Câbir (r.a.) şöyle demiştir: “Allah’ın Resûlü bize, Kur’ân’dan bir sûre anlatır gibi bütün işlerde istihâreyi öğretirdi
01-01-2025Câbir (r.a.) şöyle demiştir: "Allah'ın Resûlü bize, Kur'ân'dan bir sûre anlatır gibi bütün işlerde istihâreyi öğretirdi.
O şöyle buyururdu: İçinizden biriniz bir işe niyet ettiği zaman, farz namazların dışında iki rekât namaz kılsın. Namazdan sonra, Allah'ım! İlminle bana hayır takdir etmeni, kudretinle beni başarılı kılmanı diler ve yüce fazlını isterim.
Şüphesiz Sen her şeye gücü yetensin; ben güçsüzüm. Sen her şeyi bilirsin; ben bilmem. Sen bütün gizli işleri bilirsin. Allah'ım!
Bu işimin, benim dinim ve hayatım için hayırlı olduğunu bilirsen (başka rivâyete göre) bu işimin öne alınmasının veya geriye bırakılmasının benim için hayırlı olduğunu bilirsen, bu işi bana takdir et, kolaylaştır ve mübârek eyle.
Bu işimin, dinim, hayatım ve bu işimin öne alınmasının veya geriye bırakılmasının benim için kötü olduğunu bilirsen, bu işi benden, beni de bu işten uzaklaştır. Hayır, nerede ise bana onu nasîb et, beni hayırla hoşnut kıl, desin. Sonra dilediğini söylerdi."
Tevbe, istiğfar için ettiği dualar:
Sevbân şöyle demiştir: "Allah'ın Resûlü, namazı bitirdiği zaman üç kez istiğfar eder ve, 'Allahümme entesselâmü ve minkesselâmü tebârekte yâ zelcelâli velikram' derdi."
Hadisin râvilerinden Evzaî'ye, "İstiğfar nasıl yapılır?" diye soruldu.
Evzaî, "Estağfirullah, estağfîrullah/Allah'tan bağışlanmayı dilerim, Allah'tan bağışlanmayı dilerim, dersin" cevabını verdi.
Ebû Mûsâ'dan, "Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve âlihi) buyurdu: Allah'ım, günahımı bağışla! Amelimdeki israfımı ve Benden daha iyi bildiğin kusurlarımı affet!
Allah'ım! Ciddimi ve şakamı bağışla! Hatamı, kastımı da bağışla! Bunların hepsi Bende vardır.
Allah'ım! Önceden yaptıklarımı ve sonraya bıraktıklarımı, gizlediklerimi ve açığa vurduklarımı, hakkımda Benden daha iyi bildiklerini de bağışla! el-Mukaddim (ilk varlık) da Sensin, el-Muahhir (son varlık) da Sensin. Senin her şeye gücün yeter."
Ebû Hureyre'den, "Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) namazda tekbir aldığı zaman, okumaya (kıraate) başlamadan önce biraz beklerdi.
Dedim ki: 'Ey Allah Resûlü! Babam ve annem Sana fedâ olsun! Tekbirle kıraat arasında susuyorsun, acaba o esnada ne diyorsun?' '
Allah'ım! Beni hatalarımdan beyaz elbiseyi kirden temizlediğin gibi temizle! Allah'ım! Hatalarımı, kar, su ve buzla yıka!' buyurdu."
Ebû Dâvud ve Nesaî'nin rivâyetlerinde duanın baş tarafında, "Allah'ım, Benimle hatalarımın arasını doğu ile batı arasındaki mesafe kadar uzaklaştır" ziyadesi vardır.
Peygamberimiz buyuruyor ki: "Her zaman edilecek tövbe kulun şöyle demesidir: 'Allah'ım! Sen benim Rabbimsin, Senden başka ibâdete layık bir ilâh yoktur, ancak Sen varsın.
Ben, Senin yarattığın bir kulunum. Elimden geldiğince (ezelde benimle yaptığın) sözleşmeye uygun davranıyorum. Yaptığım günahların şerrinden Sana sığınıyorum. Bana verdiğin nimetleri ve işlediğim günahları itiraf ediyorum. Beni bağışla, çünkü Senden başka günahları bağışlayan yoktur.'
Kim bu duayı gündüzleyin okuyup, akşam olmadan ölürse, Cennet'e gider. Kim sevabını umarak geceleyin okur da, sabah olmadan ölürse o da Cennetliktir."
Hz. Aişe, "Allah'ın Resûlü vefâtından önce şu duayı çok okurdu" demiştir: "Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih ederim. O'nu hamd ile tesbih ederim. Allah'tan bağışlanmamı diler ve O'na tevbe ederim."
Âişe'den, "Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve âlihi) buyurdu: Allah'ım! Hatalarımı kar ve dolu suyu ile yıka! Beyaz kumaşı kirden arındırdığın gibi, kalbimi hata ve kötülüklerden arındır!"
Hz. Ebû Bekr şöyle demiştir: "Allah'ın Resûlüne, 'Bana namazda okuyacağım bir dua öğret' dedim.
Resûl-i Ekrem, 'Allah'ım! Nefsime çok zulmettim. Beni bağışla. (Çünkü) Senden başka günahları bağışlayacak yoktur. Bağışlayıcı ve merhamet edici ancak Sensin' duasını okumamı buyurdu."
İbn Ömer'den, "Peygamber'in (sallallahu aleyhi ve âlihi) bir meclisten kalkmadan önce yüz kere şunu söylediği sayılırdı: Rabb'im, Beni bağışla, tövbemi kabul et! Çünkü çokça tövbe kabul eden ve Rahîm olan Sensin, Sen."
Hz. Ali (r.a.) şöyle demiştir: "Allah'ın Resûlü namaza durduğu zaman teşehhüd ile teslim arasında okuduğu duanın sonu şöyleydi:
Allah'ım! Bundan önce işlediğim ve bundan sonra işleyebileceğim, gizli veya açık bir şekilde yaptığım ve Benden daha iyi bildiğin sayısız günahlarımı bağışla. İlerleten de, gerileten de sensin. Senden başka ilâh yoktur."
Hz. Aişe şöyle demiştir: "Allah'ın Resûlü, rükûunda ve sücudunda, 'Ey Rabb'im! Seni hamdinle tesbih ederim. Allah'ım! Beni bağışla' mânâsına gelen duayı çok okurdu."
Ebû Hureyre'den, Allah'ın Resûlünün secdede şu duayı okuduğu rivâyet edilmiştir: "Allah'ım! Bütün günahlarımı, küçüğünü ve büyüğünü, öncekini ve sonrakini, açık ve gizli işleneni bağışla."
Hz. Aişe şöyle demiştir: "Bir gece Allah'ın Resûlü'nü aradım. Onu rükû veya secde hâlinde buldum. Şöyle diyordu: Seni noksan sıfatlardan tenzih ediyorum, Sana hamdinle tesbih ediyorum. Senden başka hiçbir ilâh yoktur."
Müslim'in başka bir rivâyeti şöyledir: "Elim, O'nun ayaklarının altına dokundu. O secdede idi. Ayakları dik, parmakları kıbleye dönük idi. Şöyle dua ediyordu: Allah'ım! Gazabından rızâna, azabından bağışlamana ve Senden yine Sana sığmıyorum. Senin kendini övdüğün gibi, Seni övmekten âcizim."
İbn-i Mes'ûd'dan, Allah'ın Resûlü'nün şöyle dua ettiği rivâyet edilmiştir:
"Allah'ım! Senden rahmetine vesile olacak ve bağışlanmamı gerektirecek şeyler isterim. Bütün kötülüklerden kurtulmayı, iyiliklerin çoğunu, Cennet'e kavuşmayı ve Cehennem'den kurtulmayı isterim."
Ebû Mûsa'dan, Allah'ın Resûlü'nün şöyle dua ettiği rivâyet edilmiştir:
"Allah'ım! Hatalarımı, bilgisizliğimi, işimdeki israfımı ve Benden daha iyi bildiğin günahlarımı bağışla.
Allah'ım! Ciddi ve şaka olarak işlediklerimi, bilerek ve bilmeyerek yaptıklarımı bağışla.
Allah'ım! Yaptığım ve yapacağım, gizli ve açık olarak işlediğim günahlarımı bağışla. İlerleten de, gerileten de Sensin. Senin gücün her şeye yeter."
İbn-i Abbâs'dan, AIlah'ın Resülü'nün şöyle dua ettiği rivâyet edilmiştir:
"Allah'ım, Sana teslim oldum. Sana inandım, Sana güvendim, Sana tövbe ettim. Verdiğin kuvvet ile düşmana karşı savaştım. Senin emrinle hükmettim. Yaptığım ve yapacağım, gizli ve açık işlediğim günahlarımı, Benden daha iyi bildiğin hatalarımı bağışla. İlerleten de, gerileten de Sensin. Senden başka hiçbir ilah yoktur."
Râvilerden kimileri, "Lahavle ve lâ kuvvete illâ billah" cümlesini eklemişlerdir. (Prof. Dr. Haydar Baş Dua ve Zikir eserinden)