KÂFİRE GÜVEN OLMAZ II.....

Dünden devam eden                              

           Neticede, Zeyd de şehidler kervanına katılır. Bu arada müşriklerden Sülafe b. Sabit, mürşid heyetinin başkanı Asım’ın kafasıyla şarap içmeyi adamıştı. Zira, Uhud Savaşı’nda Asım, Sülafe’nin iki oğlunun kellesini uçurmuştu. Câniler, Asım’ın kafasını kesip Sülafe’ye satmak istiyorlardı. Allah, onu arılarla korudu. Bir bölük arı gele­rek Asım’ın çevresini kuşattı. Câniler ona yaklaşamadılar. Bunun üzerine; “Akşamı bekleyelim; ancak o zaman alabiliriz” dediler.

KÂFİRE GÜVEN OLMAZ II.....
Mimar Gökhan Demir

KÂFİRE GÜVEN OLMAZ II.....

Fakat, Cenab-ı Allah öyle bir sel gönderdi ki, Asım’ın cesedini bulmak ne mümkün! Allah, kulunu hayatta iken koruduğu gibi ce­sedini de korumaya kefildir. Zira,cesed de taşıdığı mânâ ve ruh itibariyle kutsaldır,korunmaya, saygıya layıktır.Bu hadiseye Allah Resulü çok üzülür. Amr b. Ümeyye’yi, Ensar’dan bir kişi ile Mekke’ye göndererek Ebu Süfyan’ın öldürülmesini emreder. Amr, Mekke’ye varınca onu tanırlar ve şüphelenirler. Amr, geliş sebebinin sezildiğini anlayınca geri dönmeye karar verir. Bir mağaraya sığınır. Bu arada bir müşriği mağaranın çevresinde dolaşırken öldürür. Son nefeslerini verirken; “Beni Amr b. Ümeyye öldürdü” der. Bu arada Amr çekip gitmiştir. Yolda; “Bari, Hubeyb’in cesedini asılı oldu­ğu yerden kurtarayım” diye düşünür.

   Bir kardeşlik borcu olarak ne olursa olsun bunu yapmak azmindedir. Ağaca çıkar, Hubeyb’i indirir. Sırtına alır cesedi. Epeyce yürümüş­tür ki, bir de ne görsün; bekçiler arkasından koşmaktadır! Cesedi bırakmak zorunda kalır. Fakat, sanki onu yer yutmuştur; o günden sonra Hubeyb’in cesedini kimse göremez. Amr yolda, Resulûllah’ın durumunu gözet­lemek üzere saklanan iki kişiden birini öldürür, diğerini esir alır. Medine’ye döner. Olup bitenleri Allah Elçisi’ne an­latır.

   Hz.Peygamber,yaptıklarına karşılık hayır duada bulunur.Düşmanlarının,mürşid heyetlerine karşı başlattığı gece baskınlarına karşı önlem alır.Raci Olayı ile,bâtıl ve küfür taraftarlarının ne kadar hain ve câni olduğu bir kez daha ortaya çıkar. Fırsatını bulduklarında, kafirlerin kalleşliklerinin nüksettiği, tarihî bir vakıa olarak tespit edilir.Öldürülmekle de mü’minlerin soyu kesilemez. Aksine şehidler, toprağa gömülen tohumlar gibidir; bir olarak ekilirler fakat bere­ketleri sebebiyle bin danelik başaklar hâlinde nice mü’minler gün yüzüne çıkar. Bu, Allah’ın bir ihsanıdır. Kaynak eser: Prof.dr.Haydar Baş/ Rahmeten li’l Alemin