‘Kimseden bir şey istemeyiniz’.....

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2020 yılına ilişkin "Kültürel Miras İstatistikleri"ni açıkladı.

<‘Kimseden bir şey istemeyiniz’.....

İmam Sâdık (a.s) şöyle buyuruyor:

Ensar Müslümanlarından bir grup kimse, Resûlullah (s.a.a)'in huzuruna gelerek selam verdiler. Resûlullah (s.a.a) de selamlarının cevabını verdi.

Ensarlılar; "Ya Resûlallah! Bizim Sizden bir isteğimiz vardır" dediler.

Resûlullah (s.a.a); "Îsteğiniz nedir, söyleyin" buyurdu.

Ensarlılar, "Îsteğimiz çok büyüktür" dediler.

Resûlullah (s.a.a), "Her ne kadar büyük de olsa söyleyin" buyurdu.

Ensarlılar, "Cennet ehli olmamız için Allah tarafından cenneti bize garanti et" dediler.

Resûlullah (s.a.a) bu sözü duyunca, başını aşağı eğdi, tefekkür halinde biraz toprağı alt üst etti, sonra başını kaldırarak buyurdular ki: "Ben cenneti, şu şartla size garanti ediyorum; kesinlikle kimseden bir şey istemeyiniz."

İmam Sâdık (a.s) sözlerinin devamında şöyle buyurdular: "Geçmişte Müslümanlar böyle idiler; yolculukta onlardan birinin elinden kırbaç yere düştüğünde, isteme zilletine düşmemesi için kimseden, o kırbacı bana ver diye istekte bulunmazlardı. Îşte bundan dolayı kendisi bineğinden inerek kırbacı yerden alırlardı. Veya sofranın kenarında, su içmek istediğinde bazıları suya daha yakın olmasına rağmen onlardan su istemezdi; kendisi kalkıp o suyu alır içerdi çünkü su içmede bile kimseden bir ricada bulunmayı istemezlerdi." (Bihar, c.22, s.129).

Veheb bin Abdullah Aşura günü, annesi ve eşiyle birlikte İmam Hüseyin (a.s)'ın ordusu arasında idiler. Aşura günü Veheb'in annesi oğluna şöyle dedi: "Aziz oğlum! Resûlullah'ın oğlunun yardımına hazırlan."

Veheb annesinin cevabında; "İtaat, kusur etmem" dedi ve daha sonra meydana doğru hareket etti. Recez (kahramanlık şiiri) okuduktan sonra kendisini tanıtarak düşmana saldırıp şiddetle savaştı. Düşman ordusundan birçok kişiyi öldürdükten sonra annesi ve eşinin yanına döndü. Annesinin karşısında durarak; "Ey anne! Şimdi benden razı oldun mu?" dedi.

Annesi de cevaben şöyle dedi: "İmam Hüseyin'i savunma yollunda O'ndan önce ölmedikçe senden razı olmam."

Veheb'in eşi de şöyle dedi: "Allah aşkına beni kendi musibetinde yaslı etme."

Veheb'in annesi bu sözü duyunca şöyle haykırdı: "Oğlum! Bu kadının sözüne kulak asma (onu dinleme) savaş alanına doğru hareket et, Peygamber (s.a.a)'in sana şefaat etmesi için, şehit olana dek O'nun oğlunun önünde düşmana karşı savaş."

Veheb annesinin sözüne uyarak recez okuduğu halde tüm gücüyle düşman ordusuna saldırdı. Düşman ordusundan 19 süvariyle 20 piyadeyi öldürdükten sonra elleri kesildi. Bu sırada Veheb'in hanımı çadırın direğini eline alarak Veheb'e doğru koştu; koştuğu halde şöyle diyordu: "Ey Veheb! Annem, babam sana feda olsun, edebildiğin kadar Peygamber'in Ehl-i Beyt'ini savunmak yolunda savaş."

Veheb, hanımını kadınların bulunduğu çadıra döndürmek istiyordu ama hanımı, Veheb'in eteğinden tutarak; "Ben seninle birlikte ölünceye dek kesinlikle geri dönmeyeceğim" diyordu.

İmam Hüseyin (a.s) bu manzarayı görünce o kadına şöyle seslendi: "Allah Teâlâ sana iyi mükâfat versin, sana merhamet etsin, kadınların yanına dön."

Kadın İmam (a.s)'ın sözü üzerine geri döndü. Daha sonra Veheb (r.a) savaşa devam ederek şehit oldu. Veheb'in eşi, kocası şehit olduktan sonra artık sabredemeyip meydana doğru koştu; kocasının yüzündeki kanları temizlerken Şimr'in gözü o vefalı kadına ilişti, bunun üzerine kölesine sopayla ona saldırmasını emretti; köle de sopayla saldırarak onu şehit etti. Bu kadın İmam Hüseyin (a.s)'ın ordusunda Aşura günü şehit olan ilk kadındır.

(Bihar, c.45, s.16).