İSLÂM’IN İLK DÖNEMLERİNDEKİ İTİRAZLAR V.....

Dünden devam eden….                                                     

   Dinin temeli olan Allah inancını, en veciz şekilde vurguladığı için; bu sureye "İhlas" veya "Esas" adı verilmiştir. Allah inancını "İhlas" ve "Ayetül-Kürsi" kadar çarpıcı ve veciz anlatan başka hiçbir metin görülmemiştir. Hafız İbn-i Receb'in Kab'dan; Zemahşeri'nin Ubey ve Enes'ten rivayet olunduğu üzere: "Gökler ve yer (Kulhüvellahü ehad) suresinin üzerine kurulmuştur" buyurulmuştur. (Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili c: X s: 56)

İSLÂM’IN İLK DÖNEMLERİNDEKİ İTİRAZLAR V.....
Mimar Gökhan Demir

İSLÂM’IN İLK DÖNEMLERİNDEKİ İTİRAZLAR V.....

Kur'ân vahdaniyete delil olarak İhlas Suresini sunduğu gibi Cenab-ı Hakk'ın iki olmadığına dair deliller de sunmaktadır.

"Onlar Allah'ı hakkıyla tanıyıp bilemediler. Kıyamet günü bütün yeryüzü O'nun tasarrufundadır. Gökler O'nun kudret eliyle dürülmüş olacaktır. O, müşriklerin ortak koşmalarından yüce ve münezzehtir." (Zümer, 67)

"De ki: Eğer söyledikleri gibi Allah ile birlikte başka ilâhlar bulunsaydı, o taktirde bu ilahlar, Arş'ın sahibi olan Allah'a ulaşmak için çareler arayacaklardı." (İsrâ: 42)

"Yerde, gökte Allah'tan başka ilahlar olsaydı, yer gök fesada girerdi. Arş sahibi Allah, onların vasfettiklerinden münezzehtir.” (Enbiya: 22)

"... O'nun zatından başka her şey helak olacaktır. Hüküm O'nundur ve siz ancak O'na döndürüleceksiniz." (Kasas: 88)

 

b) Nübüvvete İtiraz Eden Müşriklerin Peygambere Mal ve Makam Teklifinde Bulunmaları

Müşrikler, nübüvveti (peygamberlik müessesesini) ve Resûlullah'ın şahsiyetini hedef alan itirazlara da başvurdular. Bu hususta her yolu deneyen Kureyş müşrikleri önce mal-mülk, ve makam teklif ettiler. Hattâ Mekke'nin hükümdarlığını... Bu tekliflerini Resûlullah'a amcası Ebu Talib vasıtasıyla ilettiler. Kabul etmediği takdirde ölümle tehdit ettiler. Bu teklife Peygamberimizin cevabı kesin ve net oldu: "Değil bu teklifler; bir elime güneşi, öbür elime ayı verseler; Allah'tan `Vazgeç' diye bir emir gelmedikçe davamdan vazgeçmem." (Bkz. Prof. Haydar Baş, Rahmeten Li'l Alemin c:1, s:101).

 

c) Müşriklerin Karşılıklı Tapınma Teklifi

Makam ve mevki teklifiyle Allah'ın Resûlü Hz. Muhammed (sav)'i İslâm'a davetten vazgeçiremeyen müşriklerin ileri gelenleri, bunun üzerine O'na yeni bir teklifle geldiler: "Bir sene sen bizim ilahlarımız olan Lat ve Uzzâ'ya ibadet edersin, bir sene de biz senin ilahına ibadet ederiz. Senin taptığın bizimkinden hayırlı ise biz de bir nasip almış oluruz. Bizim taptığımız seninkinden hayırlı ise sen de bir nasip almış olursun. Böylece anlaşır gideriz" şeklinde olan bu teklif açık bir şirk teklifi idi ki; Kur'ân-ı Kerîm'de Kâfırûn sûresinde onlara sert bir üslupla şöyle cevap verildi: " (Resûlüm!) De ki: ‘‘Ey kâfirler! Ben sizin tapmakta olduklarınıza tapmam. Siz de benim taptığıma tapmıyorsunuz. Ben sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim. Evet, siz de benim taptığıma tapıyor değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim de banadır." (Kâfirun: 1-6)

"Allah'tan başkasına ibadet etmemi mi, bana emrediyorsunuz, Ey cahiller?" (Zümer, 64  mealindeki âyet-i kerîme, Razi ve İbn-i Cerir'in beyanına göre bu sebeple nazil olmuştu. Peygamberimiz (sav) Kabe'ye gidip Kureyş'ten kalabalık bir topluluğun yüzlerine karşı bu sûreyi okudu. Onlar da ümitlerini kestiler. (M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili; c: VIII, s: 6218).

 

d) Diğer Teklifler ve İtirazlar

Bir gün müşriklerin ileri gelenleri güneş battıktan sonra Kabe'nin arkasında toplanarak getirecekleri teklifleri ve belirleyecekleri tavrı tespit ettiler. Bunlar, Utbe İbn-i Rebîa Velid İbn-i Muğire, Ebu Cehil, Abdullah İbn-i Umeyye EI-Mahzumi, Ümeyye İbn-i Halef, Ebu Süfyan İbn-i Harb, Nadir İbnü'l-Haris, Abdüddar oğullarının kardeşleri, Ebu'l Bahteri İbn-i Hişam, Esvet İbn-i Abdulmuttalib İbn-i Esed gibi azılı müşriklerden oluşuyordu. Peygamberimiz (sav)'i çağırdılar. Ve karşılıklı konuşmaya başladılar.

Müşrikler: "Ya Muhammed dediler, senin yaptığını hiç kimse kavmine yapmadı. Babalarımızı hakir gördün, dinimizi ayıpladın, ilahlarımıza sövdün, inançlarımızı hor gördün. Bizi parçaladın. Maksadın malsa sana pek çok mal toplayalım, reislik ise seni başımıza geçirelim. Seni cin çarpmışsa tedavisine bakalım."

 

Devam edecek….