Ramazan ve bayram muhasebesi

Bu gece bayram gecesidir. Bayram gecesini de diğer gecelerden farklı olarak; bu gecenin bayram gecesi olduğu şuuruyla, çoluk çocuğumuzla Ramazan ayını sağlık içerisinde sona erdirebilmenin sevinciyle; ibadetle, uyanık bir gönül yapısına ulaşmaya gayret etmeliyiz

<Ramazan ve bayram muhasebesi

Bugün itibariyle Mübarek ramazan-ı şerif ayının sonuna gelmiş bulunmaktayız. İnşallah yarın bayram sevincini yaşayacak, milletimizin birlik ve beraberliğine yeni kapıların aralanmasına vesile olacak günlere kavuşacağız.

Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden azat olan, her anı kıymet biçilemeyecek kadar değerli olan, bu mübarek Ramazan ayından sonra yapılması gereken çok ciddi bir muhasebedir.

Çünkü her işin arkasından ve önünden yapılan muhasebe, o konudaki eksiklerin tamamlanmasına, tedbirlerin alınmasına, sırların meydana çıkmasına, yeni ufuklara ulaşılmasına vesile olur.

Ramazan ayı ile birlikte tutulan oruçların, kılınan teravihlerin, verilen zekâtların ve yapılan diğer ibadetlerin insan psikolojisine yansımalarını açık ve net olarak görmekteyiz. Bu yansımalar mutlak manada olumlu yansımalardır.

İstatistikler göstermektedir ki; diğer aylara nazaran Ramazan ayında işlenilen suç oranlarında çok ciddi azalma söz konusudur.

Azalan suçlarla birlikte toplumdaki kötülükler, yerini iyiliklere bırakmaktadır. İnsanlar ikili ilişkilerin her türlüsünde daha sabırlı ve daha güzel davranışlar sergilemekte, ikili ilişkilerinde daha hassas davranmakta, böylece toplumsal huzura katkı sağlamaktadır. Şöyle herkes kendi etrafındaki kimselere ve kendi davranışlarına bir baksın! İyiliğin ve sabrın daha egemen olduğu bir toplum yapısının oluştuğunu görecektir.

Ramazan ayındaki toplumsal huzurun kaynağı bu ayda yapılan ibadetlerdir. Bu ayda elde edilen huzur ortamının devamını istiyorsak, ibadet yoğunluğunu elden bırakmamak gerekmektedir. Elbette bu ayda Allah'ın özel bir rahmet tecellisi olduğu mutlaktır. Bu ayın kendine mahsus tecellilerinin yansımaları farklıdır. Ancak elde edilen güzelliklerin kaybedilmemesi birazda biz kulların elindedir.

Şimdi kısmi bir muhasebe yapalım dilerseniz...

Ramazan ayında neler yapıyoruz da bazı güzellikleri yakalıyoruz?

Oruç tutuyoruz.

Kılınan teravihlerle namazlarımızı artırıyoruz.

Hayır, hasenatta bulunuyoruz.

Daha sabırlı olmaya gayret ediyoruz.

Kötü söz ve davranışlarda bulunanlara karşı, sükût edip; "ben oruçluyum" deyip, kavgadan ve kötü sözlerden sakınıyoruz.

Kur'an okuyoruz, hatimler yapıyoruz.

İşte bu ve benzeri ibadetleri Ramazan ayında yaptığımız için, Allah'ın rızasını kazanıyor, dolayısıyla da gerek gönlümüze gerek de toplumumuza rahmet tecellileri yansımakla istenilen huzur ortamına kavuşmuş oluyoruz.

Peki, Ramazan ayında elde edilen bazı ibadet alışkanlıklarına devam etsek ne kaybederiz? Peygamber Efendimizin devam ettiği Pazartesi-Perşembe oruçlarını biz de tutsak. İşaret edilen önemli günlerde oruç tutsak, Kur'an okusak, namazlarımızı düzenli kılsak, yüce Peygamberimizin sünnetlerine dikkat etsek, ferdi ve toplumsal huzuru yakalayamaz mıyız? Elbette ki yakalarız.

Değerli dostlar, geliniz bu Ramazan ayını ve eriştiğimiz bayramı kendimiz için bir başlangıç kabul edelim. Kendimize ciddi bir çeki düzen verelim. Hayatımızı ibadetlerle süsleyerek, Allah'ın rızasına ermeye gayret edelim. Göreceksiniz ki hayatınız daha güzel, daha huzurlu ve daha manalı olacaktır.

Bu gece bayram gecesidir. Bayram gecesini de diğer gecelerden farklı olarak; "bu gecenin bayram gecesi olduğu şuuruyla, çoluk çocuğumuzla Ramazan ayını sağlık içerisinde sona erdirebilmenin sevinciyle; ibadetle, uyanık bir gönül yapısına ulaşmaya gayret etmeliyiz. Yüce Peygamberimiz (s.a.a.) bir hadislerinde bu konuda şu müjdeyi vermiştir: "Sevabını Allah'tan umarak iki bayram gecesinde kalkıp ibadet eden kimsenin kalbi, kalplerin öldüğü gün ölmez." (İbni Mace, Sıvam: 67)

Bayram sabahı en güzel ve temiz kıyafetlerimizi giymek, güzel kokular sürünmek, gerekirse gusül abdesti alarak Bayram Namazı kılmak için camilere gitmeliyiz. Çocuklarımızı da ihmal etmeden götürmek, bayram coşkusunu ailecek yaşamak lazımdır. Ramazan Bayramı sabahı, bayram etmeye hak kazananlara melekler affedildiklerini müjdelemektedirler. Yüce Peygamberimizin (s.a.a.) bu konudaki hadisini aktaralım;

Sa'd bin Evs el-Ensârî anlatıyor: Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:

Ramazan Bayramı sabahı melekler yollara dökülür ve şöyle seslenirler:

"Ey Müslümanlar topluluğu! Keremi bol olan Rabbinizin rahmetine koşunuz. O, bol iyilik ve ihsanda bulunur. Sonra onlara bol bol mükâfatlar verilir. Siz gece ibadet etmekle emrolundunuz ve emri yerine getirdiniz. Gündüz oruç tutmakla emrolundunuz, orucu tuttunuz ve Rabbinize itaat ediniz, mükâfatınızı alınız. "Bayram namazını kıldıktan sonra bir münadi şöyle seslenir:

"Dikkat ediniz, müjde size! Rabbiniz sizi bağışladı, evlerinize doğru yola ermiş olarak dönünüz. Bayram günü mükâfat günüdür. Bugün semâ âleminde mükâfat günü olarak ilan edilir." (el-Tergîb ve't-Terhîb Trc. 2:332) Rabbim tuttuğunuz oruçlarınızı, kıldığınız namazlarınızı, yaptığınız hayır ve hasenatlarınızı kabul eylesin. Huzur ve sağlık içerisinde nice bayramlara eriştirsin.

Âmin.