Nerede hak üzere giden kardeşlerim?

Hz. Ali (a.s.) buyurdu ki: “Nerede doğru yolda yürüyüp hak üzere giden kardeşlerim? Ammar nerede? İbn-i Teyhan nerede? Nerede iki şahadet sahibi? (Huzeyme b. Sabit el-Ensari). Nerede onlar gibi ölüm için ahidleşen ve (şahadetlerinden sonra) başları zalimlere gönderilen kardeşlerim?”

<Nerede hak üzere giden kardeşlerim?

TÜRK-AZ HABER / EHL-İ BEYT

İmam Ali (a.s.) bir hutbesinde şöyle buyurdu:

"Dikkat edin, dünyadan size yönelenler yüz çevirdi, yüz çevirenler ise yöneldi. Hayırlı kişiler, dünyadan göçmeye hazırlandılar. Dünyanın baki olmayan az nimetlerini, ahiretin yok olmayan bol nimetleri için sattılar. (Sıffin'de) Kanlarını feda eden kardeşlerimiz bugün hayatta olmadıkları için zarar etmediler. Zira ne boğazlarında kalan bir lokma yiyorlar, ne de bulanık su içiyorlar. Vallahi Allah, onların ecirlerini tam olarak verdi de korkudan sonra onları emniyet diyarına yerleştirdi

Nerede doğru yolda yürüyüp hak üzere giden kardeşlerim? Ammar nerede? İbn-i Teyhan nerede? Nerede iki şahadet sahibi? (Huzeyme b. Sabit el-Ensari). Nerede onlar gibi ölüm için ahidleşen ve (şahadetlerinden sonra) başları zalimlere gönderilenler kardeşlerim?"

Burada İmam Ali (a.s.) eliyle mübarek sakalını tuttu, uzun bir müddet ağladı ve şöyle devam etti:

"Ah olsun Kur'an'ı okuyup hükümlerini uygulayan, farzlarını düşünüp ifa eden, sünnete hayat verip bid'ati öldüren, cihada çağrıldığında icabet eden, kumandanlarına bağlanıp itaat eden kardeşlerime!"

Sonra yüksek sesle nida etti:

"Cihad, cihad, ey Allah'ın kulları! Bugün ordu hazırlamadayım, Allah'a gitmek isteyenler çıkıp gelsin!"

Nevf diyor ki: "İmam Hüseyin (a.s)'a on bin, Kays b. Sad b. Ubade'ye on bin, Eba

Eyyub el-Ensari'ye on bin ve başkalarına da bir miktar asker verildi. Hz. Ali yeniden Sıffin'e gitmek istiyordu. Cuma gelmeden mel'un İbn-i Mülcem tarafından yaralandı. Böylece asker dağıldı, biz de çobanları yitmiş ve her yandan kurtların saldırısına uğramış sürülere döndük."

(Nehcü'l-Belağa'dan...)