Pek yakında biri gelip seni kabre teslim edecek*

"Ya Şureyh! Pek yakında, yazdığına bakmadan, delilini sormadan oturduğun evden çıkarıp seni malsız-mülksüz kabrine teslim edecek biri gelecek"

<Pek yakında biri gelip seni kabre teslim edecek*

TÜRK-AZ HABER / EHL-İ BEYT

İmam Ali (a.s.) Medine'den Basra'ya giderken Kûfe halkına yazmış olduğu mektupta şöyle diyordu:

"Allah'ın kulu, mü'minlerin emiri Ali'den Ensar'ın cömerdi, Arabın yücesi Kûfe halkına...

Ben Osman'ın olayını sizlere, duyanın görür gibi olduğu şekilde haber veriyorum. Halk onu kınadı; ben ise, muhacirler içinde onu razı etmek için en çok uğraşan ve en az ayıplayan idim. Talha ve Zübeyr'in ise onun karşısında en yumuşak davranışları, sertlik ve aşırılığa sürüklemek idi. Sonunda bir gurup ona saldırarak onu öldürdüler. Sonra halk zorlanmadan, mecbur da edilmeden, serbest iradelerini kullanarak bana biat ettiler.

Bilin ki gerçekten hicret yurdu (Medine), halkını dışarı atmış, onlar da orayı terk etmişlerdir. (Medine ateş üstündeki) kazan gibi kaynıyor, fitne çarkı dönmeye başladı; artık, Allah'ın izniyle emirinize koşun ve düşmanınıza karşı cihad edin. "

* * *

Şureyh b. Haris, kadılığında seksen dinara bir ev satın almıştı. Mü'minlerin Emiri İmam Ali (a.s.) bunu duyunca, huzuruna çağırttı ve "seksen dinara bir ev satın aldığına, senedini yazdırıp şahitlere imzalattığına dair bana haber geldi" dedi. Şureyh, "evet böyle oldu" diye tasdik edince, ona öfkeyle bakıp şöyle dedi:

"Ya Şureyh! Pek yakında, yazdığına bakmadan, delilini sormadan oturduğun evden çıkarıp seni malsız-mülksüz kabrine teslim edecek biri gelecek.

Bak Şureyh, bu evi sakın kendi malından başka bir mal ile ya da helalinden kazandığından başka bir şeyle almış olmayasın. Eğer böyleyse, dünyada da ahirette de hüsrana uğramış olursun. Evi aldığında senedini yazdırmak için bana gelseydin, ben sana öyle bir senet yazardım ki onu almak için bir dirhem dahi vermeye rağbet etmezdin.

Bu senet şöyledir:

"Aldatıcı, fanilerle komşu olan ve helaket mahallesinde bulunan bu evi; zelil bir kul, ölüm yolculuğuna koyulmuş olan bir kimseden almıştır. Bu ev, dört duvarla sınırlanmış; Birinci sınır afetlere, ikincisi musibetlere, üçüncüsü, insanı helake götüren arzulara, dördüncüsü de insanı azdıran şeytana dayanır. Bu evin kapısı da buradan (dördüncü duvardan) açılır.

Bu evi arzusuna kapılıp aklanan biri; eceli gelip çatan birinden, kanaatkârlık izzetinden çıkıp, helak ve istek batağına düşme pahasına satın almıştır ve bu muamelede müşterinin başına geleceklerin sorumlusu; Padişahların bedenine hastalık veren, zalimlerin canını alan, Kisra, Kayser, Tub'a (Yemen sultanlarının lakabı), Himyer (Seba kavminin melikleri) Firavunlarının saltanatını yıkan, malı kat kat yığıp, yapılar bina eden, sağlamlaşman, yüceltip süsleyen, malı toplayarak stok eden, zannınca evladına miras bırakanların hepsini hesap gününde, sevap ve azapları için toplayacak olan kimsedir. O günde iş bitip kesin hüküm verilecektir. "İşte orada batılla amel edenler hüsrana uğrayanlar olacaktır."(Mü'min: 78) Heva ve hevesinin esaretinden ve dünya bağlarından kurtulmuş akıl, buna şahadet eder.