MUAVİYEN’NİN YAYDIĞI FİTNE DALGASI- I

  Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın 'İmam Hasan' eserinde, Muaviye'nin heyetinin Hz. Hasan'ın karargâhına gelmesi ve yayılan fitne hakkında şu bilgilere yer veriliyor: "Kûfe halkı, gizlice Muaviye'ye gönderdikleri mektuplarda emrine girmeye hazır olduklarını bildirmişler ve Muaviye'den bazı makam ve mevkilerin sözünü almışlardı.

MUAVİYEN’NİN YAYDIĞI FİTNE DALGASI- I
Mimar Gökhan Demir

MUAVİYEN’NİN YAYDIĞI FİTNE DALGASI- I

Ayrıca Hz. Hasan'ın elini kolunu bağlayarak kendisine teslim edeceklerini veya iki ordunun karşı karşıya geldiği anda suikast düzenleyerek Hz. Hasan'ı öldüreceklerini yazmışlardı.

Muaviye, Kûfe'deki insanların kendisine yazdıkları bu mektupları toplayarak Muğiyre b. Şube, Abdullah b. Amir ve Abdurrahman b. Hakem'den oluşan bir heyetle beraber İmam Hasan'a gönderdi. Ve böylece onu bu mektuplardan ve ordusundaki insanların amaçlarından haberdar etti. (Tarih-i Yâkubî, c.2, s.191).

Böyle yapmaktaki gayesi de heyetin barışı gündeme getirmeye zemin hazırlaması ve barış görüşmelerine bir an evvel başlanmasıydı. Heyet İmam Hasan'ın huzuruna çıktı. Hz. Hasan getirdikleri mektuplara, Kûfelilerin el yazılarına ve imzalarına sanki hepsini tanıyormuş gibi dikkatlice baktı. Ardından onlara bir konuşma yaptı. Son derece dikkatli ifadeler kullandı.

Muğiyre ve arkadaşlarına Allah'ın emri doğrultusunda kendisine yardım etmelerini söyledi. İmam Hasan'ın bu noktada herhangi bir barış teklifinin olup olmadığını bilmiyoruz. Tarihî kaynaklarda barış hakkında İmam'ın barış hakkında olumlu ya da olumsuz bir şey söyleyip söylemediği konusunda bir bilgi yer almamaktadır.

Razi Ali Yâsin olayın bu noktasında şunları söylüyor: "Şu kadarını biliyoruz ki, Mugiyre ve arkadaşları Medain ordugâhına gelmişler, İmam'ın çadırına konuk olmuşlar, en büyük fitne tohumunu ekmeden de ordugâhı terk etmemişlerdir. Şöyle ki, heyet, İmam'ın çadırından çıkarken, etraftaki çadırları da gözetlediklerinden ve doğal olarak ordunun meraklı bakışlarının üzerlerinde olduğunu bildiklerinden, kendi aralarında konuşmaya başladılar. İçlerinden biri kasıtlı olarak yüksek sesle yanındakine şöyle dedi: 'İyi oldu, Allah, Peygamberin oğlunun eliyle Müslümanların kanını korudu. Fitneyi bastırdı. Ve barış isteğini ortaya çıkardı.' (Tarih-i Yâkubî, c.2, s.191). Bu konuşma hile ve baskı yoluyla barışı dayatma komplosunun bir parçasıydı." (İmam Hasan'ın Barışı, s. 189). 

(devam edecek…)