‘O, din gününde tanığındır’

“Resûlullah (s.a.a), dileyenlere hidayet ateşini alevlendiren ve şaşıranlara işaretleri gösterendir. Allah’ım, O Senin eminin, din gününde tanığın; nimetinle, hak ile rahmet olarak gönderdiğin elçindir. Allah’ım adlinden onun payını ver, fazlından ona kat kat hayır ihsan et”

<‘O, din gününde tanığındır’

 

İmam Ali Efendimiz bu hutbesinde İslam'ın üstünlüğünü dile getirmekte, Resûlullah'ı hatırlatmakta ve kendi taraftarlarını kınamaktadır:

"Hamd, İslam'ı şeriat kılan, uyanlara dinini kolaylaştıran, karşı duranlara erkânını üstün ve güçlü kılan Allah'a mahsustur. O'na sarılanlara emniyet girenlere selamet, anlatana delil, düşmanlık edene tanık, onunla aydınlanmak isteyene nur kıldı. Akledene anlayış, düşünene kavrayış, doğru yolu arayana ayet, azmedene basiret, öğüt almak isteyene ibret, tasdik edene kurtuluş, tevekkül edene güven, işini ısmarlayana rahat, sabredenlere kalkan kıldı. Programı apaydın, yolları en açık, meşalesi yüce, yolu aydınlık, ışığı aydınlatıcı, meydanı geniş, varılacak yeri yücedir. Yarışmacıları toplayan, ödülü değerli, yarışanlar da şerefli binicilerdir. Yolu tasdik, yolunun işaretleri salih amel, ölümü son, dünyası imtihan, kıyameti toplanma yeri, cenneti de ödüldür.

Peygamber, dileyenlere hidayet ateşini alevlendiren ve şaşıranlara işaretleri gösterendir. Allah'ım, O Senin eminin, din gününde tanığın; nimetinle, hak ile rahmet olarak gönderdiğin elçindir. Allah'ım adlinden onun payını ver, fazlından ona kat kat hayır ihsan et.

Allah'ım, O'nun kurduğu binayı, yapılan binaların en üstünü kıl. Katından O'na ikram et ve şerefli kıl. Derecesini yükselt, O'na yakınlaşma vesilesini ihsan et. Yücelikler, faziletler ver. Bizi zelil kılınmamış, pişman olmamış, sapmamış ve fitneye düşmemişler zümresiyle hasret.

Allah'ın size olan ikramının yüceliğinden cariyelerinize bile ikram ediliyor, komşularınıza muhabbet ediyorlar. Bir üstünlüğünüz olmadığı ve üzerlerinde bir hakkınız bulunmadığı halde sizi yüce sayıyorlar. Onlar üzerinde gücünüz ve otoriteniz olmadığı halde sizden korkuyorlar. Allah'ın ahitlerinin çiğnendiğini gördüğünüz halde kızmıyor, babalarınızın sözlerinin bozulmasına ise öfkeleniyorsunuz. Allah'ın emirleri size getirilir, sizin elinizle icra edilir ve size müracaat edilirdi. Ama yerinize zalimleri yerleştirdiniz, işlerinizin idaresini onlara verdiniz, Allah'ın emirlerini onların eline teslim ettiniz. Onlar ise şüphelerle amel ediyor, şehvetlerinin peşinde koşuyorlar.

Allah'a yemin olsun bunlar sizi her bir yıldızın altında ayırıp dağıtsa bile, Allah kendilerini bekleyen o kötü gün için sizi mutlaka toplayacak, bir araya getirecektir." (Âbidlerin Yolundan...)