PEYGAMBER EFENDİMİZİN ETTİĞİ DUALAR VIII…..

Dünden devam eden

                                                                  Namazda ettiği dualar:

     İmam Ali’den (radiyallahu anh); “Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) namaza kalktığı zamanşöyle derdi: ‘Yüzümü müşriklerden olmayarak hanîf bir hâlde (yani muvahhid olarak), gökleri ve yeri yaratan (Allah)’a yönelttim.

<PEYGAMBER EFENDİMİZİN ETTİĞİ DUALAR VIII…..

Namazım, ibâdetlerim, ölümüm, hayatım, Âlemlerin Rabbi olan, hiçbir ortağı bulunmayan Allah’ındır. Ben ancak bununla emrolundum ve ben Müslümanlardanım. Allah’ım! Sen Melik’sin, Senden başka tanrı yoktur. Sen Benim Rabbimsin, ben Senin kulunum. Kendime yazık ettim, günahımı itiraf ettim. Tüm günahlarımı bağışla! Senden başka günahları bağışlayan yoktur. Beni ahlâkın en güzeline ilet! Çünkü ahlâkın en güzeline ancak Sen iletirsin. Ahlâkın kötüsünden beni uzaklaştır! Çünkü ahlâkın kötüsünden başkası değil, ancak Sen uzaklaştırırsın. Lebbeyk ve Sa’deyk, yâ Rabbi! Tüm iyilikler ancak Senin ellerindedir. Şerrin Seninle hiç ilgisi yoktur. Varlığım Seninledir ve Sana aittir. Çok yücesin, çok büyüksün. Sana tevbe eder, günahlarımın bağışlanmasını da Senden dilerim.’ Rükûa vardığı zaman şöyle derdi: ‘Allah’ım! Senin için rükûa vardım. Sana iman ettim, Sana teslim oldum. Kulağım, gözüm, beynim, kemiğim ve sinirim hepsi Sana boyun eğdi.’ Başını (rükûdan) kaldırdığı zaman şöyle derdi: ‘Allah’ım! Gökler ve yer dolusu ve aralarındaki varlıklar dolusu ve bundan öteye Senin yaratmayı dilediklerinin dolusu hamd Sana mahsustur.’ Secdeye vardığı zaman şöyle derdi: ‘Allah’ım! Senin için secde ettim, Sana iman ettim, Sana teslim oldum. Yüzüm, kendisini yaratıp şekillendirene, kulağını ve gözünü yaratana secde etti. Yaratıcıların en güzeli olan Allah ne yücedir!’ Teşehhüdle selâm arasında son okuduğu dua şu olurdu: ‘Allah’ım! Önceden yaptıklarımı, sonraya bıraktıklarımı, içimde gizlediklerimi, açığa vurduklarımı, aşırı davranışlarımı ve Benim hakkımda Benden daha iyi bildiklerini ne olur Benim için bağışla! Başa geçiren de, sona bırakan da Sensin. Senden başka tanrı yoktur.’” (Müslim, Müsâfirin 201-2, s. 534-6; Ebû Dâvud, 744, 760-1; Tirmizî, 3422-3 ve Nesâî, İftitâh 17, II, 129-30; el-Arec an Ubeydillah b. e. Râfi an Alî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler)

    Âişe’den (radiyallahu anhâ); “Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) rükû ve secdesinde şöyle derdi: Subbûhun, Kuddûsun, Rabbü’l-melâiketi verrûh/Münezzehsin, mukaddessin, meleklerin ve Rûh’un Rabb’isin.” (Müslim, Salât 223, s. 353; Ebû Dâvud, 872 ve Nesâî, Tatbîk 11, II, 190-1; 75, II, 224; Katâde an Mutarrif an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler )

  “Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) secdesinde şöyle derdi: Allah’ım! Günahlarımın tümünü; küçüğünü, büyüğünü, ilkini, sonunu, gizlisini, açığını bağışla!” (Bu hadisi Müslim, Salât 216, s. 350 ve Ebû Dâvud, 878; İbn Vehb an Yahyâ b. Eyyûb an Umâre b. Gaziyye an Sumeyy an Ebî Sâlih asl-ı senedi ile tahrîc ettiler)

   “Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Biriniz teşehhüdde oturduğu zaman, dört şeyden Allah’a sığınarak şöyle desin: Allahümme innî eûzü bike min azâbi Cehennem ve min azâbil-kabr ve min fitnetil-mahyâ ve’l-memât ve min şerri fitneti’l-Mesîhi’d-Deccâl/ Allah’ım! Cehennem ve kabir azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden, Mesîh Deccâl’in fitnesinin şerrinden Sana sığınırım.” (Müslim, Mesâcid 128, 130, s. 412; Ebû Dâvud, 983 ve Nesâî, Sehv 64/4, III, 58; el-Evzâî an Hassân b. Atiyye an Muh. b. e. Âişe asl-ı senedi ile senedi ile tahrîc ettiler)

    İbn Mes’ûd’dan (radiyallahu anh); “Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) onlara teşehüdden sonra şu duayı öğretirdi: Allah’ım, kalplerimizi hayır üzere telif et, aramızı bul, bizi selâmet yollarına ilet ve bizi karanlıklardan kurtarıp nura kavuştur! Açık-gizli tüm hayâsızlıklardan bizi uzaklaştır! Kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi ve hanımlarımızı bizim için mübarek eyle! Tevbelerimizi kabul eyle! Sen tevbeleri çokça kabul eden, esirgeyensin. Bizi nimetlerine karşı şükredenler kıl, bize bolca verip nimetlerini tamamla!” (Rezîn)

   Zeyd b. Erkam’dan (radiyallahu anh); “Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) her namazın ardından şöyle derdi: Bizim ve her şeyin Rabbi olan Allah’ım! Senin Rab olduğuna, bir olduğuna, ortağın bulunmadığına şahidim. Bizim ve her şeyin Rabbi olan Allah’ım! Muhammed’in (s.a.a.) Senin hem kulun, hem de resûlün olduğuna tanığım. Bizim ve her şeyin Rabbi olan Allah’ım! Kullarının hepsinin kardeş olduğuna da şahidim. Bizim ve her şeyin Rabbi olan Allah’ım! Beni ve ailemi dünya ve âhiretin her ânında Sana ihlaslı (ve itaatli) kıl! Ey Celâl ve ikrâm sahibi! Duy ve kabul eyle! Allah en büyüktür, en büyüktür. Allah göklerin ve yerin nurudur. Allah en büyüktür, en büyüktür! Allah Bana yeter, ne güzel vekildir O! Allah en büyüktür, en büyüktür.” (Ebû Dâvud, 1508; el-Mu’temir b. Sül. an Dâvud et-Tufâvî an Ebî Müslim el-Becelî an Zeyd b. Erkam senedi ile tahrîc etti)  

 

 

Prof.Dr. Haydar BAŞ   Dua ve Zikir Kitabı sayfa : 915 /963

Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir

 

Devam edecek