı arasında kardeşlik oluşturdu. Geriye Ebu Bekir, Ömer ve Ali kaldı.

Ebu Bekir ve Ömer'i de kardeş yaptıktan sonra, Hz. Ali'ye şöyle buyurdu: "Sen Benim kardeşimsin. Ben de Senin. Eğer biri, Seni tanımazdan gelirse de ki, "Ben Allah'ın kulu ve Resulüllah'ın kardeşiyim." Bunu Senden sonra ancak yalancı iddia eder."

137- Mekhül, Ebû Ümame'den şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber, insanlar arasında kardeşlik oluşturduğunda kendisiyle de Ali arasında kardeşlik oluşturdu."

138- "Hiç şüphesiz Benim kardeşim, vezirim ve ehlim arasındaki halifem ve kendimden sonraya bıraktıklarımın en iyisi, Ali b. Ebi Tâlib'dir. O borcumu eda edecek ve vaadlerimi yerine getirecektir."

139- Câbir b. Abdillah'tan rivayet edilmiştir ki, Resulüllah şöyle buyurdu: "Ben Cennetin kapısına şöyle yazıldığını gördüm. "Allah'tan başka ilah yoktur. Muhammed Allah'ın Resulü'dür. Ali O'nun kardeşidir."

140- İmam Câfer-i Sâdık babaları kanalıyla Hz. Emir'ül- mü'minin Ali'den nakletmiştir ki, Resulüllah şöyle buyurdu:

"(Ya Ali) Sen, Benim kardeşim, vârisim ve vasimsim. Seni seven Beni sevendir. Sana düşman olan Bana düşmandır.

Ya Ali, Ben ve Sen, bu ümmetin iki babalarıyız. Senin evlatlarından dünyada efendiler, ahirette padişahlar olacaktır. Kim, bizi tanırsa, Allah'ı (azze ve celle) tanımıştır. Kim bizi inkâr ederse, hiç şüphesiz Allah'ı (azze ve celle) inkâr etmiştir." (Kaynaklar için bakınız Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eseri)