Yine Vedâ Hutbesi’nde kadın hakları üzerinde de önemle durulmaktadır. Zira, cemiyetin temeli ailedir. Karşılıklı hak ve vazifeler önce ailede tatbik edilmelidir. Resulûllah (s.a.v.) bunu önemle vurgulamaktadır:
31-03-2022“Ey insanlar! Kadınların haklarına riayet ediniz. Bu hususta Allah’tan korkunuz. Kadınlarınız size, Allah’ın emanetidir. Onları Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin, kadınlar üzerinde haklarınız olduğu gibi, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin, kadınlar üzerindeki hakkınız; kadınların aile şerefini, sizin hoşlanmadığınız hiç kimseye çiğnetmemesidir. Eğer onlar razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırsa, onları men edebilirsiniz. Onlar sizin haklarınıza riayet etsinler, siz de onlara nezaketle muamele edin. Bir kadının, kocasının izni olmadıkça onun malından bir şeyi başkasına vermesi helal olmaz.”
Kadının ailede ve cemiyetteki yerinin ve üstün şerefinin ifadesi, onun, “Allah’ın emaneti” olarak vasfedilmesidir. Allah’ın emanetine nasıl davranılması gerektiği ortadadır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bir mübarek sözlerinde, “Cennet, annelerin ayakları altındadır” buyurarak kadının ulvî yerini tarif etmiştir.
Gerçek şu ki; kadına İslam’ın tanıdığı mevki ve şerefi, hiçbir beşerî din, telakki veya sistem verememiştir. Kadına hak tanıyoruz diye kadın-erkek eşitliğini savunanlar; aslında kadını fıtrî görevinden kopararak onu cemiyette şerefi ihlal edilen zavallı bir mahlûk durumuna düşürmektedirler.
Kadınla erkek ne psikolojik, ne de biyolojik olarak eşittirler.
Vazifeleri de farklı farklıdır. Açıkça bilinen bu gerçeklerin hilâfına düşünceler, ilmî mesnetten mahrum, vakıaya ters olan hissî iddialardır. Aslında kadını köleleştiren, onu bir eğlence vasıtası haline getiren bu anlayış, tam bir sömürü ve istismara da sebep olmaktadır. Bugün dünyanın durumu, bu açıdan içler acısıdır.
Kadınla erkeğin, yaratılışa uygun olarak, görevleri farklı farklıdır. Her biri kendilerine tanınan görevler ve haklar doğrultusunda hayatlarını ikame etmelidirler.
Prof.Dr. Haydar BAŞ Rahmetenli'l-alemin cilt 2 Kitabı sayfa : 537 /588
Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir