PEYGAMBER EFENDİMİZİN ETTİĞİ DUALAR VI…..

Dünden devam eden

      Şekl b. Hümeyd (r.a.) şöyle demiştir: “Resûl-i Ekrem’e, ‘Ey Allah’ın Resûlü! Bana bir dua öğret’ dedim. Bunun üzerine Peygamberimiz, ‘Allah’ım! Kulağımın, gözümün, dilimin, kalbimin ve cinsiyet uzvumun şerrinden Sana sığınırım, de’ buyurdu.” (Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihîn, Ebu Dâvud ve Tirmizî’den)

<PEYGAMBER EFENDİMİZİN ETTİĞİ DUALAR VI…..

    Enes’den (r.a.), Allah’ın Resûlü’nün şöyle dua ettiği rivâyet edilmiştir: “Allah’ım! Baras (sedef) hastalığından, delilikten, cüzzamdan ve her türlü kötü hastalıktan Sana sığınırım.” (Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihîn, Ebu Dâvud’dan)

   “Allah’ım! Aç kalmaktan Sana sığınırım; açlık insanı kuşatan ne kötü bir arkadaştır. Hıyânetten de Sana sığınırım; hıyânet insanın içinde saklanan ne kötü bir huydur.” (Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihîn, Ebu Dâvud’dan)

     İmrân b. el-Husayn (r.a.), “Allah’ın Resûlü babam Husayn’a dua etmesi için şu cümleyi öğretti” demiştir: Allah’ım! Bana doğruluğu ilham et, beni nefsimin kötülüğünden koru.” (Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihîn, Tirmizî’den)

                                                                           İstihâre duası:

Câbir (r.a.) şöyle demiştir: “Allah’ın Resûlü bize Kur’ân’dan bir sûre anlatır gibi bütün işlerde

istihâreyi öğretirdi. O şöyle buyururdu: İçinizden biriniz bir işe niyet ettiği zaman, farz namazların dışında iki rekât namaz kılsın. Namazdan sonra, Allah’ım! İlminle bana hayır takdir etmeni, kudretinle beni başarılı kılmanı diler ve yüce fazlını isterim. Şüphesiz Sen her şeye gücü yetensin; ben güçsüzüm. Sen herşeyi bilirsin; ben bilmem. Sen bütün gizli işleri bilirsin. Allah’ım! Bu işimin, benim dinim ve hayatım için hayırlı olduğunu bilirsen (başka rivâyete göre) bu işimin öne alınmasının veya geriye bırakılmasının benim için hayırlı olduğunu bilirsen, bu işi bana takdir et, kolaylaştır ve mübârek eyle. Bu işimin, dinim, hayatım ve bu işimin öne alınmasının veya geriye bırakılmasının benim için kötü olduğunu bilirsen, bu işi benden, beni de bu işten uzaklaştır. Hayır nerede ise bana onu nasîb et, beni hayırla hoşnud kıl, desin. Sonra dilediğini söylerdi.” (Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihîn, Buharî’den)

                                               Tevbe, istiğfar için ettiği dualar:

    Sevbân (r.a.) şöyle demiştir: “Allah’ın Resûlü, namazı bitirdiği zaman üç kez istiğfar eder ve, ‘Allahümme entesselâmü ve minkesselâmü tebârekte yâ zelcelâli velikram’ derdi.” Hadisin râvilerinden Evzaî’ye, “İstiğfar nasıl yapılır?” diye soruldu. Evzaî, “Estağfirullah, estağfîrullah/Allah’tan bağışlanmayı dilerim, Allah’tan bağışlanmayı dilerim, dersin” cevabını verdi. (Müslim, Zikr 70, s. 2087 ve Buhârî, Davât 60, VII, 166; Ebû İshâk an Ebî Bürde b. e. Mûsâ an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler)

     Ebû Mûsâ’dan (radiyallahu anh); “Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve âlihi) buyurdu: Allah’ım, günahımı bağışla! Amelimdeki israfımı ve Benden daha iyi bildiğin kusurlarımı affet! Allah’ım! Ciddimi ve şakamı bağışla! Hatamı, kastımı da bağışla! Bunların hepsi Bende vardır. Allah’ım! Önceden yaptıklarımı ve sonraya bıraktıklarımı, gizlediklerimi ve açığa vurduklarımı, hakkımda Benden daha iyi bildiklerini de bağışla! el-Mukaddim (ilk varlık) da Sensin, el-Muahhir (son varlık) da Sensin. Senin her şeye gücün yeter.” (Müslim, Zikr 70, s. 2087 ve Buhârî, Davât 60, VII, 166; Ebû İshâk an Ebî Bürde b. e. Mûsâ an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler)

      “Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) namazda tekbir aldığı zaman, okumaya (kıraate) başlamadan önce biraz beklerdi. Dedim ki: ‘Ey Allah Resûlü! Babam ve annem Sana fedâ olsun! Tekbirle kıraat arasında susuyorsun, acaba o esnada ne diyorsun?’ ‘Allah’ım! Beni hatalarımdan beyaz elbiseyi kirden temizlediğin gibi temizle! Allah’ım! Hatalarımı, kar, su ve buzla yıka!’ buyurdu.”

Ebû Dâvud ve Nesaî’nin rivâyetlerinde duanın baş tarafında, “Allah’ım, Benimle hatalarımın arasını doğu ile batı arasındaki mesafe kadar uzaklaştır” ziyadesi vardır. (Buhârî, Ezân 89/2, I, 181; Müslim, Mesâcid 147, s. 419; Ebû Dâvud, 781 ve Nesâî, İftitâh 15, II, 128-9; Umâre b. el-Ka’kâ’ an Ebî Zür’a asl-ı senedi ile tahrîc ettiler)

   Peygamberimiz buyuruyor ki: Şeddâd b. Eve (r.a.), rivâyet etmiştir: “Her zaman edilecek tevbe kulun şöyle demesidir: ‘Allah’ım! Sen benim Rabbimsin, Senden başka ibâdete layık bir ilâh yoktur, ancak Sen varsın. Ben, Senin yarattığın bir kulunum. Elimden geldiğince (ezelde benimle yaptığın) sözleşmeye uygun davranıyorum. Yaptığım günahların şerrinden Sana sığınıyorum. Bana verdiğin nimetleri ve işlediğim günahları itiraf ediyorum. Beni bağışla, çünkü Senden başka günahları bağışlayan yoktur.’ Kim bu duayı gündüzleyin okuyup, akşam olmadan ölürse, Cennet’e gider. Kim sevabını umarak geceleyin okur da, sabah olmadan ölürse o da Cennet’liktir.” (Nevevî,Riyâzü’s-Sâlihîn, Buharî’den)

  

Prof.Dr. Haydar BAŞ   Dua ve Zikir Kitabı sayfa : 915 /963

Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir

 

Devam edecek