Dünden devam eden
Namusunun korunması hususunda Resulûllah’ın bakış üzerinde ehemmiyetle durduğunu müşahede ediyoruz. O, şöyle buyurur: “Bakış, şeytanın zehirli oklarından bir oktur. Kim Allah korkusundan dolayı namahreme bakmazsa, Allah-u Teâlâ ona kalbinde zevkine varacağı bir iman nasip eder.”
04-03-2022Mü’minlerin annesi, Resul-i Ekrem’in muhterem zevcesi Ümmü Seleme anlatıyor: “Bir gün gözleri âmâ olan Ümmü Mektum, Resul-i Ekrem’in huzuruna girmek için müsaade istedi. Ben ve diğer zevcesi Meymune orada bulunuyorduk. Resul-i Ekrem bize, ‘Çekilin ve saklanın’ buyurdu. Biz de, ‘Bu adamın iki gözü de görmez, niçin çekilelim?’ dediğimizde, Resul-i Ekrem (s.a.v.), ‘O görmüyorsa siz de görmüyor değilsiniz ya!’ buyurdu.” (İbn Mâce, Nesaî, Tirmizî )
Yine Resul-i Ekrem’in şu mübarek hadisi, namusun korunması hususunda ibretli ve önemli bir belgedir:
“Âşık olup, iffetinden dolayı bunu gizleyerek akabinde ölen kimse şehiddir.” (Hakim)
Namusun korunması, emniyet ve selamet altına alınması hususunda kalıcı tedbirlerden biri de nikâhtır. Nikâh, erkekle kadının birbirlerinin namuslarını Allah adına helal edinmeleridir. İnsan fıtratına uygun olan nikâhtır. Nefis öldürülemez, ancak gemlenebilir. Şehvetin meşruiyet içinde teskin edilmesinin yolu helal nikâh yoludur. Helâl evlilik, kalbin huzur ve sükûnu için ve kalbin Allah’a ibadete müsait bir hale gelmesi için zaruri ve kalıcı yoldur. Resulûllah (s.a.v.), bu yüzden evliliği teşvik etmiş ve bu hususta kendisi de en mümtaz örnek olmuştur. Vedâ Hutbesi’nde sözü edilen namus emniyetinin gerçekleşmesi çerçevesinde Resulûllah Efendimizin mübarek diğer tavsiyelerinden bazılarını aktaralım:
“Nikâh, Benim sünnetimdir. Sünnetimden yüz çeviren, Benden yüz çevirmiş sayılır.” “Evlenmek Benim sünnetimdir. Fıtratımı sevenler, sünnetimi yerine getirsinler.” (Ebu Ya’la, Müsned’inde İbn Abbas’tan)
Resul-i Ekrem’in tebliğ ettiği İslam, ruhbanlığı reddetmiş, insan fıtratına uygun olan evliliği ve örnek aile hayatını tavsiye ve emretmiştir.
Sevgili Peygamberimizin diğer bazı tavsiyeleri de şöyledir: “Evlenin, çoğalın. Zira, doğan çocuk düşük de olsa, kıyamet günü Ben, sizin çocukluğunuzla iftihar ederim.” (Beyhaki)
“Geçim korkusu sebebiyle evlenmeyen bizden değildir.” (İbn Mâce, Hz. Aişe’den )
“İçinizden evlenmeye gücü yeten evlensin. Zira, evlenmek gözleri (haramdan) daha çok korur, zinadan daha çok muhafaza eder. Gücü yetmeyen kimse ise oruç tutsun. Çünkü, orucun şehveti kıran bir hassası vardır.” (Buharî-Müslim)
Evliliğe teşvik eden âyetlerden birkaçını aktaralım:
“İçinizden bekârları (erkek-kadın) evlendirin.” (Nur 32)
“Kocalarına ric’atle evlenmelerine mâni olmayın.” (Bakara 232)
Bu, evlenmeyi engellemekten bir nehiydir. Evlilik, bütün peygamberlerin ve hususiyle Sevgili Peygamberimizin temel sünnetlerindendir. Bu gerçek, şu mukaddes kelam ile de vurgulanır: “Biz, sizden evvel resuller gönderdik ve onlara da zevceler ve evlatlar verdik.” (Ra’d, 38)
“Onlar, ‘Rabbimiz! Eşlerimiz ve çocuklarımız hususunda gözümüzü aydın kıl, bize iyi bir eş ve hayırlı evlatlar ver’ derler.” (Furkân, 74)
Günümüz İnsan Hakları Beyannamelerinde kadın haklarından ve kadın-erkek eşitliğinden söz edenlerin; fıtrat anlayışından uzak olarak kadını erkeklerin oyuncağı olarak, asrımızın vahşi sokaklarına terk edenlerin; namus emniyetini ve kadının haysiyet ve şerefini koruma hususunda Sevgili Peygamberimizin Vedâ Hutbesi’ndeki mesajını ve bu husustaki diğer tavsiyelerini incelemelerini tavsiye ve teklif ederiz.
Bu hususu, Peygamberimizin (s.a.v.) şu mübarek hadisi ile bitirelim:
”Allah için evlenip, Allah için evlendiren, Allah’ın dostluğunu kazanır.” (Ahmed, Muaz b. Enes’ten)
Prof.Dr. Haydar BAŞ Rahmetenli'l-alemin cilt 2 Kitabı sayfa : 495 /512
Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir
Devam edecek