PEYGAMBERİMİZİN MESCİDİNE MİNBER YAPTIRILMASI.....

                 Resulûllah (s.a.v.), Cuma günleri mescidde hutbe irad ederken ayakta durur, bu da O’na meşakkat ve yorgunluk verirdi. Bunu en­gellemek için mescide bir hurma kütüğü kondu. Peygamberimiz bu kütüğe yaslanır, elindeki asasına da dayanırdı.

<PEYGAMBERİMİZİN MESCİDİNE MİNBER YAPTIRILMASI.....

Bu da yorucu olunca, ashabdan birisi Resulûllah’ın hutbe irad etmesi için yüksekçe bir şey yapmayı önerdi. O da kabul etti. Ni­hayet bir minber yapıldı. Yüksekliği 2 arşın idi. İslam’daki bu ilk minberin yapılış tarihi Hicret’in 8. senesidir.

Böylece Resulûllah, Cuma hutbelerini burada irad etmeğe baş­ladı, ne var ki; bu arada gebe veya yavrusundan ayrılmış devenin inlemesine benzer bir ses duyuldu. Resulûllah’ın daha önceleri da­yandığı kütük ağlıyordu. Resulûllah, hemen inip elini kütüğe koydu ve onu teselli etti. Kütüğün sesinden mescidin içi çalkalanıyordu.

Resulûllah, kütüğe; geldiği yere dönmeyi, gene yeşillenip hurma vermeyi, ya da cennete dikilmesini, oradaki hayırlı insanların onun hurmasından yemelerini teklif etti. Kütüğün üzerine eğilip cevabını aldı. Kütük, cennete dikilmek istiyordu. Resulûllah şöyle buyur­du: “Temelli yurt olan ahireti gelip geçici yurt olan dünyaya tercih etti. Bu, yanında yapılan zikrullahı dinlemekten uzak kaldığı için ağlıyordu. Eğer kucaklayıp susturmasaydım, muhakkak kıyamete kadar böyle inler dururdu.”

Kütük, Resulûllah’a âşık olmanın, sevdalanmanın mükâfaatı olarak cennete layık olurken, bir sevda örneği de ortaya koyuyor­du. Ne güzel bir sevda ki, cennette bile yâd edilecekti!

 

Prof.Dr. Haydar BAŞ   Rahmetenli'l-alemin cilt 2 Kitabı sayfa : 291 /292

Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir