‘Kurtulmayı diliyorsan yaptığın cümle hatayı bırak’

Ayıptır, halkın göreceği yerleri süsleyip, onların görmediği tarafı karartmak yakışmaz, yapma

<‘Kurtulmayı diliyorsan yaptığın cümle hatayı bırak’

TÜRK-AZ HABER / DİN

Ayıptır, halkın göreceği yerleri süsleyip, onların görmediği tarafı karartmak yakışmaz, yapma.

Kurtulmayı diliyorsan yaptığın cümle hatayı bırak. Onlara bir daha yanaşma. Tevbeni iyi yap, ihlâs sahibi ol. Halkı Hakk'ın işlerine ortak gördüğün için tevbekâr ol. Her işini Allah için yap. Onun rızası dışında hiçbir iş görme.

Bütün hâlini hata içinde görmekteyim. Dünya etrafını sardı. Nefis benliğini kapladı. Boş işlerden kendini alamaz oldun. Dünyaya kapıldın, pis arzular seni yıktı.

Bir tutam yeşillik için hiddete kapılır oldun. Elinden çıkan bir lokma seni öfkeye düşürür oldu. Nefis seni alt etti. Ona uyar oldun. O darılınca darılır, sevinince sevinir oldun. Sen onun kulu oldun. Yakanı ona kaptırdın. Sen bu hâlinle Allah'ın iyi kullarına yanaşamazsın. Sen neredesin, onlar nerede?

Hakk'a kulluk, onlara nasip olmuştur. Bu nasibi onlar kazandılar. İlâhî işlere razı olurlar. Âfet ve tecrübe yollu belalar indiği zaman onlar dağlar gibi olur, yerlerinden kıpırdamazlar.

Hangi âfet gelirse gelsin, onlar uyarlık ve sabır gözü ile bakarlar. Dış varlıklarını daima gelmekte olan maddî sıkıntılara attılar. Kalpleri ile de Hakk'a uçup gittiler.

Onlar, içinde maddî varlık beslenmeyen otağa benzer. Onlar, içinde uçup gidecek kuşu olmayan kafes gibidir. Ruhları Hak katındadır. Ve bu âlemde oldukları müddet, O'na ibadet için dış varlıklarını yine O'nun önüne sererler.

Ey Yaratan'dan kaçanlar ve O'ndan yüz çevirenler. Bana yaklaşınız. Sizi ona ileteyim ve aranızdaki anlaşmazlığı halledeyim. İyiye götüreyim, sizin için O'ndan af isteyeyim.

Sizin için O'ndan bir eman kâğıdı alayım. O'nun önünde diz çökeyim ve elden çıkarmış olduğunuz hakkın iadesini talep edeyim.

Allah'ım, bizi sana çevir. Kapında sebatı nasip eyle! Bize, Sende, Seninle ve senin için olmayı nasip eyle. Sana hizmette razı olmayı bize bahşeyle.

Vermemiz ve almamız senin için olsun. Zâtın'dan gayri her şeyden içimizi temizle. Yasak ettiğin işleri bize gösterme, yapılması gerekli şeyi de bize kaybettirme.

Dışımız, sana isyanda olmasın, içimiz sana şirk koşmakta kalmasın. Nefsimizi öz varlığına al, her şeyimiz Sen olasın. Gayri şeyleri atıp Seninle zengin olalım.

Seni unutturan şeylerden bizi ayık eyle; daima Sana tâat edelim ve Sana yalvaralım.

Kalbimize ve iç âlemimize yakınlığını tattır. Günah işlerle aramız, yerle semâ arası kadar uzak olsun.

İbadet ve tâata yakınlığımızı ise göz karası ile beyazı gibi yakın eyle. Sevmediğimiz şey olunca Yusuf Peygamber'le Zeliha gibi olalım. O günahla aramızı, o iki insanın gibi ayır." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethur'r Rabbani eserinden)