Kalbin ölümü, Allah’tan ve O’nu anmaktan gafil yaşamasıdır’

Âhireti dünyadan üstün tutunuz. İç âleminize dünyadan daha çok önem veriniz. Hak, daima bâtıldan üstün gelsin. Devamlı olan, fâni şeyden üstün görülmeli

<Kalbin ölümü, Allah’tan ve O’nu anmaktan gafil yaşamasıdır’

TÜRK-AZ HABER / DİN

"Âhireti dünyadan üstün tutunuz. İç âleminize dünyadan daha çok önem veriniz. Hak, daima bâtıldan üstün gelsin. Devamlı olan, fâni şeyden üstün görülmeli.

Bırakınız, sonra alırsınız. Bir şeyi alırken şahsî isteğinize uyarak almayınız. Nefis tarafından verilen hiçbir şeyi alma.

Alacağınızı kalp ve sır eli ile alınız. Halkın elinden bir şey almayınız, Yaratan'dan görerek alınız.

Peygamber'e itaat üzere olunuz, emrini yerine getiriniz. Yasaklarını yapmayınız ve her sözünü kabul ediniz.

Hak Teâlâ bu mânada şöyle buyurdu: "Peygamber'in size (yapılması için) getirdiği şeyleri alınız; yasak ettiğini de bırakınız." (Haşr, 7)

Allah Teâlâ'nın emri yapılacağı zaman, kendinizi şiddetle ona veriniz. Herhangi bir yasak iş yapılacağı zaman, hasta gibi olunuz.

Kaza ve kaderin hükmü icra edileceği anda yokluğa karışınız. Hep beraber halkla iyi geçinmeye bakınız.

Hak Teâlâ'nın ezelî ilminin sizin için bir hüküm vermemiş olduğu şeyi istemeye yeltenmeyiniz.

Gerek sizin gerekse başkasının hakkında verdiği hükme sessizlikle boyun eğiniz. Olacak şeylerin önüne geçmek kabil olmadığı gibi olmayacak işi de yapmak mümkün değildir.

Her şey evvelden yazılmıştır. Bu durumu Peygamber (s.a.v) Efendimiz şu hadîs-i şerifi ile anlatır: "Hak Teâlâ kalemi yarattı, yaz dedi. Ne yazayım, deyince kıyamete kadar kullara hükmümü yaz buyurdu."

Ey kalplerini öldürüp, nefislerini diriltenler, kalbiniz çoktan öldü. Onun başına gelecek bela, diğer uzuvlara olacak felâketten daha fena olur.

Kalbin en büyük ölümü, Allah'tan ve O'nu anmaktan gafil yaşamasıdır. Kalbini diriltmek isteyen, oraya Hakk'ın zikrini zerk eylesin.

Bütün ülfetini Hak'la kılmaya baksın. Gözlerini yalnız O'nun saltanatına ve büyüklüğüne çevirsin. Halk üzerinde yaptığı tecelliyi ve tasarrufu gözetlesin.

Ey evlat! Önce kalbinle Hak Teâlâ'yı an. Sonra da dilinle. Yalnız şunu unutma. Bir defa dilden anarsan bin defa kalbinle an.

Bilhassa başına gelecek âfetlere karşı Hakk'ı an ve sabırlı ol. Hele dünyalık olan bazı kötü şeylerin terki için Hakk'ı anmaktan gayri çare yoktur.

Âhiret sana kabulü için gelirse Hakk'ı an, kalbini ona meylettirme. Hak'tan gayri gelecek cümle âfetler için Hak Teâlâ'yı anmaktan gayrı çare yoktur.

Nefsin dizginini elden bırakırsan seni kapmak ve seni her kötülüğe atmak ister. Şüphelileri bırak, bunu bırakmakla nefse dizgin vur. Dedikoduyu bırak.

Ölümü düşün, ölümü anmak kalbe cila verir; dünyayı kalbe koymamak için de yardımcı olur. Halkın teveccühü seni yolundan almaz.

Ölümü düşünmek ve ona göre hazırlık yapmak, kalbinden perdeleri açar. O dem halkı âciz, zayıf, helak tehlikesi içinde görürsün, onlardan zarar ve yarar beklemeden Hakk'ın kudret eline yapışırsın." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethur'r Rabbani eserinden)