Millet Meclisi dualar ile açılmıştır.....

Mustafa Kemal, Meclis’in neden şart olduğunu şöyle izah eder

<Millet Meclisi dualar ile açılmıştır.....

Mustafa Kemal, Meclis'in neden şart olduğunu şöyle izah eder:
 
"... Bir devre yetiştik ki, onda her iş meşru olmalıdır. Millet işlerinde meşruiyet ancak millî kararlarla istinat etmekle milletin temayülat-ı umumiyesine tercüman olmakla hâsıldır. Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım o esareti ve zilleti kabul etmez." 
 
Meclisin açılmasından iki gün önce 21 Nisan 1920'de yayınlanan bir telgraftan bahseder Mustafa Kemal Nutuk'ta:
 
"Kolordulara (14. Kolordu Kumandan Vekilliğine), bütün vilayetlere, bağımsız livalara, Müdafaa-i Hukuk merkez heyetlerine, belediye başkanlıklarına;
 
1- Allah'ın lutfuyla Nisan'ın 23. Cuma günü, Cuma namazını müteakip, Ankara'da Büyük Millet Meclisi açılacaktır.
 
2- Vatanın istiklali, yüce hilafet ve saltanat makamının kurtarılması gibi en mühim ve hayatî vazifeleri ifa edecek olan Büyük Millet Meclisi'nin açılış gününü Cuma'ya tesadüf ettirmekle, o günün kutsallığından istifade edilecek ve bütün muhterem mebuslarıyla beraber Hacı Bayram Veli Cami-i Şerifi'nde Cuma namazı eda olunarak Kur'an'ın ve namazın nurlarından da feyz alınacaktır.
 
Namazdan sonra sakal-ı şerif ve sancak-ı şerif alınarak Meclis'in toplanacağı yere gidilecektir. Meclis'e girmeden evvel bir dua okunarak kurbanlar kesilecektir.
 
Bu merasimde cami-i şeriften başlayarak Meclis binasına kadar kolordu kumandanlığınca askerî birliklerle özel tören düzeni alınacaktır.
 
3- Açılış gününün kutsiyetini teyid için bugünden itibaren vilayet merkezinde, vali beyefendi hazretlerinin tertibiyle, hatim ve Buhari-i Şerif okunmaya başlanacak ve Hatm-i Şerif'in son kısımlarının bereketi gelsin diye Cuma günü namazdan sonra meclis binası önünde tamamlanacaktır.
 
4- Mukaddes ve yaralı vatanımızın her köşesinde bugünden itibaren aynı sûretle hatm-i şerifler ve Buhari-i Şerifler okunmasına başlanarak, Cuma günü ezandan evvel minarelerde Salavat-ı Şerife okunacak, hutbe esnasında halifemiz, padişahımız efendimiz hazretlerinin mübarek adları anılırken padişah efendimizin yüce varlıklarının, şanlı memleketlerinin ve bütün halkının bir an evvel kurtulmaları ve saadete kavuşmaları için ayrıca dua okunacak ve Cuma namazının edasından sonra da hatim tamalanarak yüce hilafet ve saltanat makamı ile saltanatın ve bütün vatan topraklarının kurtuluşu için gerçekleştirilen Millî Mücadele'nin ehemmiyet ve kutsiyeti, milletin her bir ferdinin kendi vekillerinden meydana gelmiş olan bu Büyük Millet Meclisi'nin terdi eyleyeceği vatanî vazifeleri ifaya mecburiyeti hakkında vaazlar verilecektir. Her tarafta Cuma namazından evvel Mevlid-i Şerif okunacaktır.
 
5- Bu tebliğin hemen yayınlanarak her atrafa ulaşabilmesi için her vasıtaya müracaat ve seri biçimde en uzak köylere, en küçük askerî birliklere, memleketin bütün teşkilat ve müesseselerine ulaştırılması temin edilecektir.
 
6- Cenab-ı Hak'tan tam bir muvaffakiyete ulaştırması niyaz olunur. Heyet-i Temsiliye adına, Mustafa Kemal." 


 
Cuma günü açılan ilk Millet Meclisi'nin o günü Yunus Nadi'nin hatıralarında şöyle yer alır:
 
"İstiap (içine sığdırma) kabiliyeti, nihayet bin, bin beş yüz kişilik olan Hacı Bayram Camii'nde ileri gelenlerden mevki alma¬ya acele edenler çok olmuştu.
 
Öyle ki, Mustafa Kemal ve arkadaşlarına yer bulmak için bilahare hayli müşkülat çekilmiş hayli uğraşılmak mecburiyeti hasıl olmuştu. Meclis'in kapısında bir tarafta kurbanlar kesilirken diğer taraftan gür sesli hocanın Türkçe duası bütün o muhitte amin sesleriyle dalgalanıyordu.
 
Hacı Bayram Camii'nde Cuma namazına iştirak edebilenler, caminin içinde yerlerinden kımıldayamayacak kadar kucak kucağa idiler. Kapılardan taşmışlar, mermer avluya dolmuşlar, mezarların üzerlerine ilişmişler, sokaklarda mevkii almışlardı." 
 
Mustafa Kemal, aşağıdaki kadronun seçileceği Meclis'in açılışında şu tamimi yayınlamıştır:
 
1- Allah'ın izniyle, Nisan'ın 23. günü Cuma namazını müteakip Büyük Millet Meclisi açılacaktır.
 
2- Büyük Millet Meclisi'nin açılış günü, Hacı Bayram Cami-i Şerifi'nde Cuma namazı eda olunarak, Envar-ı Kur'an ve Salat'tan istifade olunacaktır.
 
3- Mezkûr günün kutsiyetini teyit için bugünden itibaren, merkez vilayetinde vali beyefendi hazretlerinin tertibiyle hatim ve Buhari-i Şerif tilavetine başlanacak ve Hatm-i Şerif'in son akşamı teberrüken Cuma namazından sonra mahsusa önünde ikmal edilecektir." 
 
"... Meclis açılınca istasyona ait boş üç dört odalı bir binaya nakletmiş ve bir müddet o binada oturmuştuk; bina, birçok mühim meclislerin ve toplantıların merkezi olmuştu.
 
Sonra Ankara Belediyesi, şimdiki Çankaya'yı Paşa'ya hediye etmiştir. Çankaya küçük bir bağ evi idi. Sahibi, Bulgur Tevfik Efendi'den dört bin küsur liraya alınmış ve esasen bu bağ evi veya köşkü Kasapoğlu Agob'un evi imiş, Tevfik Efendi Agop'tan satın almış ve ev Millî Mücadele'nin karargâhı olmuştu.
 
Meclis binasına gelince; bu bina, İttihat ve Terakki'ye ait kulüp binası olarak yapılmıştı fakat henüz tamam değildi. Hatta kiremitleri bile tamamen konulmamıştı. Halk, evlerinin kiremitlerini sökerek bu binaya getirdiler.
 
Henüz memlekette elektrik de yoktu; bir kahvenin büyük bir lambası salonun ortasına asılmıştı.
 
Bu kadar mütevazı bir salonda yeni bir devlet kurulmuştu; encümenleri alacak oda olmadığından ekser encümenler binanın haricinde bazı mahallerde bir oda bulunarak oralarda içtima ederdi.
 
Mesela Müvazene-i Maliye Encümeni dediğimiz (şimdiki bütçe encümeni) Koç apartmanının bulunduğu mahaldeki ahşap reji idaresinin bir odasında, sonra da Maarif Vekaleti'nde bir odada içtima ederdi." 
 
1. Meclis, dualarla ve çoğunluğu hoca milletvekilleri ile açılmıştır.
 
Meclis hakkında bilgi veren çok az yazar bu kısmı kaleme alır. Oysa Mustafa Kemal'in genç cumhuriyet dönemlerinde yanında kendisi gibi dindar vekiller yer almıştır.
 
Siz bu kadar din âliminin, sarıklı hocanın Meclis'te yer almasını, fikir beyan etmesini, söz sahibi yapılmasını 'iman'dan başka bir şeyle ifade edemezsiniz.
 
İleride değineceğimiz "İnönü'nün Atatürk'ü" denilen, Atatürk sonrası döneme kadar da, hayatının her safhasında ağzı dualı bu insanlardan destek görmüş, onlarla beraber olmuştur." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk eseri sh: 145)