‘Nefsin için O’nu kötüleme’.....

İnsanlar biraz tuhaftır. Her arzularını tatmin yolunu ararlar. Ama doğru yol gösterilince gelmek istemezler

<‘Nefsin için O’nu kötüleme’.....

İnsanlar biraz tuhaftır. Her arzularını tatmin yolunu ararlar. Ama doğru yol gösterilince gelmek istemezler. Hele biraz da güçlük olursa...
 
Halbuki her tatlının önü sıra az da olsa acı olur. Bir tatlıyı yemek için önce yorulmak icap eder. İşte bu sebeple deriz ki, ey evlat, her arzunun yerine gelmesini istiyorsan, Allah'ın yasak ettiği şeylere yanaşma.
 
Önünde duran kapıların açılmasını istiyorsan, muttaki (kötü şeylerden sakınan) ol. Her hayır kapısının anahtarı, Allah'ın yasak ettiği haram işlere yanaşmamaktadır. Allah-ü Teâlâ şöyle buyurdu: "Bir kimse kötülükleri bırakırsa ona kurtuluş yolları açılır. Tahmin etmediği yollardan rızkı gelir." (Cuma/2-3)
 
Hak'la çekişme. Nefsin için O'nu kötüleme. Çocukların için Hakk'a çıkış yapma. Malın azaldı diye O'nu itham etme. İnsanlar sana yüz vermiyor diye O'nu suçlu bulma. Suçu evvelâ kendinde ara.
 
Allah'a emir mi vereceksin? Bunu yapmaktan utanmaz mısın? Her iş senin keyfine göre olsun, istiyorsun. En büyük hüküm, senin mi olmalı yoksa O'nun mu?
 
Sen mi fazla biliyorsun, yoksa O mu? Senin merhametin O'ndan çok mu? Yazık sana, sen ve bütün yaratılmışlar, O'nun kulu, kölesidir. Hepinizin yöneticisi O'dur.
 
Dünyada O'nunla sohbet istiyorsan sessiz ol. Sakin ve sessiz ol. Allah'ın sevgili kulları edeplidir. O'nun gözünde en büyük edep gereklerini yerine getirirler. Attıkları her adım, açık izne bağlıdır. Kalplerini hoş etmeyecek hiçbir işe yakın durmazlar.
 
Yaptıkları mubah iş, onlara ilham yoluyla anlatılır. Giyecekleri elbise manen gösterilir. Alacakları hanım, onlara işaret yoluyla anlatılır. Bütün sebepler onlara, kalp canibinden gösterilir. İzinsiz ve emirsiz hiçbir işe yanaşmazlar.
 
Hakla kaimdirler. Kalpleri, O'na bağlıdır. Basiretleri Hak yolda açıktır. Hakkın kudreti önünde karar yetkisini kendilerine hoş görmezler. İşte dünyada böylece Allahlık olurlar. Varlıkları dünyada nur olur. Hakka vasıl olurlar, öbür âlemde ise bizzat ereceklerine ererler.
 
Allah'ım, bize dünya ve âhirette, sana ermiş olmayı nasip et. Sana yakınlık tadını ver. Seni görmeye kavuştur. Gayrı görmeden, Zatınla yetinen kişilerden kıl. "Dünyanın iyiliğini ver, Öbür âlemin hoşluğuna erdir. Bizleri ateşten koru." (Bakara, 201) Âmin! (Abdülkadir Geylani Hazretleri, İlahi Armağan eserinden) H: Akın Aydın