’Resûlullah ile gizli konuşan var mıdır?’

Şûra günü Hz. Ali halka şöyle seslendi: "Size öyle bir delil getireceğim ki, ne Arabınız ve ne de Acem'iniz onu değiştirebilecek. Allah aşkına söyleyin, acaba sizin aranızda benden önce defalarca sadaka vererek Resûlullah ile necva eden (gizli konuşan) var mıdır?" Halk cevap verdi: "And olsun Allah'a ki yoktur"

<’Resûlullah ile gizli konuşan var mıdır?’

Gadir-i Hum hadisi Asr-ı Saadet'te, ona yakın olan ilk asırlarda ve hatta şimdiki asırda bile kesin kabul edilen hadislerden olagelmiştir. Kalbinde hiçbir inkâra yer vermeksizin her yakında olan ona inanmış ve her uzakta olan da onu rivayet etmiştir. Her zaman münazara esnasında bir taraf sözü bu hadise vardırınca diğer taraf susmak zorunda kalmıştır. Dolayısıyla bu hadisle istidlal etmek çok olmuş ve ashab ve tabiin arasında ister Hz. Ali'nin hilafeti döneminde, ister ondan önce olsun bu hadise dayanılarak tanıklık istemek çok olmuştur. Bu hadisin bir delil olarak getirilmesi Hz. Ali (a.s) tarafından Hz. Resûlullah'ın mescidinde olmuştur.

Burada Ehl-i Beyt tarafından bu hadise dayanılarak yapılan istidlallerden bir örnek vereceğiz.

Hatiplerin hatibi Harezmi el- Hanefi şöyle diyor:

El Murizi olarak tanınan şeyh Şehabuddin Ebu Necib Sa'd b. Abdullah b. Hasan el-Hemdani Hafız Ebu Ali Hasan b. Ahmed b. Hüseyin'den o da Şeyh Edip Ebu Ya'la Abdurrazzak b. Ömer b. İbrahim el-Hemdani'den o da muhaddislerin en iyisi Ebu Bekr Ahmed b. Musa b. Murdevih'den, o da Şeyh el- İmam Şehabuddin Ebu Necib Sa'd b. Abdullah el- Hemdani'den, o da Hafız Süleyman b. Ahmed'den, o da Ya'la b. Sa'd er-Razi'den, o da o da Muhammed b. Hamid'den, o da Zafîr b. Süleyman'dan, o da Haris b. Muhammed'den, o da Ebu Tufeyl Amir b. Vasil'den şöyle nakletmiştir:

Şûra günü ben kapı önündeydim, Hz. Ali'nin şöyle dediğini duydum: "Size öyle bir delil getireceğim ki, ne Arabınız ve ne de Aceminiz onu değiştirebilecek. Ey Topluluk! Allah aşkına hepiniz söyleyin bakalım; acaba sizin aranızda benden önce Allah'ın tevhidini tasdik eden biri var mıdır?"

Halk: "Hayır."

Hz. Ali: "Allah aşkına söyleyin, acaba sizin aranızda benden gayri Ca'fer-i Tayyar gibi meleklerle birlikte cennete uçan kardeşi olan biri var mıdır?"

Halk: "Allah'a and olsun ki yoktur."

Hz. Ali: "Allah aşkına söyleyin, acaba sizin aranızda benden gayri Allah'ın ve Resûlullah'ın arslanı olan Seyyidü'ş-Şüheda Hamza gibi amcası olan biri var mıdır?"

Halk: "Allah'a and olsun ki yoktur."

Hz. Ali: "Allah aşkına söyleyin, acaba sizin aranızda benden gayri cennet kadınlarının efendisi olan Resûlullah'ın kızı Fâtıma gibi zevcesi olan biri var mıdır?"

Halk: "Allah'a and olsun ki yoktur."

Hz. Ali: "Allah aşkına söyleyin, acaba sizin aranızda benden gayri cennet gençlerinin efendileri olan Hasan ve Hüseyin gibi iki oğlu olan var mıdır?"

Halk: "And olsun Allah'a ki yoktur."

Hz. Ali: "Allah aşkına söyleyin, acaba sizin aranızda benden önce defalarca sadaka vererek Resûlullah ile necva eden (gizli konuşan) var mıdır?"

Halk: "And olsun Allah'a ki yoktur."

Hz. Ali: "Allah aşkına söyleyin, acaba sizin aranızda benden gayri Hz. Resûlullah'ın, hakkında; 'Ben kimin mevlasıysam Ali de onun mevlasıdır; ey Allah'ım onu seveni sen de sev, ona düşman olana sen de düşman ol, ona yardım edene sen de yardım et, hazır olanlar burada bulunmayanlara bunları ulaştırsınlar' diye buyurduğu bir kimse var mıdır?"

Halk: "And olsun Allah'a ki yoktur." (Menkıb-i Harezmi, s. 217; bu hadisi Himvini de kendi senediyle Harezmi Hatibi Ziyauddin Ebu'l- Muayyed b. Ahmed el-Mekki aracılığıyla mezkur her iki yolu ile rivayet etmiştir).