Resulüllah’ın dilinden Hz. Ali -1.....

'Eğer yer ve gökler bir kefeye konulsa ve Ali’nin imanı da başka bir kefeye; hiç şüphesiz Ali’nin imanı ağır basar'

<Resulüllah’ın dilinden Hz. Ali -1.....

1- "Ya Ali! Sen ilk Müslüman olan ve ilk iman eden kimsesin. Ve Sen, Bana Harun'un Musa'ya olan nispetini taşıyorsun."

2- "Sizden, Havz-ı Kevser'in başında Benim yanıma ilk gelecek kimse, ilk Müslüman olan Ali bin Ebi Tâlib'dir."

3- Resulüllah (s.a.v.), Hz. Ali'nin elinden tuttu. Ve şöyle buyurdu: "Biliniz ki hiç şüphesiz bu, Bana ilk iman eden kimsedir. Ve kıyamet günü Benimle ilk müsafaha edecek kimse de O'dur."

4- "Eğer yer ve gökler bir kefeye konulsa ve Ali'nin imanı da başka bir kefeye; hiç şüphesiz Ali'nin imanı ağır basar."

5- "Ya Ali, Yüce Allah'ı Benden ve Senden başkası (hakkıyla) tanımamıştır. Ve Seni Allah'tan ve Benden başkası (hakkıyla) tanımamıştır."

6- "Biliniz ki, kim Ali'yi tanır ve O'nu severse, Allah ölüm meleğini peygamberlere gönderdiği gibi ona gönderir; Münker- Nekir'in korkularını ondan uzaklaştırır. Mezarını nurlandırır. Ve onu yetmiş yıllık mesafe kadar genişletir. Kıyamet günü onun yüzünü ak eder."

7- "Kim, Peygamberi sevdiğini zanneder ama Vasiyi sevmezse hiç şüphesiz yalan söylemiştir."

8- İmam Ali'den gelen rivayete göre Resulüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Ben, Yüce Allah'tan duydum ki, şöyle buyurdu: 'Ali bin Ebi Tâlib, Benim kullarım üzerindeki hüccetim, beldelerimdeki nurum, ilmimin eminidir. O'nu tanıyanı Cehenneme sokmayacağım. Bana isyan etse (bazı günahları işlese) dahi! Ve onu inkâr edeni Cennete sokmayacağım; Bana (bazı konularda) itaat etse bile..."

9- "Ali bin Ebi Tâlib'in yüzüne bakmak ibadettir."

10- "Meclislerinizi Ali bin Ebi Tâlib'i zikretmekle süsleyin."

11- "Hiç şüphesiz Ali'de öyle hasletler vardır ki, eğer onlardan bir tanesi bile bütün insanlarda olsaydı; fazilet olarak onunla yetinirlerdi."

12- "Ey Ali, Sen olmasaydın Benden sonra mü'minler tanınmazdı."

13- "Ali'nin hizbi, Allah'ın hizbidir. O'nun düşmanlarının hizbi ise şeytanın hizbidir."

14- "Ümmetimden bazı gruplar, Senin hakkında Hristiyanların Mesih İsa b. Meryem hakkında dediklerini demeselerdi, Senin hakkında öyle bir söz söylerdim ki, yanından geçtiğin her topluluk, ayaklarının altındaki toprağı ve abdest suyunun fazlalığını şifa için alırlardı.

Ancak Senin (faziletinde) şu kadarı yeterlidir ki, Sen, Bendensin, Ben de Senden... Sen, Benden miras alırsın, Ben de Senden; Sen, Bana göre Harun'un Musa'ya olan nispetini taşıyorsun.

Ancak Sen peygamber değilsin. Sen, Benim borcumu ödersin. Ve Benim sünnetim üzere savaşırsın. Hiç şüphesiz Sen, yarın (mahşer gününde) Kevser havuzumun başında Benim halifem olacaksın."

15- "Allah her ilmi Bende toplamıştır. Ben de bildiğim her ilmi 'muttakilerin imamı'nda topladım. Ben her ilmi Ali'ye öğrettim. O'dur açık ve şüphesiz olan imam."

16- "Benden sonra ümmetimin en çok ilim sahibi olanı Ali'dir."

17- "Ali Benim ilmimin kapısıdır."

18- "Ben öğrendiğim her şeyi mutlaka Ali'ye de öğrettim, O Benim ilim şehrimin kapısıdır."

19- "Sen, Benim ilmimin kapısısın. Senin evlatların Benim evlatlarımdır. Senin etin Benim etimdir. Senin kanın, Benim kanımdır."

20- "Ben ilmin şehriyim. Ali onun kapısıdır. Allah şöyle buyurdu: 'Evlere kapılarından girin.' (Bakara: 185). O halde kim ilim istiyorsa ona kapısından girsin."

21- "Ben ilim hazinesiyim. Ve Ali onun anahtarıdır. Kim hazineyi isterse anahtara gelsin."

22- "Hikmet on parçaya bölünmüştür. Dokuz bölümü Ali'ye, bir parçası (diğer) insanlara verilmiştir."

23- "Benden sonra sünnette ve (davalarda) hüküm verme hususunda ümmetin en bilgilisi Ali b. Ebi Tâlib'dir."

24- "Ali ihtilaflar hakkında hüküm vermede ihsanların en bilgilisidir."

25- "Ali b. Ebi Tâlib, sizin aranızda Allah'ın hükümleriyle hükmetmiştir."

26- "Ey Ali, Ben ilim şehriyim ve Sen onun kapısısın. Şehre ancak kapılarından gelinir. Beni sevdiğini sanıp da, Sana buğzeden kimse yalancıdır. Zira hiç şüphesiz Sen, Bendensin, Ben de Senden. Senin etin Benim etimdir. Senin kanın Benim kanımdır. Ve Senin ruhun Benim ruhumdandır."

27- "Ali'den şikayet etmeyin; zira O, Allah'ın zatı hakkında katıdır. Ve müdara ehli değildir."

28- "Ali dinin direğidir."

29- "Bu (Ali), Benden sonra Hak uğruna insanlara kılıç sallayacaktır."

30- Resulullah, namazlarının birinde rükûunu normalden fazla uzattı. Bunun sebebi sorulunca şöyle buyurdu: "Ali b. Ebi Tâlib, o rekâta erişip yakalayıncaya kadar Cebrail elimi tuttu ve bekletti."

31- "Ali tahammül açısından insanların en üstünüdür."

32- "Eğer tahammül, insan şeklini alsaydı, Ali olurdu."

33- "Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık."

34- "Ya Ali, Allah Seni öyle bir süsle süslemiştir ki, kullar, Allah katında ondan daha sevimli bir süsle süslenmemiştir. Bu süs, Allah indindeki iyilerin ziyneti olan dünyadaki 'zühd'dür.

Allah, Sana öyle bir hâl vermiştir ki, dünya Senden bir şey azaltmaz, Sen de dünyadan...

Allah, Sana miskinlerin sevgisini vermiştir. Sen, onların izleyicilerin olmalarına, onlar da Senin imamları olmana razı olurlar."

35- Hz. Ali'den rivayetle Resulullah şöyle buyurdu: "Ya Ali, insanlar ahirete meyilsizleşip dünyaya yöneldiğinde, miras malını sınır tanımaz bir şekilde yediklerinde ve malı, bir yığma tutkusu ve hırsıyla yediklerinde, Allah'ın dinini aldatma vesilesi hâline getirdiklerinde ve Allah'ın malını (haksız yere) elden ele dolaştırdıklarında ne yapacaksın?"

Ben, "Ya Resulallah, onları ve yaptıklarını bırakıp Allah'ın ve Resulü'nün (Bana) seçtiğini ve ahiret yurdunu seçerim. Allah meşiyyetiyle Sana kavuşuncaya kadar dünya musibetleri ve arzularına karşı sabrederim."

Bunun üzerine Resulüllah, "Doğru söyledin Ya Ali" buyurdu ve şöyle dua etti: "Allah'ım, bunları Ali'ye nasip buyur."

36- "Hiç şüphesiz Allah (c.c.), kardeşim Ali b. Ebi Tâlib için sayılamayacak kadar fazilet karar kılmıştır.

Kim, O'nun faziletlerinden bir tanesini, O'nu ikrar ettiği halde zikrederse, Allah onun yakın ve uzak geçmişteki günahlarını bağışlar.

Kim, Ali b. Tâlib'in faziletlerinden birini yazarsa o yazı, yok olmadığı sürece melekler onun için mağfiret dilerler.

Ve kim O'nun faziletlerinden birini dinlerse, Allah onun kulağıyla işlediği günahlarını bağışlar.

Ve kim O'nun faziletlerinden yazıldığı bir kâğıda bakarsa, Allah onun gözüyle işlediği günahlarını bağışlar."

Resulüllah şöyle devam etti: "Ali b. Ebi Tâlib'e bakmak ibadettir. Hiçbir kulun imanı, O'nun velâyetini kabul etmeden ve düşmanlarından teberra etmeden kabul olunmaz."

37- Ömer b. Hattap şöyle rivayet ediyor: Resulüllah buyurdu ki: "Ali'nin bu ümmete olan üstünlüğü, Ramazan ayının diğer aylara olan üstünlüğü gibidir.

Ali'nin bu ümmete olan üstünlüğü, Kadir Gecesi'nin diğer gecelere üstünlüğü gibidir.

Ali'nin bu ümmete üstünlüğü, Cuma gününün diğer günlere üstünlüğü gibidir.

O halde, ne mutlu O'na iman edip velayetini tasdik eden kimseye...

Ve yazıklar olsun O'nu ve hakkını inkar eden kimseye ki, kıyamet günü onu, kendi rahmetinden hiçbir şeye kavuşturmamak Allah'ın üzerine bir haktır. Muhammed'in şefaati ona ulaşmayacaktır."

38- "Adem (a.s.) yaratılmadan 14 bin yıl önce Ben ve Ali, Allah'ın huzurunda bir nur idik. Yüce Allah, Adem'i yarattığında o nuru ikiye böldü. Onun bir parçası Ben, diğer parçası Ali'dir."

39- "Ben güneş gibiyim... Ali ay ve Ehl-i Beyt'im yıldızlar gibi! Onlardan hangisine uyarsanız hidayet bulursunuz."

40- "Allah katında insanların en üstün meziyetlere sahip olanı Ali'dir." Devam edecek (Kaynaklar için bakınız Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eseri)