Mûte Gazvesi Hicret’in 8. yılında meydana gelmiştir. Ceyşü’l-Ümerâ Gazvesi (Kumandanlar Ordusunun Gazvesi) diye de anılır.
11-04-2022Mûte denilen yer Şam sınırlarındaki Belka köyüne yakındır. Halkı, Gassanlar ve Rumlardan meydana gelmiştir. Resulûllah, Haris b. Ümeyr’i bu bölgede hüküm sürmekte olan Rum Kayseri'ne elçi olarak gönderdi. Haris b. Umeyr’in Peygamberin elçisi olduğunu öğrenen Kayser, onun boynunu vurdurdu. O zamana kadar Resulûllah’ın hiçbir elçisi öldürülmüş değildi. Bu hadise, Peygamberi (s.a.v.) çok incitti. Derhal Müslümanları topladı. Cüri ordugâhında toplanan mücahidler silahlandılar. Sayıları 3 bin kadardı.
Resulûllah başlarına Zeyd b. Hârise’yi kumandan olarak tayin etti ve devamla, “Zeyd öldürülürse yerine Câfer b. Ebi Tâlib geçsin. Câfer öldürülürse yerine Abdullah b. Revâha geçsin. O da öldürülürse Müslümanlar, aralarında birini kumandan tayin etsinler” buyurdu. Beyaz sancağı Hz. Zeyd’e verdi ve Mûte halkını önce İslam’a davet etmesini, kabul etmezlerse onlarla çarpışmasını öğütledi.
Arkadaşlarıyla vedalaşırken ağlayan Abdullah b. Revâha’ya, neden ağladığı sorulduğunda, “Vallahi ne dünya sevgisinden, ne de sizleri özleyeceğimden ağlıyor değilim. Peygamberimizden, ‘İçinizden cehenneme uğramayacak yoktur. Bu, Rabbinin yapmayı üzerine vacip ve gerekli kıldığı hükümdür’ (Meryem, 71) dediğini işittim. Oraya uğradıktan sonra nasıl döneceğimi bilmediğim için ağlıyorum” cevabını verdi. Resulûllah (s.a.v.), mücahidlere Senniyetü’l-Vedâ denilen mevkide vedalaştı.
Mûte’den geri dönemeyen ve şehidlik mertebesine nail olan Abdullah b. Revâha, Peygamberden ayrılırken şu beyitleri okumuştu: “Yâ Resulallah! Bana ezberleyeceğim, aklımdan hiç çıkarmayacağım bir şeyi emir ve tavsiye buyur” dedi. Peygamberimiz, “Sen, yarın, Allah’a pek az secde edilen bir ülkeye varacaksın. Orada, secdeleri, namazları çoğalt!” buyurdu. Abdullah b. Revâha,“Yâ, Resulallah! Bana, nasihatini artır!” dedi. Bunun üzerine Resulûllah Efendimiz, “Allah’ı daima zikret! Çünkü, Allah’ı zikir, umduğuna ermende, sana yardımcı olur!” buyurdular.
Prof.Dr. Haydar BAŞ Rahmetenli'l-alemin cilt 2 Kitabı sayfa : 269 /270
Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir