‘Mü’mini suskun gördüğünüz zaman ona yaklaşın (Prof. Dr. Haydar Baş’ın Kaleminden).....

İmam Cafer’in (a.s) oğlu İmam Musa Kazım Hazretlertinin meşhur talebelerinden Hişam’a verdiği öğütlerden.

<‘Mü’mini suskun gördüğünüz zaman ona yaklaşın (Prof. Dr. Haydar Baş’ın Kaleminden).....

Ey Hişam! Ekin, ovada biter, kayalıklarda değil. Aynı şekilde hikmet de mütevazı kalpleri imar eder; kibirli, zorba kalpleri değil. Çünkü Allah, tevazuu aklın aleti, kibri de cehaletin aleti kılmıştır. Bilmez misin ki başını kaldırıp tavana çarpan kimse başını yarar ama tevazu gösterip başını eğen, tavanın altında barınır.
 
Kim Allah'a karşı tevazu göstermezse, Allah onu alçaltır. Kim de Allah'a karşı tevazu gösterirse, Allah onu yüceltir.
 
Ey Hişam! Fakirliğin en çirkini, zenginlikten sonra olanıdır. Günahın en çirkini, ibadetten sonra olanıdır. Bundan da daha çirkini, Allah'a ibâdet edenin daha sonra ibadeti terk etmesidir.
 
Ey Hişam! Şu iki kişiden başkasının yaşantısında hayır yoktur: Anlayan dinleyici, bildiklerini anlatan âlim.
 
Ey Hişam! Kullar arasında akıldan daha üstün bir şey taksim edilmiş değildir. Âlimin uykusu, cahilin gecelerini ibâdet maksadıyla uykusuz geçirmesinden daha hayırlıdır, Allah, akıllı kimselerden başkasını peygamber olarak göndermemiştir.
 
Öyle ki peygamberin aklı bütün çalışanların, çalışmalarından daha üstündür. Bir kul akledip anlamadıkça, Allah'ın koyduğu farzlardan herhangi birini tam anlamıyla yerine getiremez.
 
Ey Hişam! Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: 'Mü'mini  suskun gördüğünüz zaman ona yaklaşın. Çünkü kendisine hikmet veriliyordur. Mü'min çok amel eder, az konuşur. Münafık ise çok konuşur, az amel eder.'
 
Ey Hişam! Yüce Allah, Dâvud'a (a.s.) şöyle vahyetti: 'Kullarıma de ki: Benimle, kendilerinin arasına dünyanın cazibesine kapılmış bir âlimi koymasınlar; o, onları Beni zikretmekten, Benim sevgimin ve münâcâtımın yolundan alıkoyar.
 
Bu gibileri kullarım arasındaki yol kesicilerdir. Onlara yapacağım en basit şey, kalplerinden sevgimin ve münâcâtımın halâvetini, lezzetini söküp çıkarmamdır.'


 
Ey Hişam! Kim kendi nefsinde büyüklenirse, göğün ve yerin melekleri ona lanet eder. Kim kardeşlerine karşı kibirlenir, onlara üstünlük taslarsa, Allah'ın zıddına gitmiş, O'na rakip olmaya kalkışmıştır. Kim, kendisinde olmayan bir şeyi iddia ederse, kendisini zor durumda bırakacak ağır bir sorumluluğun altına girmiştir.
 
Ey Hişam! Allah, Dâvud'a (a.s.) şöyle vahyetmiştir: 'Ey Dâvud! Hem kendin sakın, hem de ashabını şehvet sevgisine karşı uyar. Çünkü dünyevî şehvetlere bağlı kimselerin kalpleri Benden örtülüdür.'
 
Ey Hişam! Benim dostlarıma karşı büyüklenmekten, ilminle onlara üstünlük taslamaktan sakın; yoksa Allah, sana gazap eder. Allah'ın sana gazap etmesinden sonra dünyan da, âhiretin de sana bir fayda sağlamaz. Dünyada, kendisine ait olmayan bir evde oturan ama göç etmek için bekleyen biri gibi yaşa.


 
Ey Hişam! Din ehliyle oturmak dünya ve âhiret şerefidir. Akıllı ve öğüt veren birine danışmak uğurdur, berekettir, doğruluktur ve Allah tarafından başarıdır. Akıllı ve hayır nasihatte bulunan biri sana bir fikir verdi mi, ona aykırı hareket etmekten sakın. Çünkü bunda helâk olmak vardır.
 
Ey Hişam! İnsanlardan sadece akıllı, güvenilir kimselerle oturup kalk. Böyle kimselerle sıcak ilişkiler kur. Diğerlerinden ise yırtıcı bir hayvandan kaçtığın gibi kaç.
 
Bir amel işleyen bir kimsenin Allah'tan hayâ etmesi gerekir. Ona bir nimet bahşedilince, başkasını da ona ortak etmesi lazım gelir.
 
Karşına, hangisinin daha iyi ve daha doğru olduğunu bilmediğin iki şey çıkarsa, bunlardan hangisi hevâ ve hevesine yakınsa, ona aykırı hareket et. Çünkü doğruluğun çoğu, hevâ ve hevesine aykırı hareket etmendedir. Hikmeti nefsinin etkisine sokup cehalet ehli arasında zâyi etmekten sakın." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Musa Kazım eserinden)