Resulüllah’ın dilinden Hz. Ali -4

Beni sevdiğini iddia edip de Sana düşman olan yalan söylüyor. Zira hiç şüphesiz Sen Bendensin, Ben de Senden

<Resulüllah’ın dilinden Hz. Ali -4

TÜRK-AZ HABER EHL-İ BEYT

93- "Ali'nin bu ümmetteki misali Kur'an'daki 'Kul huvellahu ehad...' sûresi gibidir."

94- Abdullah b. Abbas'tan rivayet edildiğine göre Resulüllah şöyle buyurur: "Ya Ali, Senin insanlar arasındaki misalin, Kur'an'daki 'Kul huvallahü ahad' sûresi gibidir.

Kim bu sureyi, bir defa okursa Kur'an'ın üçte birini okumuş gibi olur. İki defa okursa Kur'an'ın üçte ikisini okumuş gibi olur. Üç defa okursa Kur'an'ın hepsini okumuş gibi olur.

Aynı şekilde ey Ali, kim Seni kalbiyle severse imanın üçte birini elde etmiş olur. Kim hem kalbiyle, hem de diliyle severse (diliyle Sana yardımcı olursa) imanın üçte ikisini elde etmiş olur, kim kalbiyle, diliyle ve eliyle severse (eliyle ve diliyle Sana yardımcı olursa) imanın hepsini kendinde toplamış olur.

Beni hak peygamberliğe seçen Allah'a and olsun ki, yer ehli de Seni gök ehli gibi sevselerdi, Allah onlardan hiçbirini (Cehennem) ateşiyle azaplandırmazdı."

95- "(Kur'an'da geçen) büyük haber Ali'dir."

96- "Ya Ali, ümmetim içerisinde Senin misalin Nuh'un gemisinin misalidir. Ona binen kurtulur, binmeyen boğulur."

97- İbn-i Abbas'tan rivayet edildiğine göre Resulüllah şöyle buyurdu: "Sen Benim ümmetimin imamı, Benden sonra onların üzerindeki halifemsin. Senin ve Benden sonra evlatlarından gelecek imamların misali, Nuh'un gemisi misalidir. Ona binen kurtulur, binmeyen boğulur."

98- "... Ve Beni sevdiğini iddia edip de Sana düşman olan yalan söylüyor. Zira hiç şüphesiz Sen Bendensin, Ben de Senden.

Senin etin Benim etimden, Senin kanın Benim kanımdan, Senin ruhun Benim ruhumdan, Senin gizlin Benim gizlimden, Senin açığın Benim açığımdandır.

Sen, Benim ümmetimin imamı ve Benden sonra onların üzerindeki halifemsin.

Sana itaat eden saadete kavuşur ve Sana muhalefet eden bedbaht olur.

Seni seven kârlı çıkar ve Sana düşmanlık besleyen hüsrana uğrar.

Senden ayrılmayan kurtuluşa erer. Senden ayrılan helak olur.

Senin ve Benden sonra Senin evladından gelecek imamların misali, Nuh'un gemisinin misalidir. Ona binen kurtulur, binmeyen boğulur."

99- İmam Ali Rıza babasından, o da babalarından, onlar da Emirü'l-mü'minin Ali'den şöyle naklediyor: "Her ümmetin bir sıddıkı ve fâruku vardır. Bu ümmetin sıddıkı ve fâruku ise Ali b. Ebi Tâlib'dir. Hiç şüphesiz bu ümmetin kurtuluş gemisi ve hatta kapısı Ali'dir."

100- İmam Ali Rıza babasından, onlar da Resulüllah'tan şöyle rivayet etmiştir: "Kim, Benim dinime sarılmak ve Benden sonra kurtuluş gemisine binmek isterse, Ali b. Ebi Tâlib'e uysun; O'nun düşmanıyla düşman, dostuyla dost olsun.

Hiç şüphesiz O hem hayatımda, hem de Benden sonra vasim ve ümmetimin üzerindeki halifemdir.

O, Benden sonra her kadın ve erkek Müslümanın imamıdır. Her erkek ve kadın Müslümanın emiridir.

O'nun sözü Benim sözüm, O'nun emri Benim emrim, O'nun nehyi Benim nehyimdir.

O'na uyan Bana uymuştur. O'na yardım eden, Bana yardım etmiştir. O'nu yalnız bırakan, Beni yalnız bırakmış sayılır."

Sonra şöyle devam ettiler: "Kim Benden sonra Ali'den ayrılırsa, kıyamet günü o, Beni göremeyecektir.

Ben de onu! Kim, Ali'ye muhalefet ederse; Allah, Cenneti ona haram kılar ve yerini ateş olarak kararlaştırır.

Kim, Ali'yi yalnız bırakırsa, kıyamet günü Allah da onu yalnız bırakır.

Kim, Ali'ye yardım ederse, Allah da kıyamet günü ona yardım eder. Ve sorgulama sırasında hüccetini ona telkin eder."

101- Muhammed b. Ferat, İmam-ı Muhammed Bâkır'dan, o da babasından ve dedesinden şöyle nakletmişti; Resulüllah buyurdu ki:

"Hiç şüphesiz Ali b. Ebi Tâlib Allah'ın ve Benim halifemdir; Allah'ın ve Benim seçtiğim kimsedir.

Allah'ın ve Benim hüccetimdir. Allah'ın ve Benim kapımdır. Allah'ın ve Benim habibimdir; Allah'ın ve Benim halilimdir (dostumdur).

Allah'ın ve Benim kılıcımdır. O Benim kardeşim, arkadaşım, vezirim ve vasimdir.

O'nu seven Beni sevmiştir. O'na düşman olan Bana düşman olmuştur. O'nun savaşı Benim savaşımdır. O'nun barışı Benim barışımdır.

O'nun sözü Benim sözümdür; O'nun emri Benim emrimdir. O'nun eşi Benim kızımdır ve O'nun evlatları Benim evlatlarımdır. O vasilerin efendisi ve Benden sonra bütün ümmetin en hayırlısıdır."  

102- Yâsir-i Hadim, İmam Rıza'dan, o da babaları kanalıyla Resulüllah'tan şöyle nakletmiştir: Buyurdu ki:

"Ya Ali, Sensin Allah'ın hücceti, Sensin Allah'ın kapısı, Sensin Allah'a giden yol, Sensin (Kur'an'daki) büyük haber, Sensin sırat-ı müstakim, Sensin en yüce örnek…"

103- İmam Rıza'nın babaları kanalıyla İmam Hüseyin'den şöyle naklettiği rivayet edilmiştir Allah Resulü (s.a.v.), Hz. Ali'ye hitaben buyurdu ki:

"Ya Ali, Sen Allah'ın hüccetisin, Sen Allah'ın kapısısın, Sen Allah'ın yolusun, (Kur'an'da bahsedilen) büyük haber Sensin. Sırat-ı müstakim Sensin, en yüce örnek Sensin. Ey Ali, Sensin müslümanların imamı, mü'minlerin emiri, vasilerin en hayırlısı, sıddıkların efendisi!

Ey Ali, Sensin en yüce fâruk (hakkı bâtıldan ayıran) ve Sensin en büyük sıddık! Ya Ali, Sen Benim ümmetim üzerindeki halifemsin, Benim borçlarımı ödeyecek olan ve vaadlerimi yerini getiren de Sensin."

104- "Ali b. Ebi Tâlib, dinin kapısıdır. Kim o kapıdan girerse mü'min olur."

105- Abdullah b. Abbas'tan şöyle rivayet edilir: Biz Resulüllah'la birlikte olduğumuz bir sırada bir göçebe çıkageldi ve dedi ki, "Ya Resulallah, Ben Senden, "Allah'ın ipine sarılın" buyurduğunuzu duydum, sarılmamız gereken Allah'ın ipi nedir?"

Hz. Peygamber, elini Ali'nin eline vurarak şöyle buyurdu: "İşte buna sarılın, budur Allah'ın sağlam ipi."

106- İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre, Resulüllah buyurdu ki: "Ey insanlar topluluğu, bilin ki Allah'ın bir kapısı vardır ki kim ondan girerse ateşten emanda kalır."

Ebu Said El-Hudri ayağa kalkarak, "Ya Resulullah, bu kapıyı bize göster de onu tanıyalım" dediğinde şöyle buyurdu: "O vasilerin efendisi, Mü'minlerin Emiri, Resül-ü Rabbi'l Alemin'in kardeşi ve bütün insanlar üzerine halife olan Ali b. Ebi Tâlib'dir."

107- Resulüllah Hz. Ali'ye hitaben, "Sensin (Allah'ın) sağlam kulpu" buyurdu.

108- "Benden sonra öyle karanlık fitneler meydana gelecek ki, ondan ancak "ürvetü'l-vüska"ya (Allah'ın sağlam kulpuna sarılanlar) kurtulacaktır."

Bu sağlam kulp nedir ya Resulallah, diye sorulunca, "Ali b. Ebi Tâlib'dir" buyurdu.

109- "Allah'ın kopmayan sağlam kulpu Benim, Allah işiten ve bilendir."

110- İbn-i Abbas'tan rivayet edildiğine göre, Allah Resulü, Ali'ye hitaben buyurdu ki: "Apaçık yol Sensin, sırat-ı müstakim Sensin, mü'minlerin reisi Sensin!"

111- İbn-i Abbas'tan rivayet edildiğine göre Resulüllah buyurdu ki: "Ya Ali, Sen Benim havzımın sahibisin, sancağımın sahibisin, vaadlerimi yerine getirensin, kalbimin habibisin, ilmimin vârisisin.

Sen peygamberlerin miraslarının emanet edildiği kimsesin, Sen Allah'ın yeryüzündeki eminisin, Sen Allah'ın yarattıklarına hüccetisin.

Sen imanın direğisin. Sen karanlığın çırağısın. Sen hidayet meşalesisin. Sen din ehli için yükseltilen nişanesin; Sana uyan kurtulur, Senden yüz çeviren helak olur.

Sensin apaçık yol, Sensin sırat-ı müstakim, Sensin yüzü akların önderi, Sensin dinin reisi, Benim mevlâsı olduğum herkesin, Sen de mevlâsısın.

Seni ancak doğumu temiz olan kimse sever ve Sana ancak doğumu habis olan kimse düşmanlık besler.

Ben, Mirac'a götürüldüğümde, Rabbim Benimle konuştuğu zaman, Bana şöyle hitapta bulundu:

"Ey Muhammed, Ali'ye Benden selam söyle ve O'na bildir ki, Benim velilerimin imamı ve Bana itaat edenlerin nurudur. O halde bu lütuf ve kerametten dolayı ne mutlu Sana ya Ali!" (Kaynaklar için bakınız Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eseri)