MİRAÇ KANDİLİ.....

            "Miraç ve mübarek kandiller, birlik ve beraberliğimizi çok daha güçlü hale getiren fırsat günleridir. İslam âlemi Recep ayının 27. gecesini Miraç Kandili kabul etmektedir.

<MİRAÇ KANDİLİ.....

"Miraç, Peygamberimizin en büyük mucizelerinden biridir. Peygamberimiz (sav) bir gece Mescid-i Haram'dan alınarak, Mescid-i Aksa'ya kadar götürülüp, oradan göklere çıkarılmış, ilahi ayetler kendisine gösterildikten sonra alındığı yere yatağının sıcaklığı soğumadan tekrar geri getirilmiştir. Resulullah'ın Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya olan yolcuğu İsra, oradan semaya huruç edişine Miraç adı verilir. Kuran-ı Kerim'de bu mucize şöyle anlatılır: "Mümtaz kullarını, ayetlerimizden bazısını kendisine gösterelim diye bir gece Mescid-i Haram'dan alıp, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya kadar götüren Allah, her türlü noksanlıktan münezzehtir, eksikliklerden uzaktır. Her şeyi işiten ve gören O'dur." (İsra, 1)

Resûlullah'ın kalbi zemzemle yıkanıyor

Miraca yükselmeden önce Hz. Cebrail gelerek, Resulullah'ın kalbini zemzemle yıkamış; içini hikmet ve iman nuruyla doldurmuştur. İnşirah-ı sadr olarak bilinen bu mucize bir sefer de çocukluk yıllarında uygulanmıştı. Cebrail, Burak'ı hazır bulundurmaktadır. Burak Allah elçisini görünce şaha kalkar. Hz. Cebrail, "Kendine gel ey Burak! Yemin olsun ki, haşir sabahına kadar Muhammed Mustafa kadar şerefli bir insan senin sırtına ne binmiştir, ne de binecektir" der. Yıldırımdan hızlı bir yürüyüşle Allah Resulü, müminlerin ilk kıblegahı olan Mescid-i Aksa'ya misafir edilir. Fahr-i kainatı, bu mekanda Allah'ın halili Hz. İbrahim, İsa Ruhullah, Musa Kelimullah ve insanlığın atası Adem Safiyullah Efendimiz gibi pek çok peygamber karşılarlar. Kutlu Elçi burada peygamberlere ve meleklere iki rekat namaz kıldırır. Mescid-i Aksa'da Burak'ın görevi bitmiştir.

Yedi kat gök geçiliyor

Bundan sonraki yürüyüş manevi bir vasıta ile olmuştur. Peygamberimiz Cebrail ile yedi kat göğü geçmiş, bu seyir esnasında birinci kat semada Hz. Adem, ikinci kat semada Hz. İsa ve Hz. Yahya, üçüncü kat semada Hz. İdris, beşinci kat semada Hz. Harun, altıncı kat semada Hz. Musa ve yedinci kat semada Hz. İbrahim ile selamlaşmıştır.

Allah Elçisi öyle bir fezaya çıkarıldı ki, kaderleri yazan kalemlerin cızırtısı duyulmaktaydı. Ve nihayet Allah Resulü'nün önünde Sidret'ül-Münteha sahası açıldı.

Allah'tan başkasının bilmediği makamlar gösterildi. Bu son noktadır. Belki de bu saha, Hz. Muhammed için halk edilmiş, sadece Peygamberimiz için bir defaya mahsus olarak kullanılmıştır. Sidre, öyle bir noktadır ki Cebrail (as), "Ben buradan öteye geçersem yanarım" diyerek duraklamıştır.

Peygamberimizin bu noktadan öteye yolculuğu Ref Ref'le olmuştur ki, zaman ve mekân kabuğunu delen sır da Ref Ref'de saklıdır. Sidre-i Münteha'da Peygamberimize pek çok sır perdeleri açılmış, birçok hakikati müşahede etmiştir.

Namaz Miraç'ta emredildi

Hz. Peygamber, Miraç mucizesinin öncesinde tahammülü imkansız çilelere maruz kalmıştı. İslam davasında yanındaki iki direği, Hz. Hatice'yi ve amcası Ebu Talib'i kaybetti. Taif'te taşlandı. Boykot, açlık sınırları zorluyordu.

Hz. Peygamber, Allah'ın rızası uğruna bu çilelerin hiç birinden yılmadı. Tıpkı Miraç esnasında cennet ve cehennemi gördüğü halde onlara takılmadığı gibi…

Onun bu halini Cenab-ı Hak, şöyle övmüştür: "Gözü ne şaştı, ne de haddi aştı. And olsun ki; Rabbinin ayetlerinin en büyüklerinden olanlarını gördü." (Necm, 17-18 )

Miraç'ta Peygamberimize; Bakara Sûresi'nin son ayetleri verildi. Muhammed (as) ümmetinden Allah'a şirk koşmayanların affedileceği müjdelendi ve her gün beş vakit namaz emredildi.

Allah, habibiyle övünmektedir

Miraç hadisesi, insanlık için büyük bir mucizedir. Bunda şaşılacak bir şey yoktur. Çünkü Allah zamanın zamanı, mekânın da mekânıdır. Zamandan ve mekândan münezzeh olup her an ve her yerde hazır ve nazırdır.  Miraç, Yüce Allah'ın Peygamberine ayetlerini gösterdiği, âlemlere de "Benim Muhammed gibi bir kulum" var diyerek kendisini takdim ettiği olağanüstü bir haldir. Allah, Muhammed'i ile övünmektedir. Ne mutlu biz Müslümanlara ki, Hz. Muhammed (sav) Efendimiz gibi bir Peygamberin ümmetiyiz. Yüce Allah, milletimizi ve İslam âlemini O'nun rahmet ve şefaatine; insanlığı da O'nun hidayetine nail eylesin. Miraç ve diğer mübarek kandiller, birlik ve aidiyetimizi çok daha güçlü hale getiren fırsat günleridir. Milletimizin ve tüm İslam âleminin Miraç kandilini tebrik eder; tüm kardeşlerimizin ve dostlarımızın Miraç kandillerini kutlar, Yüce Allah'tan sağlık ve afiyetler niyaz ederim."

 

Prof.Dr. Haydar Baş hocamızın 02.04.2019 tarihinde yayınlanan makalesidir. Allah c.c bu mübarek gece hürmetini bu dünyada olduğu gibi ahirette de bizleri onunla haşereylesin…..

 

Hazırlayan: Gökhan Demir