Resulûllah (s.a.v.), Cuma günleri mescidde hutbe irad ederken ayakta durur, bu da O’na meşakkat ve yorgunluk verirdi. Bunu engellemek için mescide bir hurma kütüğü kondu. Peygamberimiz bu kütüğe yaslanır, elindeki asasına da dayanırdı.
22-04-2022Bu da yorucu olunca, ashabdan birisi Resulûllah’ın hutbe irad etmesi için yüksekçe bir şey yapmayı önerdi. O da kabul etti. Nihayet bir minber yapıldı. Yüksekliği 2 arşın idi. İslam’daki bu ilk minberin yapılış tarihi Hicret’in 8. senesidir.
Böylece Resulûllah, Cuma hutbelerini burada irad etmeğe başladı, ne var ki; bu arada gebe veya yavrusundan ayrılmış devenin inlemesine benzer bir ses duyuldu. Resulûllah’ın daha önceleri dayandığı kütük ağlıyordu. Resulûllah, hemen inip elini kütüğe koydu ve onu teselli etti. Kütüğün sesinden mescidin içi çalkalanıyordu.
Resulûllah, kütüğe; geldiği yere dönmeyi, gene yeşillenip hurma vermeyi, ya da cennete dikilmesini, oradaki hayırlı insanların onun hurmasından yemelerini teklif etti. Kütüğün üzerine eğilip cevabını aldı. Kütük, cennete dikilmek istiyordu. Resulûllah şöyle buyurdu: “Temelli yurt olan ahireti gelip geçici yurt olan dünyaya tercih etti. Bu, yanında yapılan zikrullahı dinlemekten uzak kaldığı için ağlıyordu. Eğer kucaklayıp susturmasaydım, muhakkak kıyamete kadar böyle inler dururdu.”
Kütük, Resulûllah’a âşık olmanın, sevdalanmanın mükâfaatı olarak cennete layık olurken, bir sevda örneği de ortaya koyuyordu. Ne güzel bir sevda ki, cennette bile yâd edilecekti!
Prof.Dr. Haydar BAŞ Rahmetenli'l-alemin cilt 2 Kitabı sayfa : 291 /292
Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir