İstanbul Hükümeti’nin oyunları.....

Ders kitaplarında gençlerimize, yokluk içinde kazanılan bir Kurtuluş Savaşı anlatılıyor

<İstanbul Hükümeti’nin oyunları.....

Ders kitaplarında gençlerimize, yokluk içinde kazanılan bir Kurtuluş Savaşı anlatılıyor.

Kağnı arabalarında mermilerin ta¬şındığı, anaların evlatlarını vatana 13-14 yaşında feda ettiği, mermi ıslanmasın diye kundaklara sarıldığından bahsediliyor. Bunlar doğru ancak eksik bir Kurtuluş Savaşı anlatımı bu...

Oysa iman gücü ile kazanılan bu mücadelede, vatanı istila eden düşmanla işbirliği yapan yerli işbirlikçiler, Saray'ın duru¬mu ve onların Mustafa Kemal ve Kuvva hareketine karşı giriş¬tikleri çirkin oyunlardan nedense bahsedilmiyor.

Mustafa Kemal, gençlere hitabede, "cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.

Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhid edebi¬lirler..." derken bu zevattan çektiklerini anlatıyordu esasen.

Maalesef, gençlerimize bu konularda bilgi verilmiyor.

Mustafa Kemal, işgal güçleriyle uğraştığı kadar Saray'la da uğraşmıştır. Saray ise büyük ölçüde İngilizlerin elindedir desek yanlış ifa¬de etmeyiz herhalde.

Bakınız, 27 Nisan 1920'de henüz Meclis'in açılmasından bir¬kaç gün sonra Mareşal Fevzi Çakmak Büyük Millet Meclisi'nde buna değinerek ne diyordu:

"İngilizlerin istediği, Kuva-yı Milliye'nin red ve suçlandırılması idi. Biz de Kuva-yı Milliye'nin haksız işgallerden ve Yunanlılardan İzmir ve Aydın'daki zulümlerinden doğduğunu ve bu haklı savunmayı reddetmenin ulusumuza karşı bir hıyanet teşkil edeceğini, bunu yapamayacağımızı söylüyorduk.

(.) Nihayet İngilizler, Salih Paşa hükûmetini, Babıali'den süngü ile atmağa karar vermişlerdi. Diledikleri yolda bir hükûmeti getirip kendilerinden bir İngiliz erinin bile burnu kanamak- sızın, bir savaşla bizi bize kırdırmak istiyorlardı.

(.) Malumunuz olan hatt-ı hümayunlar ve fetvalar, İslam'ı birbirine düşürmek için 1400 senelik İslam tarihinde misli görül¬memiş bir İngiliz ara bozuculuğunun acı bir belgesidir.

İngilizler bize açıkça söylediler: 'Biz dilediğimiz yolda yani en ağır şartları imzalayacak bir hükûmeti bulup getireceğiz' dedi¬ler.

Bu tarihte İngilizlerin düzenledikleri planın esas hatları, önce ulusu iç ayrılıklara düşürmek ve bölmek idi. Gerçekten, iç ayrı¬lıklarla ulusun bütünü ile çökeceğini ve tüm memleketin bir-iki ay içerisinde kölelik zincirine vurulacağını ümit ediyorlardı." (Prof. Dr. Haydar Baş Hoş Geldin Atatürk eseri sh: 453)