Millî Mücadele içinde bir ajan: Şeyh Recep.....

Mustafa Kemal’in Millî Mücadele’de, hoca kisvesi ile ajanlık yaparak Kuvva hareketinin önünde engel olan hocalardan biri de Şeyh Recep oldu

<Millî Mücadele içinde bir ajan: Şeyh Recep.....

Mustafa Kemal'in Millî Mücadele'de, hoca kisvesi ile ajanlık yaparak Kuvva hareketinin önünde engel olan hocalardan biri de Şeyh Recep oldu.

Nutuk'ta kendisi bu süreci detayları ile anlatır:

"19 Ekim günü, Sivas'taki arkadaşlar Heyet-i Temsiliye imzası ile şu telgrafı veriyorlardı:

'Amasya'da Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine

Şeyh Recep ve arkadaşlarımın zat-ı devletlerine çekilmek üzere telgrafhaneye şimdi verdikleri telgraf sûreti aynen aşağıda arz olunur. Bu konuda topçu binbaşısı Kemal Bey ayrıca soruşturma yürütmektedir.'

Sivas telgraf başmüdürü de aynı günde şu bilgiyi veriyor:

'Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine

Şeyh Şemseddin-i Sivasî soyundan Recep, İlyaszade Ahmet Kemal ve Zaralızade Celal imzaları ile yazılan telgrafnameleri takdim ederim.

Bu telgrafnameler gece getirilmiş ve memurlarımız korkutularak yazdırılmıştır.

Her ferdin özel şartlar altında telgraf yazma hakkı bilinmektedir. Fakat makine odasına rastgelenin girmesi yasak olmak şöyle dursun, memurların tehdit ve korkutulması gibi hükûmetin haysiyetini ve saygınlığını rencide edecek hareketlere cesaret vermek doğrusu kanuna isyan mahiyetindedir.

19 Ekim 1919, Başmüdür Lütfü

'İstanbul merkez Şefi Bey'e

Halk ağzından arz olunan ve memleket ve halkın selameti adına takdim-i istirham olunan telgraflarımızın yerine ulaşmasına mâni olan din ve devlet hainidir.

Nihayet kan dökülmesine sebep olacaktır. Padişaha duyurmak konusunda azmimiz kesindir. Cevap bekliyoruz.

Mabeyn-i Hümayun yüksek katına, Yüksek delaletinizle Padişah efendimize biz kullarına arz olunan yazımızın cevabını vatan ve millet adına makine başında bekliyoruz.

Mabeyn-i Hümayun başkitabeti delaletiyle halife hazretlerinin yüce katına, Memleketimiz bulunan Sivas'ta, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti namıyla kurulan kongre heyeti reisi Mustafa Kemal Paşa, etrafa siz padişahımızın itimatname-i hümayunlarını taşımakta olduğunu yayarak memleketimizde suçlarını örtmek isteyen küçük bir toplulukla beraber, kendilerini millî iradeyi temsil ediyormuş gibi gösteriyorlar.

Halbuki şanlı halifemiz ve sevgili padişahımıza her şekilde bağlılığımız dinimiz gereği olduğundan, Bahriye Nazırı Salih Paşa ile Seryaver-i Hazret-i Şehriyari Naci Beyefendi'nin Amasya'ya gönderildiklerini haber aldık.

Halk arasında ortaya çıkan heyacanı yatıştırmak için ulema, eşraf ve tüccardan ikiyüzden fazla imzanın yer aldığı davetiye telgrafımıza cevap alamadık.

Efkâr-ı umumiyenin ne merkezde olduğunu bizzat gözlemlemek üzere Sivas'a kadar gönderilmesi için bütün bağlılığımızla eşiğinize yüz sürerek yalvarır ve niyaz ederiz. Bu konuda her halde emir ve ferman padişahımız efendimiz hazretlerinindir.'

Efendiler, düşmanlar Şeyh Recep'e hakikaten mühim bir rol oynatmış bulunuyorlardı.

Sırası gelince arz edeceğim vesikalarda, Sait Molla'nın Rahip Frew'e olan 24 Ekim tarihli bir mektubunda, Molla, papaza, 'Sivas olayını nasıl buldunuz? Biraz düzensiz ama yavaş yavaş düzelecek' diyordu.

Bütün milletin birlik ve dayanışmasından ve millî teşkilatın memleketin her köşesine yayıldığından bahseden, milletin ortak arzusuna uyarak, askerî ve millî teşkilata dayanarak kabineyi düşüren, yeni kabine ile karşı karşıya geçen bir heyetin başkanı aleyhinde -tam yeni kabine temsilcisi ile müzakereye girişeceği bir sırada ve bu maksatla Sivas'tan çıktığının hemen ertesi günü- bütün Sivas halkı adına ayaklanma çıktığını gösterir bir telgrafın, telgrafhane tehdit edilerek çektirilmesi elbette manidar idi.

(...) Sivas'tan yükseltilen bu sesin düşmanlar için ne kadar kuvvetli ve mühim olduğu takdir buyurulur."  (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk eseri sh: 401)